You're ready translate Turkish
7,653 parallel translation
Yeah, we'll schedule a talk about the birth plan - when you're ready. - Thanks.
Doğumu planlama başlamalıyız ama sen hazır olana kadar bekleyebiliriz.
Not until you're ready.
- Sen hazır olana kadar almayacağım.
So you're gonna punish a single mother who was in the O.R. prepped and ready for transplant?
Ameliyathanede nakil için hazırlanmış olan bekar bir anneyi mi cezalandıracaksın?
We'll get to that part... when you're ready.
O kısma da geleceğiz, hazır olduğunda.
Just let us know when you're ready, okay?
Hazır olduğunda söylersin, tamam mı?
You sure you're ready?
Hazır olduğuna emin misin?
- You're ready.
- Hazırsın.
You know, I just think that I need... to know that you're gonna be there for me to support me when I'm ready to get my career back.
Bilyorsun.Sadece düşündüm ki... Çalışmaya döndüğümde beni destekleyeceğini bilmek istedim o kadar.
You're ready to push.
Doğuracaksın.
Michelle... you're not ready.
Michelle, hazır değilsin. Ben satmaktan yanayım.
You're not ready for it.
Sen bunlar için hazır değilsin.
You're ready.
Artık hazırsın.
Dutch... are you sure you're ready to get back into the saddle with this guy?
Dutch bu adamla çalışmaya geri dönmek için hazır olduğuna emin misin?
You're ready.
Hazırsın.
I can take you if you're ready.
Hazırsan, seni de götürebilirim.
You need every able-bodied soldier here. No, you're not ready.
Tüm sağlam adamlara ihtiyacınız var.
Well... we just don't think that you're ready to be on your own.
Yalnız kalmaya hazır olduğunu düşünmüyoruz.
Whenever you're ready.
- Ne zaman hazır olursan başla.
- I'll announce it when you're ready.
Hazır olduğunuzda haber verebilirim.
Whenever you're ready.
Hazır olduğun zaman.
We're almost ready for you.
Neredeyse hazır sayılırız.
You just have the nurse page me when you're ready.
Hazır olunca hemşireye söyleyin beni çağırsın.
You're ready in five.
Beş dakikaya hazır ol.
Think you're ready?
- Sence hazır mısın?
Look, I'm immortal and you're not, and I always knew that I would lose you one day, but I am not ready to lose you now.
Bak, ben ölümsüzüm ve sen değilsin,... ve seni birgün kaybedeceğimi biliyorum,... ama seni şimdi kaybetmeye hazır değilim.
♪ I think you're ready.
* Kalk ayağa öyleyse *
You're ready for this.
Buna hazırsın.
- Whenever you're ready.
- Ne zaman hazır olursan.
We're ready for you.
Hazırız.
Whenever you're ready.
Ne zaman isterseniz.
( thunder rumbling ) They're ready for you inside, Mr. Greenberg.
Sizin için hazırlar bay Greenberg.
You're not ready.
Hazır değilsin.
When I decide that you're ready.
Hazır olduğuna karar verdiğimde.
You're ready. No, but I'm not ready for what you want from me.
Hayır, benden istediğin şeye hazır değilim ama.
You're gonna have to get ready soon.
Yakında hazırlanman lazım.
Ma'am, the president wanted me to check and see if you're ready.
Hanımefendi, Başkan sizi kontrol etmemi istedi.
I don't think you're ready for this culture clash.
Kültürel çatışmaya hazır değilsin bence.
You're not ready.
Hazır değilsin çünkü.
They're ready for you.
Sizin için hazırlar.
I need to know you're ready to do the work.
- Çalışmaya hazır olduğunu bilmek istiyorum.
I'm gonna step right out there. And when you're ready, let's go get this son of a bitch.
Dışarı çıkacağım ve sen hazır olduğunda gidip o herifi bulacağız.
We can drive around if you want, till you're ready to go back.
İstersen sen hazır hissedene kadar buralarda dolanabiliriz.
If you're ready, we can do this, Dutch.
Eğer hazırsan bunu yapabiliriz, Dutch.
You gonna be ready to go once we're done here?
Buradaki işimiz biter bitmez gitmeye hazır olacak mısın?
I gather, from your argument, that you're ready to sell, but your brother, Aron, isn't.
Ama kardeşin, Aron, değil Ben, Sen satmaya hazır olduklarını, sizin argüman, toplamak.
At your podium, and you're gonna tell the reporters you're ready to debate.
Podyumuna gidip, gazetecilere münazaraya hazır olduğunu söyleyeceksin.
When you're ready, just push the plunger in.
Hazır olunca iğneyi yap.
So we're scheduled to go on in about three minutes, so just sit tight, and I'll count you in when we're ready.
Üç dakikaya yayına girmemiz gerekecek yani sıkı dur, gireceğimiz zaman geri sayıma başlayacağım.
I'm guessing you're ready for this?
Buna hazırsın diye tahmin ediyorum?
- You're not even ready yet.
- Hazır değilsin bile.
It's an invitation to change, repent, and return to full Communion when you're ready.
Değişim için bir davettir. Tövbe et. İnananlar arasına geri dön.
you're ready to go 18
you're ready for this 17
ready 6018
ready or not 106
ready when you are 132
ready as i'll ever be 16
ready to order 18
ready to go home 19
ready and waiting 18
ready to roll 40
you're ready for this 17
ready 6018
ready or not 106
ready when you are 132
ready as i'll ever be 16
ready to order 18
ready to go home 19
ready and waiting 18
ready to roll 40
ready to go 350
ready for lunch 19
ready now 19
ready for what 105
ready for this 33
ready to fire 23
you're cute 195
you're welcome 5601
you're awesome 166
you're right 14205
ready for lunch 19
ready now 19
ready for what 105
ready for this 33
ready to fire 23
you're cute 195
you're welcome 5601
you're awesome 166
you're right 14205
you're so stupid 85
you're not my type 58
you're sorry 317
you're so pretty 112
you're so handsome 35
you're so sweet 212
you're so cute 124
you're so welcome 43
you're 4202
you're doing great 645
you're not my type 58
you're sorry 317
you're so pretty 112
you're so handsome 35
you're so sweet 212
you're so cute 124
you're so welcome 43
you're 4202
you're doing great 645