English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ В ] / Выйдем

Выйдем translate Turkish

2,004 parallel translation
- И что ты решил? - Ближе к осени, ещё до открытия школ семейно выйдем на отдых.
Yaz bitsin, okullar açılmadan ailecek tatile gideceğiz.
Мы выйдем, и к нему перестанут приставать.
Biz çıkınca, Taemin Hyung da rahat eder.
Может, выйдем пообедать?
Bu gün dışarıda yiyelim mi?
Выйдем поговорим. Мне нечего сказать.
İşe alabilmemiz için sessiz kalmalı ve güvenilir birini onunla bağlantıya geçirmeliydik.
А мне нужно кое-что спросить. Выйдем.
Woo Kyung için iş yapmam demişti, şimdi yardım mı edecek?
Кто из вас готов нести ответственность за Пон У Ри... Выйдем.
Annen Woo Kyung yüzünden öldü neden onlar için çalışıyorsun?
Джош, выйдем, на два слова.
- Josh, konuşalım. Hemen.
Разобьемся на группы, найдем машину и выйдем на след.
Gruplara ayrılacağız, bu arabayı bulup, bir iz bulacağız.
Выйдем на минуту.
Seni ödünç almam lazım.
А потом выйдем.
Sonra gideceğiz.
Выйдем на дистанцию выстрела через пять минут.
Saddle Ridge 5 dakika sonra menzile girecek.
Пусть зарядят его до того как мы выйдем на цель.
Oraya gelince hazır olsun.
А ну пойдём выйдем!
O burnunun içine girerim senin!
Давай, выйдем. Пошли! - Выходить нельзя.
- Kimse dışarı çıkmasın.
Мы... мы выйдем в ближайшее время!
Kısa sürede çıkarız!
"Если мы не выйдем на связь в течение 36 часов",
"36 saat içinde bizden haber alamazsanız..."
Когда мы выйдем в эту дверь, я хочу, чтобы вы шли прямо к...
Kapıdan çıktığımızda... - Burası. -... dümdüz devam etmeni...
Мы на улицы выйдем без тени сомненья!
Ele geçirelim kalbimizde hiç şüphe olmadan şehri!
Когда выйдем мы на бой -
Düzenimiz başladığında oluşmaya.
Мы выйдем отсюда, Эбби.
Buradan dışarı çıkacağız.
Мы выберемся! Мы выйдем отсюда!
Çıkmamız lazım.
Я только что сказал Брук, что когда мы выйдем на рынок с вашими возможностями, мы сможем привлечь новый капитал.
Ben de az önce Brooke'a geçmiş performans verilerinizi pazarlayabileceğimizi söylüyordum. Bir sürü sermayeye erişme imkânımız var.
- Сейчас выйдем,...
- Buradan çıkacağız şimdi.
Выйдем.
Dışarı çıkalım.
Если мы выйдем на британскую территорию, то вы пойдете южнее.
İşaretlere bakacağız. İngiliz bölgesindeysek siz güneye gidersiniz.
Что ты скажешь, если мы выйдем отсюда, приятно пообедаем в ресторане "Дэниел" и пойдем за покупками в "Барнис"?
Buradan çıkıp, Daniel'de güzel bir yemeğe ve arkasından Barneys'de alışverişe ne dersin?
Эй, Ник, выйдем ненадолго
Nick, benimle dışarı gelir misin?
Тогда давай выйдем отсюда.
Öyleyse belki bu işi dışarı taşımalıyız.
Перед лицом цыганки, что наблюдает за нами, привнося в нашу жизнь волшебство, мы, будучи сёстрами, соглашаемся под угрозой проклятья, что никто из нас не родит ребёнка, пока мы все не выйдем замуж и сможем родить детей
Bizi gözetleyen ve hayatımızda sihri ve gizemi sağlayan Çingene'nin önünde lanetin tehdidi altında kız kardeşler olarak aramızda anlaşıyoruz. ... hepimiz evlenene ve hepimiz aynı anda çocuk sahibi olana kadar hiç birimizin çocuğu olmasın.
Перед тем, как мы выйдем, хочу сказать пару слов.
Pekâlâ, millet, toparlanın. Sahneye çıkmadan önce birkaç şey söylemek istiyorum.
Ладно, давайте выйдем туда давайте покажем всё на что способны, так?
Pekala, oraya çıkalım ve en iyi oyunumuzu gösterelim, tamam mı?
Слушайте, мы выйдем на улицу... для того, чтобы мм... покурить. Ладно?
Biz biraz dışarı çıkıyoruz şey için... sigara.
- Пойдем выйдем.
Dışarı çıkalım.
В смысле, если мы сейчас выйдем, будет классно увидеть пустой город.
Yani, eğer şimdi dışarı çıkarsak, kasabayı boş görmek güzel olabilir.
" до тех пор, пока мы не найдем достаточных доказательств вины убийцы, вы все так же виновны, как и айл.
Katilin kim olduğuyla ilgili makul bir şüpheden öte bir kanıtımız olana kadar hepiniz Kyle kadar suçlusunuz. Teşekkür ederim.
Но жертва вы или преступник, если выпал ваш номер, мы найдем вас.
Lakin kurban veya mücrim, eğer zamanınız geldiyse biz sizi buluruz.
И мы не уйдем, пока вы не выслушаете ее и, надеюсь, не утвердите ее.
Ve siz bunu duyana kadar ayrılmıyoruz ve park ücretimizi de almamanızı umuyoruz.
Мы скоро выйдем отсюда.
Ne yapıyorsun, pislik. Boş ver onları.
Мама... когда найдём Ма Ру, вы тоже будете жить припеваючи!
Çıkar ne demek? Ma Ru bulunduğu anda karısıyla çocuğunu kapıya attırıp evinin hanımefendisi olacağım.
Тогда он говорил : "Пойдем за мороженым, пойдем за бургерами. Чего вы хотите?"
O zaman bizi hamburger ya da dondurma yemeğe götürürdü.
Если пойдем туда, никто из нас оттуда живым не выйдет.
O depoya gidersek ne Luaren ne de biz sağ çıkamayız.
Выйдем на улицу.
Hadi dışarı çıkalım biraz.
Ей нужен только аэроглиссер. и чтобы вы ребята исчезли, пока мы не уйдем
Bataklık teknesi ile biz gidene kadar ayak altından çekilmenizi istiyor.
≈ сли мы найдем тебе ћаркони, и вы вдвоем решите ваши небольшие разногласи €, ты нас отпустишь?
Şu ufak anlaşmazlığınızı çözmeniz için Marconi'yle irtibata geçmeni sağlarsak bizi serbest bırakır mısın?
Вы можете пойти с ним. Но если мы найдём улики при вас, вас арестуют. За что?
İsterseniz yukarı çıkabilirsiniz ama siz oradayken kanıtları bulursak hemen tutuklarım sizi.
Завтра мы пойдем к морю, и вы попадете в лагерь.
Yarın kıyıya doğru gideceğiz ve sizi bir esir kampına götüreceğiz.
А вы здесь сделайте сани для Джозефа, и тогда мы пойдем все вместе.
Siz burada kalıp Joseph için kızak yapın.
Как зайдём, вы меня прикроете.
İçeri girdiğimizde, etrafımı sarın.
Давайте выйдём?
Dışarı gel.
Мы не пойдем ко дну из-за того, что вы не можете держать свою ширинку на замке.
Fermuarını kapatamadığın için dibe batmayacağız.
Не, не выйдет. Она не в настроении. Давай просто пойдем в бар.
- Hiç o havada olduğunu sanmıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]