English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You think

You think translate Turkish

379,520 parallel translation
Your Majesty, you think he knows better for your people than you do?
Majesteleri, insanlarınız için en iyisini sizden daha iyi bildiğini mi düşünüyorsunuz?
What makes you think you can destroy a whole city?
Tüm bir şehri havaya uçurabileceğini sana düşündüren nedir?
You think I'm your backup, Ant-Man?
Ben mi senin desteğin oluyorum Karınca Adam?
Who do you think you are to summon us in the middle of the night?
Gecenin bir yarısı bizi toplamakla kendini ne zannediyorsun?
Whatever you think you're doing, Captain Rogers, stand down.
Her ne yaptığınızı düşünüyorsanız Yüzbaşı Rogers, geri çekilin.
If I buy you some time, you think you can get away?
Eğer sana biraz zaman kazandırabilirsem, uzaklaşabileceğini düşünüyor musun?
But if you think I'm going to just let you undo my registration disks, you're wrong.
Ama kayıt disklerimi etkisizleştirmenize izin vereceğimi düşünüyorsan çok yanılıyorsun.
Letting you think you've won, studying your every move, setting up the pieces, watching you do exactly what I wanted.
Kazandığınızı düşünmenizi sağlayarak, her hareketinizi çalışıyor parçaları ayarlıyor, tam olarak yapmanızı istediğim şeyleri yaptığınızı izliyordum.
Oh, in fact, we were thinking about pulling her start date forward a month or so, what do you think?
Şu da bir gerçek ki kızın işe başlama zamanını bir ay kadar ileri çekmeyi düşünüyoruz. Sen ne dersin?
- Do you think he'd take ten years off?
- 10 yılını alacağını düşünüyor musun?
Is that what you think I'm doing?
Böyle mi düşünüyorsun?
- Who do you think?
- Kim olduğunu sanıyordun?
You know, I don't know what makes you think that you've got more of a right to be upset about this than I have.
Benden daha fazla üzgün olmak için nedenin varken bu konuyu sana düşündürenin ne olduğunu anlayamıyorum, biliyor musun?
Why do you think you left Lia crying inside a locked car for ten minutes?
Neden Lia'yı ağlar bir şekilde arabanda 10 dakika kilitli bıraktın?
You think she was involved in Kay's death?
Gelecek Bölümde... - Kay'in ölümüyle bir ilgisi mi var?
Do you think she looks young for ten there?
10 yaşından küçük gibi gözükmüyor mu?
You think she was involved in Kay's death?
Kay'in ölümüne bulaşmış mı, yani?
What she's been doing, you think that's normal?
Zaten böyleydi, normal olduğunu mu düşünüyordun?
You think you're being a friend to her.
Onun arkadaşın olduğunu düşünüyorsun hem de.
I don't care what you think of me, but I do care about what happens to that baby.
Hakkımda ne düşündüğün umrumda değil. Ben bebek için endişeleniyorum.
And the hostility you were feeling before, where do you think that's going now Paula's not around?
Ancak şu an Paula etrafta değil ve bu iş nereye gidiyor sence?
Do you think it's more painful for you to go back there than it is for me?
Oraya gitmek bana verdiğinden daha fazla acı mı verecek sana?
You know, if you think about sleepovers...
Eğer pijama partilerini düşünürseniz...
The objects themselves are not what you think they are.
Objeler, tek başına düşündüğünüz şeyler değillerdir.
Stop and think before you act.
Dur ve hareket etmeden önce düşün.
I do not think they can hear you, Captain Marvel.
Sizi duyabildiklerini sanmıyorum Kaptan Marvel.
I think you're the perfect heroes to be the new Avengers.
Bence yeni Yenilmezler'i oluşturacak mükemmel kahramanlarsınız.
What do you think you're doing?
Ne yaptığını sanıyorsun?
( GRUNTS ) Think you can get the hothead inside?
Öfkeli adama ulaşabileceğini düşünüyor musun?
Yes, I remember that now, but I think you're being too modest.
Ben hatırlıyorum. Ve bence sen oldukça mütevazisin.
I did think I'd be back way before now, but I don't believe in fighting what your body tells you.
Geri döneceğimi düşünmüştüm. Vücudun insana anlattıklarıyla tartışmaktan hoşlanmıyorum.
No, no, no, I think that's a great idea and you should present it to Vernon.
Hayır, hayır, hayır. Bence güzel bir fikir ve bunu Vernon'a göstermelisin.
I didn't think you'd want to be copied in on all that.
Her şeyi bilmek isteyebileceğini düşünmemiştim.
Well, I think I've copied you into everything.
Sanırım hepsinin kopyasını sana verdim.
I-I didn't want you to think I was having a go at you.
Seni tehdit ettiğimi düşünmeni istemem.
Well, I could have got all tongue-tied, but I didn't think that'd reflect well on you.
Dilim tutulabilirdi ama zaten bunun sana yansıyacağını düşünmüyorum.
You really think you'll be back that early?
Daha erken süre içinde geri döneceğini düşünmüyor musun?
Or... people THINK you're being funny but actually you're being completely serious.
Ya da insanların senin komik olduğunu düşündüğü ama aslında tamamen ciddi olduğun bir yer.
When I say that we're managing without you, I don't want you to think that we're not missing you to bits.
Sensiz idare ettiğimizi söylerken seni özlemediğimizi kastetmemiştim.
Look, I don't think you were having an affair,
Bak, bunun doğru olduğunu düşünmüyorum.
I think you'll find that was all in your head.
Kafanın içindeki her şeyi öğreneceksin.
I think I've probably got you to thank.
Sanırım sana teşekkür etmeliyim.
I think she used to work for Jarman McCreadie - you did a little stint there, didn't you?
Galiba Jarman McCreadie için çalışıyordu. Orada küçük bir iş yapmıştın, değil mi?
You need to have a think about who should be at the centre of your life.
Hayatının merkezinde kim olduğunu düşün.
I didn't think that you needed to know that.
Bunu bilmen gerektiğini düşünmüyordum.
You need to have a think about who should be at the centre of your life.
Hayatının merkezinde kimin olması gerektiğini düşünmek zorundasın.
What does he think you'll do?
Ne düşünüyor?
So, I think that's quite elegant, if you just stretch it.
Bence bunu gerersen de bayağı şık gözükür.
We feel something here, I think, and if you can bring this feeling into a black box theater, that's exciting.
Bence biz de burada bir şeyler hissediyoruz ve bu hissi kara kutu tiyatrosuna taşıyabilirseniz, işte bu heyecanlı olur.
You know, in fact, you know, she is so driven, I think her imagination needs its own chauffeur.
Doğrusu, o kararlılıkla o kadar hızlı ilerliyor ki bence hayal gücünün bile bir şoföre ihtiyacı var.
Oh, you know what, I think I am going to get these.
Bunları alacağım galiba.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]