English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You're an ass

You're an ass translate Turkish

330 parallel translation
And you're an ass.
Ve sen de bir götsün.
You're making an ass of yourself, exposing yourself to all sorts of dangers... - that I promised to love, honor and protect you from.
Seni sevmek, onurlandırmak, korumak için ettiğim yemini böyle tehlikelere atılarak bozuyorsun.
You're making an ass of yourself.
Kendini komik duruma düşürüyorsun.
- You're an ass!
- Sen bir pisliksin!
Mr Cartwright, with all due respect to your rank, may I say that I think you're an ass?
Bay Cartwright, rütbenize olan saygımla beraber. Siz bir dangalaksınız, diyebilir miyim?
Because you're an ass.
Çünkü sen bir götsün.
Cadwalader, you're an ass.
I'm sorry.
You're just being an ass.
Götleşmeye başladın.
And think of something soon, or else you're gonna be out on your ass.
Ve bir an evvel birşeyler bul yoksa kıçına tekmeyi yersin.
If I do, white eyes, you're gonna be in heap big trouble...'cause I'm gonna track you down and shoot an arrow straight up your ass.
Eğer bunu yaparsam, White Eyes..... başına bir yığın bela alacaksın..... çünkü senin peşine düşüp..... gördüğüm yerde oku kıçına saplayacağım!
Get your ass in a sling if it ever gets out you're using an untested drug on human subjects. Don't worry.
İnsanlara denenmemiş... bir maddeyi verdiğiniz ortaya çıkarsa, başınız büyük derde girer.
Well, is it true you're an ass-kisser?
Senin bir yalaka olduğun doğru mu?
- You're an ass, Dwyer.
Sen götün tekisin, Dwyer.
Is that piss-ass piece of change you're making worth all of us getting kicked out of here on an honours violation?
O boktan bozuk para yüzünden hepimizin buradan atıImasına değer mi?
If you're going to make an ass of yourself, take it outside.
- Nedir? Kendini komik duruma düşüreceksen bunu dışarıda yap.
If you took anything he said to heart... you're just as big an ass as he is.
Ama onun sözlerini ciddiye alıyorsan, sen de onun kadar salaksındır.
- You're an ass.
- Eşeğin tekisin.
You're an ass, sir.
Siz bir hödüksünüz efendim.
You're an ass.
Tam bir pisliksin.
You're making an ass out of yourself again!
Yine kendini rezil etmeye başladın.
He thinks you're an ass.
Sana hıyar demiş.
You're such an ass-hole!
Ulan!
She would be crazy or you'd have to be enough of an ass to deserve the remark. Since you're the judge, you decide, but not until I finish.
Bunun için ya onun fazlasıyla deli olması,...,.. ya da sizlerin, riski ne olursa olsun, o lafı hak edecek derecede pislik herifler olmanız gerek.
You're an ass, Doug.
Bokun tekisin, Doug.
You're going home wrapped in an American flag with a hunk of cheese in your ass, Caparzo, you smart ass.
Kıçına pamuk tıkılmış olarak, bayrağa sarılmış bir tabutla eve gidiyorsun, Caparzo! - Ukala göt! Şimdi iyi dinleyin!
We only got a 30-second delay on that fuse, so let everyone know that if you are that last man you better hurry your ass off, or you're not going to be alive long.
O fünye, 30 saniye geri sayıma ayarlı bu yüzden herkese, "Sona kalıp, o fünyeyi ateşlerseniz, bir an evvel toz olsanız iyi olur..." "... yoksa uzun ömürlü olamazsınız. " diye uyarıda bulunsanız iyi olur.
You're sensitive, you're smart, you're funny you've got an ass that won't quit.
Hassas, zeki ve eğlencelisin. Terkedilmeyecek bir popon var.
You're such an ass!
Çok ahmaksın.
YOU'RE LUCKY YOU'RE NOT BUSY DEFUSING AN INTERNATIONAL INCIDENT, KISSING SOME SERIOUS RUSSIAN ASS... AND SENDING A WHOLE LOT OF AGENTS BARKING DOWN A WHOLE LOT OF BAD LEADS.
Şanslısın, çünkü bu uluslararası bir olay değil bir sürü Rus'la uğraşmıyorsun ama pek çok ajanı yanlış ipuçlarına yönlendiriyorsun.
You're an ass-licking Ball-sucking uncle-fucker
Sen kıç yalayan saksocu bir... ... amca becerensin
He is just an older pig ass-bastard who you're to stay away from!
Sadece uzak durman gereken daha yaşlı bir domuz.
That you're a little worried that I have a hot female trainee with an ass like a nectarine.
Kalçaları şeftali gibi olan kadın stajyerim olduğu için biraz endişelendiğini!
You see an ass and you suck it. You're an ass-sucker.
Bir göt gördün mü, gider emersin.
You're an unreasonable dumb-ass.
Sen mantıksız bir aptalsın.
- You're an ass, Bob.
Sen bir götsün Bob!
- "A" is for- - - "A" is for you're being an ass.
- "A" ise... - "A" ise kendini aptal yerine koymak.
You're an ass.
Sen bir salaksın!
I heard you're running from an ass-whippin'.
Duyduğuma göre dayaktan kaçıyormuşsun.
You're such an ass.
Tam götsün!
I am deeply sorrythat you're such an ass!
- İçeri girmeme izin verin.
Right now, I think you're being an ass.
Bence şu an gıcıklık yapıyorsun.
He's an ass, and you're an ass.
Bir salak. Ve sen de öyle.
Go. Oh! You're such an ass.
Sen bir eşeksin.
You're making an ass out of yourself.
Kendini maskara ediyorsun.
You're an ass!
Adi kaltak!
You're being an ass.
Dangalak oluyorsun.
An awkward position is what you're going to be in when the fbi is shining a proctoscope up your big, fat ass!
Zor duruma düşeceğin zaman FBl'ın proktoskobu, koca kıçında parlattığı zaman olacak!
I don't believe, that you're this kind of an ass-hole.
Size inanmıyorum, bu kadar namussuz olamazsınız.
You know... you're an ass What did I say?
Biliyor musun, sen budalanın tekisin! Ne dedim ki?
Just because you're an angel doesn't mean you can't kick some ass now and again.
Bir melek olman birilerinin canına okuyamayacağın anlamına gelmez.
- You know, you're an ass, man.
- Biliyor musun, sen aptal bir adamsın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]