English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Whitechapel

Whitechapel translate Turkish

198 parallel translation
Fifteen bob at a secondhand shop in Whitechapel, sir.
15 papele Whitechapel'daki ikinci elciden aldım.
Quiet, you Whitechapel scum, or I'll cut your slaggedy hands off at the wrist!
Kapa çeneni, seni kenar mahalle pisliği, yoksa o pasaklı ellerini bileklerinden keserim!
It was rumored he'd been seen in a low den in the distant parts of whitechapel.
White Chapel'in ücra köşelerinde bir batakhanede görüldüğü söyleniyordu.
... fabulous Whitechapel Art Gallery, has come back to revisit old scenes...
... efsanevi Whitechapel Sergi Evi, eski manzaraları tekrar ziyaret etmek...
Good people of Whitechapel!
Whitechapel'ın güzel halkı!
You've heard of the murders in this area?
Bölgedeki katilleri duydunuz mu? Whitechapel katillerini?
- He's the Whitechapel murderer.
- O, Whitechapel katili.
Please advise Moore's Funeral Home, Whitechapel Road, London, what disposition.
Cenazenin nakli için lütfen Londra Whitechapel'deki Moore Cenaze Evi'yle temasa geçin.
Murder in whitechapel! Murder in whitechapel!
Whitechapel'da cinayet!
Whitechapel butcher strikes again!
Whitechapel'da cinayet!
Whitechapel butcher strikes again!
Whitechapel kasabı yine iş başında!
These women murdered in whitechapel.
Whitechapel'da öldürülen kadınlardan bahsediyorum.
We've all got shops down in whitechapel.
Hepimizin WhiteChapel'da dükkanı var.
I understand you know something of the whitechapel murders.
Whitechapel cinayetleriyle ilgili bir şeyler bildiğinizi sanıyorum.
I simply made inquiries at whitechapel.
- Whitechapel'de basitçe soruşturdum.
I could get on the dog and blow to my mate in Whitechapel.
İsterseniz köpeği dışarı çıkarıp kilisedeki arkadaşıma haber verebilirim.
the killers arrested THIRD MAN INNOCENT
WHITECHAPEL KATİLLERİ YAKALANDI. ÜÇÜNCÜ ŞAHIS MASUM.
With all due respect, Doctor, I still can't believe that these sinister goings-on in Whitechapel are the work of a man in his sixties.
İşinize karışmak istemem Doktor ama Whitechapel'de süren bu olayların 60'larında biri tarafından yapıldığına inanamıyorum.
Ripper strikes in Whitechapel.
Ripper, Whitechapel'e saldırdı.
Maybe one of these Red Indians wandered into Whitechapel and indulged his natural inclinations.
Belki şu Kızılderililerden biri... Whitechapel'e gelmiş ve doğal eğilimlerine boyun eğmiştir.
No one in Whitechapel, no matter what their trade, could afford grapes.
Mesleği ne olursa olsun, Whitechapel'de kimsenin üzüm alacak parası yoktur.
Plenty of them in Whitechapel.
Whitechapel'de onlardan bir sürü var.
Worse than what'll happen to her in Whitechapel when she sprouts teats?
Memeleri çıkar çıkmaz Whitechapel'de başına geleceklerden de mi kötü olur?
I'm Inspector Abberline, assigned to Whitechapel.
Ben Müfettiş Abberline, Whitechapel'de görevliyim.
What would Ben Kidney and Special Branch be doing in Whitechapel?
Ben Kidney ve Özel Şube'nin Whitechapel'de ne işi olur?
All we know is that she was an unfortunate who lived in the Whitechapel district.
Tek bildiğimiz, Whitechapel mahallesinde yaşayan... bir hayat kadını olduğuydu.
What about the Whitechapel opium dens?
Peki Whitechapeldaki afyon odaları?
Something brings you to Whitechapel, to this shop, to me.
Bir şey seni Beyaz Şapel'e, bu dükkana, bana getirdi.
Whitechapel.
Beyaz Kilise.
I must ask you to come with me to White Chapel to look at the body of a young girl.
Benimle Whitechapel'e gelip genç bir kızın cesedine bakmanızı istemek zorundayım.
She was buried in White Chapel at his expense.
Whitechapel mezarlığına gömülmüş.
Gather round, Whitechapel.
Toplanın, Whitechapel takımı.
Whitechapel, gather round.
Whitechapel takımı, toplanın.
Come on, Whitechapel, we can still win this.
Hadi, Whitechapel, hâlâ kazanabiliriz.
He's the Bishop of Whitechapel.
Whitechapel Piskoposu.
Why move her from Whitechapel?
Onu niye Whitechapel'den oraya taşıdın?
You see why Agatha is so keen to help Whitechapel?
Agatha'nın Whitechapel'e yardıma neden bu kadar hevesli olduğunu anlıyor musun?
Whitechapel, 1888. - ( Groan's )
Whitechapel, 1888.
There's a dead woman in Whitechapel, a'simple dome'stic.
Whitechapel'de ölü bir kadın var, basit bir hizmetçi.
Problems? What are you saying?
- Whitechapel mi?
This mighta been intentional?
Doğu yakasındaki Whitechapel mi?
The show must go on. Murdoch, this is the greatest show on earth.
O zaman hâlâ Whitechapel Garnizonu'ndaydım.
And when I'm done, their boots will be pointing up toward their maker.
Whitechapel'den buraya kadar hep aynı şey tekrarlandı. Karındeşen böyle çalışıyor. - Benzerlikler var.
Jaws was gloating, rubbing it in?
Whitechapel'de konuşulanları hatırlıyor musunuz Müdür bey?
Did that girl's body remind you of something? Whitechapel, perhaps?
İlk kez birinin öldüğünü görüyor değilim ama bu gerçekten hiç...
Whitechapel?
- Beklenmedik. - Beklenmedik.
As in East End... Whitechapel?
Şimşek tarafından vurulmak.
Whitechapel when I watched half the bloody force work on the Ripper case.
Ama kim yaşamaz ki? Bu göründüğü gibi bir şey değil.
From Whitechapel to here.
Aramız iyiydi.
Were there any problems between Mr. Wilcox and Mr. McRawlins?
Whitechapel olabilir mi?
That's my word.
- Whitechapel'de Karındeşen vardı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]