Yours and mine translate Turkish
612 parallel translation
Yours and mine.
Sizin ve benim atalarımız.
It could save 100 lives like yours and mine.
Oysa senin ve benimki gibi 100 hayatı kurtarabilirdi.
Are you going to let him buy Antonya's future? And yours and mine?
O herifin Antonia'nın, senin ve benim geleceğimizi satın almasına izin mi vereceksin?
That's yours and mine.
Seninle benim.
Where love she's yours and mine
Aşkın size ve bana ait olduğu
Where life is so divine Where love is yours and mine
Hayatın harikulade olduğu Aşkın sana ve bana ait olduğu
But only when those cheeks Are yours and mine
Ama sadece senin ve benim Yanağımız birleşiyorsa
Are yours and mine
Yanağımız birleşiyorsa
Think only of the great honor that shall be yours and mine when you are wed to Balu.
Sadece, Balu ile evlendiğinde senin de benim de sahip olacağımız o büyük onuru düşün.
This is Red Cloud's country and yours and mine.
Burası Red Cloud'un, senin ve benim ülkem
Yours and mine.
Seninki ve benimki için.
What's man's fate is man's fate, both yours and mine.
Kaderden kaçamazsın, sen de, ben de!
The average life, yours and mine, is often harassed and perplexed by disappointments and by cruelties beyond our control.
Ortalama bir hayat, sizlerinki ve benimki kontrolümüz dışındaki hayal kırıklıkları ve acımasızlıklar karşısında sık sık yorgun düşer ve şaşırır.
yours and mine.
Senin ve benim.
Yours and mine.
Her şey sana ve bana kalır.
Yours and mine.
Senin ve benim.
But it was our destiny... yours and mine... and Simone's.
Ne yapalım bu bizim kaderimiz işte. Senin benim ve de Simone'nin.
And when have we ever quibbled about what's yours and mine?
Hem bak, dinle... Ne zaman şu senin, bu benim sorunu yaptık ki?
Yours and mine.
Seninkini ve benimkini.
Kids of yours and mine, I wouldn't trust them with a dull kitchen knife.
Senin ve benim çocuklarım, onlara kör bir mutfak bıçağı kadar bile güvenmezdim.
Are yours and mine
"Sen ve ben".
His mind is as active as yours and mine, but it's trapped inside a useless body.
Zihni bizimkisi gibi faal, ancak hareketsiz bir vücut içerisinde.
First the bet, and yours and mine and yours and mine.
İlk kart bahise sonra bir size bir bana, bir size bir bana.
Yours are yours, mine are mine. And that's that.
Senden alırsa senin, benden alırsa benim.
And yours will be on mine.
Beni öldürmek zorundasın.
I don't know what's happened to him, but I know he's suffering... and it's our fault, mine more than yours.
Ona ne olduğunu bilmiyorum, ama acı çekiyor... ve bu bizim hatamız, senden çok benim hatam.
- Mine. - Yours? In spite of all I've said and done, my wife - she's going to marry me.
Yaptığım ve söylediğim onca şeye rağmen, karım... o benimle evlenecek.
And what is mine is yours.
Benim olan senindir.
- It's mine and I'm gonna keep it. Well, sure it's yours, Zeb, but if you'll only allow me to talk...
Elbette senin, ama konuşmama müsaade edersen, ben- -
Your blood has flowed into my arm and mine into yours.
Senin kanın bana karıştı, benimki de sana.
Your blood has flowed into my arm, and mine into yours.
Senin kanın bana karıştı, benimki de sana.
It's mine now and yours.
Artık senin ve benim.
Build it as a monument to that spirit which is yours and could've been mine.
Sahip olduğunuz, bana da ait olabilecek o ruha, bir anıt olarak inşa edin.
- And mine, lying right next to yours?
- Ve arazim seninkinin yanında değil mi?
I'm going to drink mine and take a sip of yours.
Kendiminkini içerken arada seninkinden de tadacağım.
Half of the Western Empire is mine and it will be yours when I'm your wife.
Batı İmparatorluğu'nun yarısı benim. Karın olduğumdaysa senin olacak.
# Hers and his and mine and yours
Onun, benim ve sizin yapabilir
Mine was in my handbag, and you had yours with you.
- Sadece iki. Benimki çantamdaydı, seninki de senin yanındaydı.
You was with a friend of yours and I was with a friend of mine name of Angie.
Sen bir arkadaşınızla, ben de arkadaşım Angie'yleydim.
I fear... thy justice will take hold on me, and you... and mine, and yours for this.
Korkarım, ne ben, ne siz, ne benim yakınlarım, ne sizinkiler kaçabilecek Tanrı'nın gazabından.
mine and yours... and Kyle's.
benim ve senin... ve Kyle'in.
I paid that Ben Quick friend of yours... one thousand dollars for the rights to this land... and everything I find here is mine! Who knows?
Arkadaşın Ben Quick'e 1000 dolar ödedim, bu arazinin hakları için. Ve burada bulduğum her şey benim! Kim bilir?
A little heavy and awkward... but mine. Or yours, but everyone would have to know.
Siz yazıyorsanız bunu herkese söylemeliyiz.
And still... she acted as though our love, yours, her father's, mine, in a manner of speaking, was nothing to her, meant nothing to her.
Ama... aşkımız sanki senin, babasının, benim aşkımızmış gibi davrandı bir bakıma, onun için önemsizdi, ona hiçbir anlam ifade etmiyordu.
Sam McCord is yours, and the rest of the world is mine.
Seninde Sam McCord, ve benim dünyam rahatlar.
And the other personality, a favorite of mine for years, and I'm sure a favorite of yours,
Diğer konuğumuz, benim olduğu kadar sizin de gözdenizdir,
Yes, like all those men on the road. Mine came at yellow tavern with a bullet, and yours came here with a fever. No, jud, no.
ve orada o sadece dairenin diğer tarafında değil ondan uzağa da bakıyor.
You're mine and I'm yours.
Sen benim Jim'imsin, ben de senin Catherine'in.
Lads, we are very lucky to have here, tonight, a very old friend of yours, and of mine, Mr. Roland Benton, with his bird imitations.
Gençler, bu akşam burada sizlerin ve benim çok eski bir dostu Bay Roand Benton kuş taklitleriyle huzurlarınızda olacak.
After all, in friendship, there's only one rule : What is mine is yours and what is yours is mine.
Senin malın benim malım, benim malım senin malın.
What's mine is mine and what's yours is ours?
Benim param benim param, senin paran bizim paramız mı?
mineral water 25
mine is 46
mine was 21
mine's 26
yourself 387
yours 1007
yours sincerely 37
yours too 49
yourself included 25
yours truly 54
mine is 46
mine was 21
mine's 26
yourself 387
yours 1007
yours sincerely 37
yours too 49
yourself included 25
yours truly 54