You remember that translate Turkish
11,853 parallel translation
You remember that weird modern dance recital that we were in?
Jerry'den daha iyisi gelmedi. Jesse, neden ben garajda kalıyor muşum? Merhaba.
I just never felt worth it. Oh, sweetie. My ninth birthday, I don't know if you remember that party...
Lance, sen menajerimsin ve bu durum her ne kadar tezat olsa da seni seviyorum ama buraya felsefi bir konuşma yapmaya geldiysen kısa ama çok kısa tutarsan gerçekten iyi olur.
Make sure you remember that.
Bunu aklından çıkarma.
Do you remember that article?
O makaleyi hatırlıyor musun?
Do you remember that night now?
Şimdi o geceyi hatırlıyor musun?
Do you remember that?
Bunu hatırlıyor musun?
Do you remember that?
Hatırlıyor musun?
Do you remember that night?
O geceyi hatırlıyor musun?
You remember that night at the auto bar?
Bardaki o geceyi hatırlıyor musun?
You remember that time we had to ride back from Rockaway Beach in the back of that freezer truck?
Rockaway Sahili'nden dönerken bindiğimiz dondurucu kamyonunu hatırlıyor musun?
You remember that, James Cleveland Owens.
Bunu unutma James Cleveland Owens.
- Dude, look, do you remember that time I ended up in Compton smokin'crack in that hotel with that hooker with the giant bush and pancake tits, looked like she was straight out of national geographic?
- Dostum, bak, o zaman bittiğimi hatırlıyor musun Compton'da sigara içen o fahişe ile o otelde çatlak Dev çalılık ve gözleme göğsü ile,
And what you might do well to remember is that the pawn and the king end up in the same box at the end of the game.
Ve hatırlamanız gereken en önemli şey, piyonda kralda oyunun sonunda aynı kutuya girerler.
Remember you said that the other night?
Kader mi? Onu dün gece de söylemiştin.
Remember the time you made me sleep in the car'cause I ate that hot pepper and you thought I was possessed?
Acı biber yediğimde... içime şeytan girdi sanıp beni arabada yatırmıştın.
I hope your last thought before you slipped into the darkness of your mind was that I would remember everything about you.
Ve fikrimi değiştirmeyeceğim. Sizleri karı koca ilan ediyorum. Sen öpmezsen ben öpeceğim.
Remember when you said to me that you'd wipe my ass until there was no more shit left on it?
Bok kalmayana kadar kıçımı sileceğini söylediğini hatırlıyor musun?
To tell you the honest truth, sir, I don't remember all that much.
Sana dürüst gerçekleri söylemek için, bayım, hepsini çok hatırlamıyorum.
That's when I remember why I signed up in the first place, you know?
İşte o zaman ilk etapta neden üye olduğumu hatırladım, anlıyor musun?
Long before the accident, I remember you telling me that you were feeling like you were losing Stephen.
Kazadan çok uzun zaman önce bana Stephen'ı kaybediyormuş gibi hissediyorum dediğini hatırlıyorum.
I'm asking you to remember that Judah is your brother.
Judah'ın kardeşin olduğunu hatırlamanı istiyorum senden.
You remember he had that pneumonia, laying there with a fever, talking plumb out his head.
Hatırlarsın, zatürre olmuştu, ateşli hâlde yatakta yatıyor, sayıklıyordu.
I remember you used to sing that old song.
Hatırlıyorum da eskiden şu şarkıyı söylerdin.
I remember waiting for you to come out of that desert, you know?
O çölden dönmeni beklediğim zamanları hatırlıyorum.
I remember you saying that she worked on Saturdays.
Cumartesi günleri çalıştığını söylediğini hatırlıyorum.
You remember those stories that Meacham used to tell us?
Eskiden Meacham'ın bize anlattığı şu hikâyeleri hatırlıyor musun?
Remember, if you feel the burn, that's good.
Unutmayın, yanmayı düşünüyorsanız, bu güzel.
Remember that outfit I showed you?
