What's this for translate Turkish
3,374 parallel translation
So they chose him for his knowledge and what he could bring to the case, and now he's got this opportunity to work with his hero Ryan Hardy, and it's sort of fun to watch how the mentor-student relationship develops.
Dolayısıyla onu bilgileri ve davaya getirebileceği şeyler için seçtiler. Şimdi kahramanı Ryan Hardy ile birlikte çalışma fırsatını yakaladı ve akıl hocası - talebe ilişkisinin nasıl geliştiğini görmek eğlenceli olacak.
This is what you need to prepare for the interview.
- Sırtın hoşmuş.
But if that's true, what's all this for?
Ama bu doğruysa tüm bunlar ne için?
There's been no shortage of ideas for what they might be, but this is really this generation of people's... my generation of people's...
Ne olabileceklerine dair fikir eksikliği olduğu söylenemez ama bu gerçekten bu neslin insanlarının benim neslimin, tek şansı.
So I guess that's what passes for a fucking moon on this planet.
Bu sikik gezenin de ayı bu galiba.
- This is what everybody's battling for.
- Herkesin uğruna savaştığı şey.
I agreed to let you attend what passes for a school in this town, but no friendships.
Şehirde okula girmek için sınavlara girmene izin verdim, arkadaşlıklara izin vermedim.
It'll be hard. You know, a day like this really shows who's the best, and I wasn't on par with what's required to win the Tour, so, I mean, for me, that's the reality.
Böyle bir günde en iyinin kim olduğu anlaşılır ve ben Tur'u kazanmak için gereken özelliklere sahip değildim, bunu bir gerçek olarak görüyorum.
And it was a terrific acceleration, but that's what this man is famous for, is the acceleration on the mountains.
Müthiş bir hızlanmaydı ama zaten adam dağlarda hızlanmasıyla ünlü.
Is this what you've been up to while I'm out working nights saving for your college?
Ben senin üniversite paranı biriktirmek için geceleri çalışırken sen bunu mu yapıyorsun?
What's fucked up here, besides the obvious, is here you are filing for divorce, and then this happens.
Burada saçma olan şey yani bariz olmasının dışında boşanma arifesindeyken bunların olması.
What's this for?
Bu ne için?
Well, I know it's your office, but you have all these other places, so what's this for'?
Ofis olduğunu biliyorum ama diğer yerler de var burası ne için?
What's this I hear about your curlyhaired friend working for the government?
Kıvırcık arkadaşın devlete çalışıyormuş doğru mu?
So what's this for again?
Peki niçin çekim yapıyorsun?
They've asked for a day or two to consult the powers that be, but what this means in the short term is that I need you here, ready to jump when they say jump.
Bir iki gün danışıp konuşma için müsaade istediler, Fakat bu senin biraz daha burada kalmanı gerektiriyor, Zıpla dediklerinde Zıplayabilmen lazım.
You need to take a deep breath and think long and hard about what course of action is best for the preservation of this department's reputation.
Derin bir nefes al ve iyice düşün Bu departmanın itibarının korunması için bu eylem en iyisidir.
You let your pride or your jealousy or whatever's keeping you from doing what's right for Ike, and this whole thing could come down around our heads and fucking fast.
Gururuna, kıskançlığına veya seni Ike için gerekeni yapmaktan her ne alıkoyuyorsa ona izin ver. Çünkü bütün bu mesele bize çok pahalıya patlayabilir amına koyayım.
- He's what we all came into this for. - Mmm.
Buralara gelmemize olanak saglayan kisi.
You know what... You should also get a portrait made for yourself by this amazing artist.
Biliyor musun bence sen de bu mükemmel sanatçıya kendi portreni yaptırmalısın.
You've gotta do what's right for you. And helping this girl...
Sen, kendin için doğru olanı yapıp bu kıza yardım etmelisin.
What amused me just then was your concern for my well-being in this heat, when, quite frankly, the condition of your laborers.
Beni az önce güldüren şey bu sıcakta benim hâlimi düşünmenizdi. Hem de bu işçilerinin durumları göz önüne alındığında... - İşçilerimin durumları mı?
This, here, what I went to Shaw's for.
İşte bunun için Shawlar'a gittim.
So what do you gotta lie about it for? You trying to turn this all around on me.
Sen ne yapmaya çalışıyorsun
- What's this for?
Hayrola?
Tommie, this wasn't an easy decision for me, but you know what she's like.
Tommie, benim için de kolay bir seçim değildi. Ama nasıl birisi olduğunu biliyorsun.
What's all this for?
Bunlar ne işe yarıyor?
If we can't be there for each other, then what's the point of this shitty existence?
Birbirimize de sahip çıkamayacaksak varolmamızın ne anlamı var ki?
What class is this for?
- Bu hangi sınıf için?
I would like to extend my deepest apologies for what has devolved into an embarrassment, this year's competition.
