Wheelhouse translate Turkish
166 parallel translation
In the wheelhouse.
Kaptan köşküne.
- In the wheelhouse?
- Kaptan köşküne mi? - Evet.
Sevitsky, that vulgar man in the wheelhouse... it's only good for one thing... running ships... and trying to browbeat his superiors.
Sevitsky, dümendeki o kaba adamın iyi olduğu tek bir iş vardır. Gemileri kullanmak ve amirlerine gözdağı vermeye çalışmak.
The only key to the cabins was in the wheelhouse.
Kabinlerin tek anahtarı dümen odasındadır.
There are some in the wheelhouse.
Kaptan köşkünde birkaç tane var.
Look-look, all we need to do is we need to get into the wheelhouse.
Tek yapman gereken bizi içeriye almak.
I don't think we're exactly in Niles'wheelhouse.
Bunun pek de Niles'a göre olduğunu sanmıyorum doğrusu.
That means that Captain Linda Greenlaw a lady vain about her nose, is in my wheelhouse.
Demek ki, burnu konusunda hassas olan Kaptan Linda GreenlaW dümen köşkünde.
That is right in the wheelhouse.
Tam sırası.
Right into my wheelhouse.
Kucağıma gel hemen.
Feeling weird is right in my wheelhouse.
Tuhaf hissetmeyi gel de bana sor.
I hear the walkie-talkies in the wheelhouse.!
Kaptan köşkünden telsiz sesleri geliyor!
- You should come into the wheelhouse.
- Kaptan köşküne gelmelisiniz.
When it's Christmas trees, bit out of your wheelhouse.
Ama konu Christmas ağaçları ise, bu senin bilginin biraz dışında kalır.
This kind of story... not really in the Herald's wheelhouse, is it Moses?
Bu tür hikâyeler... aslında Herald'ın profiline uymuyor.
And seeing as how the period table is, you know, in my wheelhouse... it seems...
Yaptığım periyotlar tablosu da... Yani- -
Okay, I see I need to get more into your wheelhouse... if I'm gonna drive this home. - What about Holly?
Anlaşıldı, bu gemiyi yüzdüreceksem senin kaptan köşküne daha sık girmem gerekecek.
Check out this picture I found up in the wheelhouse.
Bu fotoğrafı kaptan köşkünde buldum.
Yeah, but you know, this is kind of more in your wheelhouse.
Evet ama bu sana daha uygun bir vaka.
And exactly what wheelhouse is that?
Nasıl uygunmuş bakalım?
You know, as long as you stay right in your wheelhouse.
Yani kendi çöplüğünde takıldığın sürece.
- so unless... - I thought this case might be in Mr. Stone's particular wheelhouse.
Ben bu dava Bay Stone için özel bir kaptan köşkü olabilir sanmıştım
Unwinnable cases aren't a wheelhouse.
Kazanılamayacak davalar kaptan köşkü değildir. Neyse ben Solinksy ile zaten çok meşgulum. Beni geçin.
This pitch is in your wheelhouse.
Bu senin uzmanlık sahan.
- Wheelhouse!
- Kaptan köşküne!
I figured that was in your wheelhouse.
Bunun senin uzmanlık alanın sanıyordum.
This is right in your wheelhouse.
Bu tam olarak senin kaptan köskün.
Certainly in the Nord wheelhouse.
Kesinlikle Nords'un alanına dahil.
This is way beyond my wheelhouse.
Bu benim kapasitemi aşıyor.
But this go-Round, you need to look outside your wheelhouse.
Hayat devam ediyor mağarandan çıkmalısın.
I didn't know i had a wheelhouse.
Mağaram olduğunu bilmiyordum.
C4 charges blew the wheelhouse and created a cover smoke.
C4 patlayıcılarıyla dümen dairesini havaya uçurmuş ve perde dumanı oluşturmuşlar.
I'm thinking, uh, breaking into a building Isn't too far outside your wheelhouse.
Düşünüyorum da, bir binaya girmek yapamayacağın bir şey olmasa gerek.
Well, that plays right into my wheelhouse.
Bu iş tam benim uzmanlık alanım.
Wheelhouse time. Get in his wheelhouse.
Onun alanına girme vakti.
Wheelhouse, yeah.
Alanına gir, tamam.
I mean, this is your wheelhouse, buddy. Step up.
Bu senin alanın, göster kendini.
I know this may be out of your wheelhouse, but we're doing a little opera by Mozart.
Burada kumanda sizde olabilir ama biz de Mozart'ın küçük bir operasını sahneliyoruz.
Now, I know it's out of your wheelhouse, but to us, that makes you a suspect. I already told you I was at a party.
Sizin elinizde olan bir şey değil biliyorum ama bütün bunlar sizi gözümüzde zanlı durumuna düşürüyor.
What do you see in your wheelhouse?
Dümen köşkünde neler görüyorsun?
- I have nothing in my wheelhouse.
- Dümen köşkümde hiçbir şeyim yok.
It's in your wheelhouse. And I know you know it from the radio because it's a classic.
Kabiliyet alanının içinde ve radyolardan bildiğini biliyorum, çünkü klasiktir.
- This is my wheelhouse.
Bunlar benim uzmanlık alanım.
This is my wheelhouse.
Bu benim övündüğüm bir konu.
Th isn't my wheelhouse, okay?
Bu benim işim değil, tamam mı?
I didn't think that was in your wheelhouse.
Senin tarzın olduğunu sanmazdım.
That brutal? It's just a play about a homeless man winning the lottery, it seems a little out of your wheelhouse.
Sadece evsiz bir adamın lotoyu kazanmasıyla ilgili bir oyun senin tarzından uzaklaşmış gibi duruyor.
Mm, hatching schemes is not really my wheelhouse.
Plan kurmak kesinlikle yeteneklerim arasında yok.
Let's not confine ourselves to your wheelhouse.
O zaman kendimizi senin yeteneklerine hapsetmeyelim.
It's a little out of my wheelhouse, don't you think? Actually, they're not all that different from horny teenagers.
Yapma, Charlotte, yaşlılar için seks eğitimi mi?
this is my wheelhouse.
Gözlerden uzak yaşam sürmenin kralıyım.
wheel 105
wheels 61
wheeler 215
wheelchair 17
wheels up in 48
wheels up 28
wheel of fortune 16
wheel drive 80
wheels 61
wheeler 215
wheelchair 17
wheels up in 48
wheels up 28
wheel of fortune 16
wheel drive 80