Библиотеку translate Turkish
726 parallel translation
Давайте пройдем в библиотеку.
Kütüphaneye gidelim.
Товарищ, Иранов, отправляйтесь в библиотеку... и найдите раздел Гражданского кодекса о собственности.
Yoldaş Iranoff, halk kütüphanesine git. Bana Medeni Kanun'un mülkiyetle ilgili bölümünü bul.
Надолго ты в библиотеку?
Araştırma uzun sürer mi?
Завтра еду в библиотеку Тэтчера, ознакомиться с его личным дневником.
Yarın Philadelphia'ya gidiyorum, Thatcher Kütüphanesi'ne, günlüğünü okumaya. Beni bekliyorlar.
Масло, фрукты, зеленые нитки и зайти в библиотеку.
Tere yağı, iplik, meyve, yeşil iplik ve kütüphaneye gideceğim.
Потом я должна зайти в библиотеку,... и взять книгу "Холодный дом".
Sonra da kütüphaneye uğrayıp "Kasvetli Ev" in bir kopyasını almalıyım. Büyükbabamla Dickens'i okuyoruz.
Я иду в библиотеку.
Kütüphaneye bir bakayım.
- Хочу попасть в библиотеку.
- Kütüphaneye giderim her halde.
Она закрывает библиотеку.
Kütüphaneyi kapatmak üzere.
Я превратил гостиную в библиотеку.
Mutfağı bir kitaplığa çevirdim.
Я пойду к джентльменам, в библиотеку.
Kütüphaneye erkeklerin yanına gidiyorum.
Он ходил в библиотеку, а затем в магазинчик с журналами.
Önce halk kütüphanesine, sonra da gazete bayiine gitti.
Идите в библиотеку, я подойду позже.
Kütüphaneye git, ben oraya gelirim.
Не удивлюсь, если дон Диего заходит в свою библиотеку один раз в год.
Don Diego'nun, bu hüzün verici sahneyi gözlerinin önünden ayırmaması sana da garip gelmiyor mu?
Теперь я хочу чтобы вы оба пошли в библиотеку. Изучите историю.
Şimdi, ikinizden kütüphaneye gitmenizi ve bulabildiğiniz kadar tüm cinayet davalarının kayıtlarını bulmanızı istiyorum.
Не поджимай так время, я бы показал вам кое-что. - Мою библиотеку.
Eğer zamanımız olsaydı sana bir şeyi gösterirdim.
Давай посмотрим библиотеку. Нам нужно многому научиться.
Öğrenmemiz gereken çok şey var.
Я заметил, что он усиленно изучает нашу техническую библиотеку.
Teknik kütüphanemizden bir hayli yararlanıyor.
Приходи потом в в библиотеку.
Sonra kütüphanede görüşürüz.
- Я захлопнул дверь в библиотеку.
Galiba kapıyı kapatmıştım...
Пока вы были в отъезде, мисс Пенелопа перебрала всю библиотеку.
Bayan Penelope yokluğunuzda kütüphaneyi yeniden düzenlemişti.
На этой неделе у меня столько работы. Мне нужно привести в порядок мою библиотеку...
Bu hafta yapacak çok işim var, kütüphanemi yeniden düzenlemeliyim.
Отнесу книги в библиотеку.
- Kitapları kütüphaneye götürüyorum.
Проводите президента в библиотеку.
Başkan'ı kütüphaneye götürün.
В Александрийскую библиотеку во всей своей красе 2000 лет назад.
Iskenderiye Kütüphanesi ve 2000 yil önceki büyüklügü.
Каждый организм на Земле хранит переносную библиотеку со своим наследием.
Dünyadaki her organizma mirasını burada saklıyor hareketli bir kütüphanede.
Каждая из 100 триллионов клеток в вашем теле содержит целую библиотеку команд и инструкций, необходимых для того, чтобы создать вас.
vücudunuzdaki 100 trilyon hücrenin her birinde sizi oluşturmaya yetecek kadar bilgi depolanmış durumda. Bu hücreler zeki.
Эратосфен возглавлял великую Александрийскую библиотеку, центр науки и образования древнего мира.
Erastosthenes, ünlü İskenderiye Kütüphanesi'nin yöneticisiydi kadim dünyadaki bilim ve irfanın merkezinin.
Когда в конце концов толпа пришла, чтобы сжечь библиотеку, ее некому было остановить.
Ve en nihayetinde bir güruh kütüphaneyi yakıp yıkmaya geldiğinde karşılarında onları durduracak kimse kalmamıştı.
Гипатия продолжала учить и распространять знания, пока в 415 году на пути в Библиотеку на нее не набросилась фанатичная толпа сторонников Кирилла.
Ta ki MS. 415 yılında işini yapmak üzere giderken yolu Cyril'in yandaşlarından oluşan bir güruh tarafından kesilene dek.
Чаще всего в библиотеку.
Hiçbir yere. Çoğunlukla kütüphaneye.
Проводите миссис Бризби в библиотеку.
Bayan Brisby'i kütpahaneye götürün.
Идет себе в библиотеку, насмотрится плакатов возвращается домой, полный добрых намерений.
Halk kütüphanesine gider, imza atan birkaç kişi görür ve eve iyi niyetlerle dolu olarak gelir.
Возвращайтесь в библиотеку.
Ne demek istiyorsun?
Холмс казался заинтригован, и мы той же ночью решили нагрянуть в библиотеку.
Bu Holmes'un ilgisini çekti ve o gece kütüphaneye gitmeye karar verdik.
Я не могу его отключить. Он просматривает библиотеку.
Kapatamıyorum.
"Если вы не найдет нужную книгу, обратитесь в основную библиотеку". "Укажите название книги, автора и краткое содержание, и она будет вам выслана".
Eğer uğrayıp kitap seçme olanağınız yoksa, mektup yazarsanız yazar... ve kitap adını belirttiğiniz kitaplar size postalanacaktır.
Ах, ну конечно ты хочешь ходить с ней в библиотеку?
Onu okuma grubuna mı davet etmek istiyorsun?
Идите в библиотеку, в церкви славные девушки.
İyi yerlere gitmeniz gerek, kütüphane ve kilise gibi.
Да. Надо успеть в библиотеку, пока не закрылась.
Kütüphane kapanmadan yetişmeliyim.
Он попросил прийти к нему в библиотеку в четверть десятого.
Bana dün gece 10'a çeyrek kala kütüphanesinde onunla buluşmamı söyledi.
Я пошел в библиотеку, чтобы разобраться, что здесь происxодит.
Halk kütüphanesine gidip olan bitenleri anlamaya çalıştım.
- Она не похожа на библиотеку.
- Kütüphaneye benzemiyor.
Не с кем ходить в библиотеку. Не с кем номерные знаки для авто чеканить.
Ne bir kütüphane arkadaşı, ne de birlikte plakaları kazıyacağım biri.
- Плавио, возьми пару "Бритвенноголовых" и отправляйтесь в библиотеку.
Fırlayın! Şu tarafa gidin! Oye, Flavio, birkaç Razorhead alıp kütüphaneye gidin.
Я иду в библиотеку, ты идешь?
Bak, kütüphaneye gitmem gerek. Gelmek ister misin?
Мне нужно вернуться в библиотеку и поговорить с ним.
Kütüphaneye geri dönüp, onunla konuşmalıyım.
Пойдем поговорим в библиотеку.
Kütüphaneye gelebilir misin?
Я что, в библиотеку пришел?
- Neredeyim ben, halk kütüphanesinde mi?
В библиотеку.
Kütüphane.
Поехали, ребята, в библиотеку.
- Kart bende var!