English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You were incredible

You were incredible translate Turkish

140 parallel translation
You were incredible.
İnanılmazdın.
You were incredible.
İnanılmazdın!
I might not say you were incredible but I'd say "reasonably proficient" and buy you a drink.
Olağanüstü olduğunu söyleyemem ama oldukça usta deyip sana bir içki ısmarlayabilirim.
"You were incredible!"
Harikaydın!
- You were incredible.
- Muhteşemdin. - Teşekkür ederim.
I think you were incredible.
Harika olduğunu düşünüyorum.
You were incredible.
Muhteşemdin.
I thought you were incredible in there.
Bence orada inanılmazdın.
You were incredible.
Harikaydınız.
You were incredible.
İnanılmazsın.
Oh, honey, you were incredible.
- Tatlım, müthiştin.
- You were incredible.
- İnanılmazdın.
Oh, baby, you were incredible. Not bad, eh?
Bebeğim, inanılmazdın.
You were incredible!
İnanılmazdın!
You were incredible tonight, Margaret.
Bu gece harikaydın Margaret.
- You were incredible!
- Harikaydın!
The moment I saw you out there, I thought you were incredible.
Seni gördüğüm an, inanılmaz olduğunu düşündüm.
Oh, God, you were incredible tonight.
Oh, Tanrım, bu gece inanılmazdın.
And you were incredible.
Sen de harikaydın.
Hey, you were incredible.
Hey, inanılmazdın.
You were incredible in there.
Orada inanılmazdın.
You just say, "Hi, Becky, you were incredible last night!"
Dersin ki : "Selam, Becky." "Dün gece inanılmazdın!"
You were incredible back there, man.
İnanılmazdın dostum.
You were incredible today.
Bugün inanılmazdın.
You were incredible at the nightclub last night.
Dün gece klüpte inanılmazdın.
Hey, you were incredible up there today.
Bugün orada inanılmazdın.
You were incredible tonight.
Bu gece inanılmazdın.
Mr. Stewart, you were incredible. What happened?
Bay Stewart, inanılmazmışsınız.
- What, you were incredible.
- Ne var, inanılmazdın.
You were incredible.
Muhteşemdiniz.
If i were to marry you, it would be an incredible wickedness.
Eğer seninle evlenirsem, bu inanılmaz bir kötülük olur
Once i said that if i were to marry you, it would be an incredible wickedness.
Bir defasında seninle evlenmemin, büyük bir kötülük olacağını söylemiştim.
That means that you were sitting there with all these feelings incredible feelings, tied up in a box with my pictures.
Bu, şu demek ; kafanda birçok duyguları, harika duyguları resimlerimi bir kutuya kapatmış, öylece oturuyordun.
- You were incredible.
Muhteşemdin Bob.
Prove to your grandchildren that you were a part of this incredible event. Let me in! You have to let me in.
Bir gün annemi öldüren kisiyi de bulacagim ve babam için adaleti saglayacagim.
Actually, you were incredible.
Aslında olağanüstüydün.
Lisa, where were you? You missed the most incredible thing.
Lisa nerelerdeydin?
You were just incredible.
İnanılmazdın.
- You were unbelievable, you know. Incredible.
İnanılmazdın, harikaydın.
You have to understand, John, we were all under incredible stress, and Moya was anxious to leave and search for her offspring.
Anlamak zorundasın, John, Hepimiz inanılmaz bir gerilim altındaydık, ve Moya bir an önce gidip bebeğini aramak konusunda sabırsızlanıyordu.
Listen, you were really, really something, back there. Incredible.
Orada gerçekten de müthiştin.
Remember when you had just got back from endurance training, before you were sent out as a field op, and you came back and you had this incredible glow?
Aktif göreve gönderilmeden önce, eğitim döneminden yeni döndüğün zamanı hatırlıyor musun? Geldiğinde yüzünde inanılmaz bir mutluluk vardı.
What were you before I gave you this incredible life that you're leading now?
Sana bu inanılmaz hayatı vermemden önce nasıl biri olduğunu biliyor musun?
You were one of my best students. Your poem was one of the most incredible I've ever read.
Yazdığın şiir inanılmazdı.
You were so incredible.
O kadar inanılmazdın ki.
You were an incredible elm tree.
Harika bir karaağaçtın.
You were making an incredible mistake.
İnanılmaz bir hata yapıyordun.
I was thinking about the last time you were here, looking out this window at this incredible city and saying... "It's all steel."
Geçen gelişinde bu pencereden bu muhteşem şehre bakarak, "hepsi çelikten", diye düşündüğümü hatırladım.
It just seems to be an incredible coincidence that Doug Mcclain would be killed on the same day you were updating his obituary.
- McClain'in ölüm ilanını güncellediğiniz gün öldürülmesi inanılmaz bir tesadüf gibi geldi.
But something happened, which I can't really explain but it's been incredible and I got to live your life for you while you were gone.
Fakat izah edemeyeceğim inanılmaz bir şey oldu. Ve sen burada olmadığın zaman senin hayatını yaşadım.
But, you know, to be fair, they're fantastic in a crisis. When paige was sick, they were incredible.
Ama, bilirsin, adil olmak gerekirse, kriz halinde harikalar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]