English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You'll pay

You'll pay translate Turkish

4,918 parallel translation
So there's no chance he'll ever cut you in?
Yani sana hiç bir şekilde pay vermeyecek mi?
I promise I'll pay you as soon as I can.
Söz veriyorum en kısa sürede öderim
You're not the king of the ghost train Screw you You're alone with your pretty skull it's a nice decoration for the ghost train if you give me a headache you'll pay, if you don't scare people you'll pay
hayalet trenin kralı değilsen kahrol kafatasın hayalet tren için sadece bir dekorasyon başımı ağrıtırsan ödersin, insanları korkutamazsan ödersin
If those skulls go splitting you'll pay!
O kafatasını kırarsan parasını ödersin!
If you hurt them, I swear to God, I'll make you pay.
Onlara zarar verdiysen, sana bunu ödettiririm.
For those of you who were fortunate enough to earn more than $ 200,000 a year, we'll ask that you pay a little more in taxes.
Yılda 200,000 $'dan fazla kazanacak kadar yeterince talihli olanlar için biraz daha yüksek vergi ödemelerini talep edeceğiz.
Narciso, I swear, you'll pay for this!
Narciso, yemin ederim bunu ödeyeceksin.
- You'll pay for this.
- Bunu ödeyeceksin.
For the next week, you'll drink only half your rations.
Gelecek hafta boyunca payının yarısını içeceksin.
I'll pay you 15,000 baht.
500 dolar veririm.
I have no idea when I'll be able to pay you back.
Parayı ne zaman geri ödeyebilirim hiç bilemiyorum.
And... pay attention, Rudolph, you'll like this.
Dikkatini ver, Rudolph, hoşuna gidecek bu.
I'll pay for the cord if you actually get it to work.
Onu çalıştırmak istiyorsan kablonun parasını ödeyebilirim.
- I'll pay you tomorrow.
- Yarın ödeyeceğim.
- You'll pay me tomorrow?
- Yarın mı ödeyeceksin?
I'll pay you good money.
Sana iyi para ödeyeceğim.
I promise I'll pay you double and we'll give you extra shots.
Söz veriyorum, sana iki katını ödeyeceğim ve sana ekstra pozlar vereceğiz.
Look, I'll pay you.
Bak, ödeyeceğim.
I'll pay yöu. okay?
Ödeyeceğim tamam.
I'll pay I'll pay you.
Ödeyeceğim.
Yöu'll never see her again unless yöu pay up.
Parayı ödemezsen kızı bir daha göremezsin.
I'll pay yöu back, Julia, I promise.
Geri ödeyeceğim Julia, söz veriyorum.
Might take a long time to fence, but after that's done, you'll receive your share by express mail.
Onları satmak çok uzun sürebilir ama satıldıktan sonra payını APS ile alacaksın.
You'll pay for that.
Bunun için ödeme yaparsanız.
- You'll pay for that.
- Bunu ödeyeceksin.
He'll pay you on the spot.
Sana derhal ödeme yapacaktır.
This department doesn't deserve to pay for his transgressions, so I'll ask you again.
Bu departman onun günahlarını ödemeyi bunu hak etmiyor bu yüzden tekrar soruyorum.
Of course you'll have to pay for her care somehow.
Bakımı için bir şekilde ödeme yapman gerekecek.
I'll pay you.
- Para veririm size.
2 euros, my share. I'll be waiting for you outside.
Benim payıma düşen 2 Euro, ben dışarıda olacağım.
I'll pay you back, I swear.
Borcumu ödeceğim, vallahi bak.
You'll pay for my clothes.
Hey, bunun parasını bana ödeyeceksin!
- And you'll pay for it?
- Parasını vermiş miydin?
I'll, pay you now since I won't see you.
- Tamam. Bir daha görüşmeyeceğimiz için şimdiden ödemeyi yapayım.
We'll pay you.
Sizi ödeyeceğim.
You'll pay, sweetie. I promise.
Söz veriyorum, bunun bedelini ödeyeceksin, tatlım.
"wherever you want to go, wherever you want to be, " I'll pay for it. "
"Nereye gitmek, nerede olmak istersen parasını ben vereceğim" demiş.
- I'll pay you a fortune.
- Sana bir servet ödeyeceğim.
I'll even let you pay me back.
Hatta bana geri ödemene de izin vereceğim.
Daisy... How do you think we'll ever make this place pay if you keep standing people drinks?
Her gelene içki dağıtırsan, sence bu yeri nasıl çevirebiliriz?
If you support the wall, I'll give you a piece of the action.
Duvarı desteklersen sana pay veririm.
And, it's like I say, you put money in the claim, you'll be buying a share, a percentage of what the claim produces.
Ne diyorduk, işletmeye para yatırırsın işletmenin ürettiğinden bir pay satın alırsın.
Stay as long as you like and I'll pay you the same as the girl at the solicitor's...
İstediğin kadar kalabilirsin. Sana avukat bürosundaki kız kadar ücret veriririm.
Give me my cut, you'll never see me again.
Bana payımı ver, bir daha görüşmeyelim.
My sister's getting marr ed after all, lt'll definitely cost around two m on, I pay you handsomely, and you also earn from oot ng people,
Sonuçta kız kardeşim evleniyor. Kesinlikle iki milyona mal olur. Ben sana cömertçe ödeme yapıyorum.
I'll pay you back.
Telafi edeceğim.
I'll pay you $ 800 not to spill'er.
Ben sana 800 dolar veririm.
Nicky Boy, you'll pay the piper for what you did to Dennis.
Nicky, evlat, sen de Dennis'e yaptığını ödeyeceksin.
And if you want me protecting you, you'll need to pay more.
Şimdi korumaya devam etmemi istiyorsan o lokmalar büyümeli.
Because your mother and brother will be there and they'll pay me for you.
Çünkü annenle ağabeyin orada olacak ve senin için iyi para ödeyecekler.
She'll tell me whatever you pay her to tell me.
Neyi söylemesi için para ödüyorsan onu söyler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]