English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You were dead

You were dead translate Turkish

2,915 parallel translation
They go "oh, Tom, I thought you were dead."
İnsanlar "Tom, öldüğünü sanıyorduk." diyorlar.
Uh, the other patients are going, "Tom, I thought you were dead."
Diğer hastalar "Tom, öldüğünü sanıyorduk." diye sesleniyor.
I thought you were dead.
Senin öldüğünü düşündüm.
[Voice breaking] I thought you were dead, Elena.
Öldüğünü düşündüm, Elena.
If you journey to the Tian Lang State, you'll suffer so much, you'll wish you were dead.
Eğer Tian Lang Hükümdarlığı'na gidersen, o kadar çok acı çekersin ki, ölmeyi dilersin.
Or how about running around with Samuel for a whole year, letting me think that you were dead while you're doing all kinds of crazy.
Tüm bir yıl Samuel ile dolaşıp benim ölü olduğunu düşünmemi sağladın ve tüm o çılgınca şeyleri yaptın.
So you just let me think you were dead?
Yani öldüğünü sanmama göz yumdun.
- So she touched you when you were dead?
- Öldüğün zaman sana mı dokunmuş?
Moira, you weren't unconscious. You were dead.
Moira, bayılmamışsın, ölmüşsün.
We thought you were dead.
Öldüğünü sanıyorduk.
No. You'll just wish you were dead.
Hayır, ölmüş olmayı dileyeceksin.
Only half an hour ago, nobody could find you, so I made them search, and then I ran over here, wondering if you were dead.
Yarım saattir kimse seni bulamadı. Arayın dedim ve hemen buraya geldim. Resmen öldün mü diye merak ettim.
You know, he led me to believe that you were dead for the longest time.
Biliyorsun, uzun bir süre beni senin öldüğüne inandırmıştı.
I was starting to think you were dead. I mean, I knew you weren't because I saw you on the news.
Haberlerde gördüğüm için ölmediğini biliyordum ama insan hayalleriyle yaşıyor işte.
Thought you were dead.
- Öldüğünü sandım.
You were dead.
Ölmüstün.
I thought you were dead.
Öldüğünü sandım.
12 hours of me not knowing if you were dead or alive, and all that I could do was wait... sit and wait.
Sağ mı ölü mü olduğunu bilmeden, sadece oturup oturup bekleyerek geçirdiğim 12 saat.
I thought you were dead!
Öldüğünü sandım!
I thought you were dead!
Ölü olduğunu sanmıştım!
You were dead too!
Ağabey sende ölüp dirildin!
When I saw you in the back of that truck, you were dead too!
Seni kamyonetin arkasında gördüğümde sen de ölüydün!
I wish you were dead!
Keşke ölmüş olsaydın!
I thought for a second that maybe you were dead.
Bir an için öldün sandım.
We didn't know if you were dead in a ditch! Huh?
Öldürüp bir çukura mı attılar seni, haberimiz yok!
The injuries on your face were so bad, I thought you were dead.
Senin yüzündeki yaralar çok kötüydü, öldün sandım.
You were supposed to be dead a long time ago.
Uzun zaman önce ölmüş olmanız lazımdı.
At times, we didn't know if you were alive or lying dead in some creek.
Bazı zamanlar biz sen hayattamısın, ya da bir dere içinde ölmüş yatıyormusun bilmiyorduk.
And it really didn't work when you were Steve Jobs back from the dead with thoughts on her panini press.
Panini makinesiyle ilgili fikirlerin olduğunu söyleyen ölümden dönmüş Steve Jobs olduğunda da işe yaramadı.
If you were anyone but King, that rat would be dead.
Eğer kral değilde herhangi biri olsaydın, Bu sıçan ölmüş olurdu.
IF STOKES FOUND OUT YOU WERE THERE YOU MIGHT BE DEAD ALREADY.
Eğer Stokes orada olduğunu öğrenseydi şimdiye çoktan ölmüş olurdun.
The ones you were found with - - the dead kids - - were they on the ship with you?
Birlikte bulundukların. Çocuklar. Seninle aynı gemideler miydi?
I feared you were dead.
Öldüğünü sanıp korkmuştum.
Do you know that Pete went running, and no one could find him, and he was dead, that you were here late one night and somebody attacked you in your own office?
Biliyorsun, Pete koşuya diye gitti ve kimse onu bulamayınca ölüm haberini aldık. Yine gece sen burada çalışırken biri ofisine girip sana saldırdı, hatırlıyor musun?
You know, we were talking about politics the other day, he's dead against war and famine.
Biliyor musun, geçende siyasetten bahsediyorduk savaş ve kıtlığa ölesiye karşı.
And speaking of sleep, were you and Conny tossing and turning, knowing your accomplice in that kidnapping fiasco was still out there, or has he been dead this whole time?
Yatmak demişken sen ve Conny bir o yana bir bu yana koştururken bu fiyasko olan adam kaçırma operasyonundaki suç ortağınızın hala dışarıda olduğunu ya da onca zaman ölü olduğunu biliyor muydunuz?
And you were treating the dead man?
Ölen adamı siz mi tedavi ediyordunuz?
And you were supposed to stay dead.
Ve o şekilde kalman gerekiyor.
You know, if I were really that monster, wherever the doctor was digging up parts, yeah, I'd hope that cemetery had one dead black guy and no Asians.
Bilirsin, eğer gerçekten o canavar olsaydım, doktor her nereden o parçaları kazıp çıkarıyorsa, evet, mezarlıkta ölü zenci bir adam olmasını ve hiç asyalı olmamasını dilerdim.
Now, a dead body is considerably larger than a wrench, but you were in no condition to dig a grave last night.
Ölü bir beden ingiliz anahtarından daha büyük ölçülere sahip, ancak bir mazar kazacak durumda değildiniz.
- She thought you were dead.
Öldüğünü sanıyordu.
You said they "were" the parents of that missing girl, but... - they're still her parents. - Well, not if she's dead.
Geçmiş zamanda söyledin ama hala ailesiler.
My dad's dead, my mum's sold up, I've been deserted by all of my friends with proper trousers. And, yeah, when I first met you I thought you were a group of freaks and losers and pinheads.
Babam öldü, annem her şeyi sattı tüm arkadaşlarım tarafından terk edildim... ve, evet, sizinle ilk tanıştığımızda, sizi ucube bir grup ezik ve manyak sandım.
You... were dead!
Sen... Ölmüştün!
I thought you were... I was dead.
Öldüğümü mü sandın?
You were barely dead.
Az kalsın ölüyordun.
Where would you be if she were dead?
O ölseydi nerede olurdun?
Where would you be if she were dead?
Ölmüş olsaydı nerede olurdun?
Where would you be if she were dead?
Evet. Ölmüş olsaydı nerede olurdun?
But if she were dead, I could get you more.
Tabii eğer ölürse size daha çok kazandırabilirim.
Because you were already dead.
Çünkü sen çoktan ölmüştün.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]