İzleyicilerimize en derin özürlerimi sunuyorum Bu yılki utanç verici, yarışmamızdan ötürü.
That's not what this note was for.
Bu öyle bir not değil.
It's just a random experience for you but for me... This is what I live for.
Bu senin için çok basit bir deneyim ama benim için..
Anyway, for what's it's worth, I missed you this evening.
Neyse, bu gece seni özlediğimi bil ama.
Listen to me, what you're experiencing right now is perfectly normal for someone who's been through something like this.
- Dinle beni. Senin geçirdiğin şeyleri geçiren herkesin... bu tür deneyimler yaşaması son derece normal.
I truly believe that this is what's best for this town.
Bu şehir için en iyisinin bu olduğuna inanıyorum.
Uh... What's the buy-out for this whole deal?
- İş ne kadara patlayacak?
This what we worked so hard for!
İşte sıkı çalışmamızın sebebi bu!
It's a good place to be, Gaurav, because this is what you work for all your life.
Burada olmak çok güzel, Gaurav, bütün yaşamı boyunca bunun için uğraştı.
And this version might win some awards, but it's not going to put asses in the seats for years and years to come, and that's what I'm interested in.
Ve bu hali birkaç ödül alabilir ama yıllar boyunca koltukları doldurmaz ve ben bunun peşindeyim.
Free for what? I'm sure you and I could make this work...
Seninle altından kalkabileceğimize eminim ama daima bir şeylerin yanlış olduğunu bileceğiz.
I thought you were finally ready for this, but you're the same old Tom, putting work before what's really important.
Nihayet buna hazır olduğunu sanmıştım. Ama hala aynı, eski Tom'sun. İşi gerçekten önemli olan şeylerden önde tutuyorsun.
If this is what karma's dishing out for me, then I owe it to myself to take it.
Karma benim önüme bunu getiriyorsa bunu ben halletmeliyim.
Here's what we're gonna do. We're gonna process this last batch, we're gonna sell it for traveling money, and then we're gonna head south.
Son grubu da işleyeceğiz ve seyahat parasını çıkarmak için satacağız ardından da güneye gideceğiz.
What's this for?
Bu ne işe yarıyor?
And that's what I want for this company.
Ve bu şirket için de bunu istiyorum.
Maybe what happened to George was a one-in-a-million chance for someone like him, but it turns out he's just one of millions of kids this disease kills.
Hayır. George'un başına gelen onun gibi biri için büyük talihsizlikti belki...,... ama sonuçta bu hastalıktan ölen milyonlarca çocuktan biri işte.
What we do here in this committee is look soberly and seriously with experts in the field at how and if we can increase that slice or if, in the very hard times for everyone, it has to be a slightly smaller portion.
Nasıl dilimleyeceğin sana kalmış. " Buradaki komitelerin bir araya gelme amacı bu pasta dilimini arttırmaya çalışmamız...,... ve bu dilimlerin nasıl paylaşılacağı. Ya da, herkes için daha zor zamanlar olduğunda...,... bunu küçük dilimlere nasıl ayıracağımız.
Well, I always wanted to be this blonde, so I thought "What the hell," and I just went for it.
Hep böyle bir sarışın olmak istiyordum, boş ver deyip, yaptırdım.
Well, considering what's been happening in this town for the past two years, think 24 / 7.
Son 2 yıldır kasabada olan biteni.. düşünürsek 7 / 24 açık kalacak.
For those of you who were doing open-heart surgery or bringing peace to the Mideast, or whatever the fuck you were doing this is what you missed on Shameless last week.
Kimileriniz açık kalp ameliyatı mı yapıyordunuz Orta Doğu'da barışı sağlamaya mı çalışıyordunuz artık ne bok yiyorduysanız Shameless'da geçen hafta şunları kaçırdınız.
- What's all this? - Party for work.
- Bu hazırlıklar da ne?
what's this 5587
what's this shit 22
what's this one 47
what's this stuff 16
what's this thing 28
what's this here 26
what's this nonsense 21
what's this guy's name 16
what's this now 35
what's this about 711
what's this shit 22
what's this one 47
what's this stuff 16
what's this thing 28
what's this here 26
what's this nonsense 21
what's this guy's name 16
what's this now 35
what's this about 711
what's this got to do with me 17
what's this then 20
what's this all about 313
what's this place 24
what's this really about 24
what's this doing here 16
fortune 78
formula 39
for her 243
force 120
what's this then 20
what's this all about 313
what's this place 24
what's this really about 24
what's this doing here 16
fortune 78
formula 39
for her 243
force 120
fort 29
forrest gump 32
for everyone 132
forget it 5039
forever 1407
forte 32
forced 28
ford 386
forces 21
formal 25
forrest gump 32
for everyone 132
forget it 5039
forever 1407
forte 32
forced 28
ford 386
forces 21
formal 25