You're done for translate Turkish
630 parallel translation
We're done for because you can't live that way and keep anything inside you!
Aranızda hiçbir şeyi halledemediğiniz ve bu şekilde yaşayamadığınız için biz helak olduk.
Yes, looks as if you're done for, Lopez.
İşin bitti gibi görünüyor, Lopez.
You're a rebel, and see what it has done for you.
Sen bir isyankarsın, ve bak sana nelere mal oldu.
Colonel Carrington told him if you didn't get ammunition to Fort Piney, they're done for.
Albay Carrington ona, eğer siz Fort Piney'e cephane yollamazsınız mahvolacaklarını söylemiş.
And what that doctor's done for you, you're madder still.
Doktorun sana yaptığından sonra daha da delirdin.
If they get you now, you're done for.
Şimdi yakalanırsan, işin bitik.
You're done for.
İşin bitti.
I ought to be getting back on the job. if you're done with me for now, I'd better go.
İşe dönmem gerekiyor. Benimle işiniz bittiyse gitsem iyi olur.
You're the one who will pay for what you've done to him and Alice.
Ona ve Alice'e çektirdiklerine bakarsak hesap vermesi gereken sensin.
When you're done with breakfast... come up with an excuse so that you can meet me on the city wall. What for?
Kahvaltın bittiğinde bir bahane uydur ve benimle surların orada buluş.
- A new piano. You're a mighty lucky girl. All of the things Miles has done for you.
Yeni bir piyano,... Abbie, sen çok şanslı bir kızsın,... Miles'ın senin için yaptıklarına bakacak olursak.
And when stuff you ate last week comes up when you vomit, well, then you're done for.
Kustuğunda bir önceki hafta yediklerin de gelmeye başlarsa işte o zaman işin bitmiş demektir.
Under 30, you start vibrating, and you're done for.
30'un altında sallanmaya başlarsın ve işin biter.
Get all worked up and you're done for.
Heyecana kapılırsan halin haraptır.
We have children of our own, yet you've done the most for us, and you're not even a blood relative.
Kendi çocuklarımız olmasına rağmen bizim için en çok çabalayan sen oldun. Ve aramızda kan bağı bile yok.
I've done everything anybody could you're just asking for trouble.
Ben gereken her şeyi yaptım ama sen başına bela arıyorsun.
Heberge, if you're done with your work... I'll find something else for you to do.
Heberge, eğer ödevini bitirdiysen yapman için başka şeyler vereceğim.
You're sticking up for him after what he's done?
Yaptıklarından sonra onu koruyor musun?
If that man recognizes you, we're done for.
O adam seni tanırsa yanarız.
If you don't we're done for, all of us.
Öğrenmezsen, biteriz, hepimiz.
If you squirt me, you're done for!
Beni elindekiyle yıkamaya çalışmayacaksın, değil mi?
Then you're done for.
Ardından mahvolursunuz.
You've done it for 30 years and you're asking me?
Otuz sene yaptıktan sonra bana mı soruyorsun?
Ιf you fear unhappiness, you're done for.
Mutsuzluktan korkuyorsan hapı yuttun demektir.
Jenny, does your mother know that you're almost always late for school, and that your homework is seldom done?
Jenny, annen okula her zaman geç geldiğini ve ödevlerini nadiren yaptığını biliyor mu?
By the time we're done massaging you, sparks will be flying from those plugs you have for eyes.
Masaj yaptırdığımız anda, gözlerindeki o boşluklardan kıvılcım çıkartırız.
Cousin, you're done for!
Kuzen sen mahvoldun!
No tricks. You're done for.
Oyun oynama, yenildin.
So after all this time and all I've done for you, you're leaving me in the lurch.
Yani, senin için bütün bu yaptıklarımdan sonra beni müşkül durumda bırakıyorsun.
You're done for this time.
Bu kez başaramayacaksın.
- Speak, or you're done for!
Konuş yoksa yanarsın!
If you ate any of that stuff, we're both done for.
Eğer o şeyden biraz yemişsen başımız belada demektir.
Any "um-ing" and "er-ing," and you're done for.
Öyle "hım" lar ya da "eee" lersen İşin biter.
It's for you when you're done.
Bitirince bu senin olacak.
You're full of indignation for the wrongs that have been done to you. First by fate and now by police investigation.
Başınıza gelen haksız muamelelerden dolayı kızgın olduğunuzu biliyorum.
I'm sure he hasn't done anything like you're sent to prison for.
Bence bu adam hapse girecek bir şey yapmış olamaz.
It's never welcome, but if you've done all you can do and it's your best in a way, I guess, you're ready for him.
Gelmesi hiçistenmez ama yapabileceğiniz her şeyi yapmışsanız elinizden gelen buysa bir bakıma ölüme hazırsınız demektir.
And any time you're through here, just let us know what you want done and we'll be right here for you.
Burada olduğun sürece, yapılmasını istediğin bir şey olursa senin için hallederiz.
You said I was to do the thinking for both of us. Well, I've done a lot of it since then and it all adds up to one thing : You're getting on that plane with Victor where you belong.
İkimiz için benim karar vereceğimi söyledin ve Victor'la o uçağa biniyorsun.
You're gonna have to take this laundry work I've done for Ms. Boatwright.
Bayan Boatwright'in yıkadığım çamaşırlarını götüreceksin daha.
If you lose the courage, you need to work off your emotions otherwise you're done for.
Belki bu daha da kötü yapar her şeyi. Kendini kötü hissettiğinde tekrar ayağa kalkacak gücü bulmalısın yoksa her şey biter.
But if the cop ever discovers the truth, we're done for, you hear?
Eğer polis gerçeği öğrenirse işte o zaman biteriz. Anladın mı?
When you're done, it'll be all over for us.
İşin bittiğinde bizim için herşey bitecek
You're going to be here for four years with your eyes open, homework done, pencils sharpened and all food, cigarettes and radios outside.
Burada dört yıl geçireceksiniz. Gözünüz tahtada, kalem elinizde, ödevleriniz hazır olacak. Sınıfa yiyecek, sigara ve radyo sokamazsınız.
You're a wounding son of a bitch, and whatever I've done to you, you've made me pay for it.
Sen insanların kalbini kıran bir o... pu çocuğusun ve senin için yaptığım her şeyin bedelini ödettin.
This time you're done for
Bu sefer işin görülecek.
Since you're relocating here, to show appreciation for all you've done... Mr. Sharp is contributing the land... the contractors the homes... and the department stores, all the furnishings.
Buraya taşındığınıza göre, takdirimizin göstergesi olarak... araziniz Bay Sharp'tan... evleriniz müteahhitlerden... ve mobilyalarınız da büyük mağazalardan gelecek.
- You're the first person who's ever done this for me.
- Bunu hayatımda yapan ilk kişisin.
We're grateful for what you've done.
Yaptıklarından dolayı sana minnettarız.
Well, if now's not convenient for you, how about when you're done?
Şuan uygun değilsen, işin bittiğinde ne dersin?
But you're also a spoiled rich brat who's always had everything done for him.
Ama aynı zamanda her zaman her şeyini başkalarına yaptıran zengin bir hanım evladısın.
you're done 550
you're done here 55
done for 16
fortune 78
for her 243
formula 39
force 120
forrest gump 32
fort 29
for everyone 132
you're done here 55
done for 16
fortune 78
for her 243
formula 39
force 120
forrest gump 32
fort 29
for everyone 132