Gösterdiğim o kostümü hatırlıyor musun?
The only thing about you that I remember was strong was the smell of booze.
Seninle ilgili hatırladığım tek şey keskin bir içki kokusu.
But I just couldn't remember if I put that fact into the story, so I wanted to, you know, tell you now up front, I guess.
Ama sadece hatırlayamadım Bu gerçeği hikayeye koyarsam, Bu yüzden istedim
It would serve you well to remember that.
Bunu aklında tutarsan sana faydası olur.
I remember you had that sick curve ball.
Hani eski, yamulmuş bir topun vardı.
You don't remember saying that?
Dediğini hatırlamıyor musun?
And, um, yeah, you know that's the last thing i remember.
Ve evet. Bilirsin hatırladığım son şey bu.
Not even Johanna will remember a time that you weren't in charge.
Johanna bile senin başta olduğun zamanları hatırlamayacak.
That way the next time someone says something to you just remember...
Böylece bir dahaki sefer biri size bir şey söylediği zaman hatırlayın...
Remember that when you're older.
bunu yaşlanınca hatırla.
You must always remember that.
Bunu, sakın aklınızdan çıkarmayın.
And also best remember... that you will not know where I am... and I will know where you are.
Bir de, şunu unutma... Benim nerede olduğumu asla bilmiyeceksin... Ama, ben senin nerede olduğunu, hep bileceğim.
They'll remember that the school said, " you don't fit in.
Bu nedenle günahkarlara karşı savaş ilan ediyorum.
That week in late January, do you remember how many you flew?
Ocağın son haftasında, Kaç kez uçtuğunuzu hatırlıyor musunuz?
Remember what you did to that little girl Julie?
Şu küçük kıza ne yaptığını hatırla, Julie'ye?
Remember that we are at altitude here, so drink plenty of water while you acclimatize.
Bu rakımda iklime uyum sağlamak için bol bol su içmelisin.
That's so you can remember my name.
Böylece adımı unutmazsın.
Remember I was telling you about that?
Patronumun yaptığı şey butu. Hatırlıyor musun, sana bunu söylüyorum?
Yeah, that's the smile I'm gonna remember when you're living in the desert and I'm living with your wife.
Sen çölde yaşarken ben de karınla birlikte kaldığımda hatırlayacağım gülümseme bu olacak.
So every time you put him down, you ought to remember that he's why I'm always in nice dresses and jewelry and you're still lookin'like a little old farm girl.
Onu aşağılarken şunu da düşün, hep böyle güzel elbiseler giyip takılar takmamı ona borçluyum, sense hala köylü kızları gibi görünüyorsun.
And the last thing that you will remember is that you shoulda never come up against Gilly Martin.
Ve hatırlayacağın son şey Gilly Martin'e asla karşı gelmemen gerektiği olacak.
Now, you ought to remember that, soldier.
Bunu unutma asker.
Do you remember when we used to play that game?
Bu oyunu oynadığımız zamanı hatırlıyor musun?
Do you remember when you and your friends had that party and you painted all those crazy animals on my wall?
Sen ve arkadaşlarının parti yaptığınız zamanı hatırlıyor musun? Duvarıma tüm o çılgın hayvanları çizmiştin.
you remember me 243
you remember 747
you remembered 141
you remember everything 16
you remember him 113
you remember it 25
you remember her 81
you remember now 22
you remember mr 29
you remember this 47
you remember 747
you remembered 141
you remember everything 16
you remember him 113
you remember it 25
you remember her 81
you remember now 22
you remember mr 29
you remember this 47
you remember dr 19
remember that 729
remember that one 18
that 10639
that's nice 2129
that's gross 203
that's enough 4716
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
remember that 729
remember that one 18
that 10639
that's nice 2129
that's gross 203
that's enough 4716
that's it 18340
that's good 7000
that's great 6151
that's right 20311
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89
that's all 8171
that's 10531
that's my boy 361
that's my girl 410
that's all i got 169
that's awesome 830
that's good to hear 161
that's cool 1334
that all started with a big bang 89