English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / Yöurself

Yöurself translate Turkish

122,446 parallel translation
And all that talk about trying to find yourself, trying to "breathe" and... wanting to taking a stand for the workers, that just... goes away?
Kendini bulmaya çalışmak, "nefes almaya" çalışmak, ve işçilere destek olmayı istemekle ilgili, bütün o konuşmalar, bunlar öylece... kaybolacak mı?
- No, seriously... go fuck yourself.
- Hayır, cidden... size lanet olsun.
Go... fuck... yourself?
Git... sik... kendin mi?
What do you have to show for yourself?
Kendin için ne göstermek zorundasın?
You enchanted yourself, didn't you?
Kendini büyüledin, değil mi?
With one dick, you're just jerking yourself off, but with three dicks, suddenly you've got six people having sex.
Bir pislikle, sen Sadece kendini mastürbasyon yaparak Ama üç darbeyle, Aniden sende Altı kişi seks yapıyor.
Talk about yourself only!
Kendi adına konuş!
Talk to them yourself.
Kendiniz konuşun.
You started fooling me ever since you could think by yourself.
Aklın sıra beni kandırdığını düşünüyorsun ha!
No! Carry it on your head by yourself!
Dikkat et o kafana.
If you really want this team, you got to ask yourself...
Eğer bu takımı almayı gerçekten istiyorsan, kendine şunu sormalısın :
Your boss is going down, so why not finish Chuck off yourself and earn some Justice points with the deathblow?
Patronun yerin dibine batıyor. O yüzden Chuck'ın işini neden kendin bitirmeyip, kendin için puan kazanmıyorsun?
The reason that nothing levers up your happiness like giving is because it puts you back in charge of the only thing that you ever really cared about... yourself.
Vermek kadar iyi hissettiren bir şeyin olmamasının sebebi sonunda gerçekten ve tek değer verdiğin şeyi yönlendirmede yetkili kıldığından dolayıdır. Kendini.
Get yourself together, Will.
Topla kendini.
- Will... can't you let yourself feel it?
- Will... kendini biraz bu hisse bırakamaz mısın?
You chain yourself to one of them if you have to. Good.
Gerekirse kendini makineye zincirle.
And you would like another round of playing Queen, no doubt, driving all the plots yourself.
Şüphesiz Kraliçeliği oynamak için başka bir round istiyorsun bütün dengeleri kendi başına kurmak.
So if England comes against you, you must look inside yourself to find the cause.
Eğer İngiltere sana karşı geliyorsa bunun nedenini kendine bakıp bulmalısın.
You brought this on yourself, you know.
Bu işi buraya kendin getirdiğini biliyorsun.
You said yourself he is strong.
Onu sapasağlam olduğunu kendin söylemiştin.
Perhaps you cannot understand being told your whole life what you are, with never any chance to think about it for yourself.
Belki sen hayatın boyunca ne olduğunun söylenmesini anlamayabilirsin, hiç kendi adına düşünme şansın olmaksızın.
I wouldn't want you to exhaust yourself.
- Kendinizi yormanızı istemem.
You vetted the info yourself.
- Bilgiyi siz de doğruladınız.
Fighting for those people and fighting for yourself are one and the same.
O insanlar için savaşmak kendin için savaşmakla aynı kapıya çıkıyor.
Don't count yourself out.
Kendini o kadar küçümseme.
You lied about recusing yourself.
Kendini görevden alman konusunda yalan söyledin.
Because instead of really doing that exploration with me, I now know you'd just be using me to make yourself feel better about what you wanted to do in the first place.
Gerçekten bir çözüm bulmak yerine, yapmak istediklerin konusunda içini rahatlatmak için beni kullandığını biliyorum artık.
Help yourself.
- Afiyet olsun.
Please, see yourself out.
Lütfen... Çıkışı kendin bulursun.
Anything left in the open in Britain, it's like nuts at a party, you just help yourself.
Hemen çalınırlardı. Britanya'da açıkta bırakılan her şey, Bir partide fındık gibidir, sadece kendinize yardım edin.
Save yourself!
Kendini kurtar!
Help yourself.
Kendine yardım et.
I'm gonna need you to tell me something about yourself.
Kendiz hakkında bir şeyler anlatın.
Ask her yourself.
Kendisine sor.
Look... you said it yourself ; you need more than this.
Bak bundan daha fazlasına ihtiyacın olduğunu sen söyledin.
You're blaming yourself for what happened on the station, what happened to Nyx.
İstasyonda olanlar ve Nyx'in ölümü için kendini suçluyorsun.
You can't seriously blame yourself for what happened to me.
Bana olanlar için kendini suçlayamazsın.
You can second guess yourself all you want, but the reality is, you and the crew of the Raza lead dangerous lives.
İstediğiniz herşey olabilirsiniz ama gerçek şu ki, sen ve mürettebatın tehlikeli hayat sürüyorsunuz.
Suit yourself.
Sen bilirsin.
You can't warn yourselves, because then you won't be in the situation you're in, which means you won't go back in time and warn yourself.
Kendinizi uyaramazsınız... çünkü olduğunuz durumda olmayacaksınız, yani gidip kendinizi uyaramazsınız.
Remember, you have to stay out of sight of yourself and the others.
Unutmayın, diğerlerine ve kendinize... gözükmemelisiniz.
You forget yourself, Han-Shireikan?
Sen kim olduğunu sanıyorsun Han-Shireikan?
Suit yourself.
İstediğini yap!
Nothing you need to concern yourself with.
- Senin ilgileneceğin bir şey yok.
Emily, look, II understand you don't see a future for yourself here...
Emily, bak anlıyorum, burada kendin için bir gelecek görmüyorsun.
You're not prepared for this fight. You're outgunned. You said as much yourself.
Bu çatışmaya hazırlıklı değilsiniz silahsızsınız, bizzat sen söyledin.
- Speak for yourself.
- Kendin için konuş.
Take care of yourself.
Kendine iyi bak.
You're building yourself a whole world here, aren't you?
Kendine bir dünya yaratıyorsun, değil mi?
You're building yourself a whole world here, aren't you?
Burada kendine bir dünya inşa ediyorsun değil mi?
You've have to stop blaming yourself.
Kendini suçlamayı bırakmalısın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]