Несчастье translate Turkish
627 parallel translation
Он имеет несчастье быть немым.
Dilsiz olmak gibi bir talihsizliğe sahip. Merhaba.
Честно говоря, мне было всего 12 лет и это было чрезмерное несчастье для моего возраста.
Dürüst olmak gerekirse, daha 12 yaşımdaydım ve böyle acı bir felaket benim yaşımdaki biri için çok fazlaydı.
Слух о моём несчастье быстро распространился и в 5 часов, весь городок был у нас.
Bu felaketin dedikodusu hızla yayılmıştı ve saat 5'te tüm kasaba oradaydı.
Я ходил к господину Мори, у него несчастье.
Efendi Mori'nin evine gittim ama bir sorun çıktı.
Мужчины только говорят о защите женщин произошло несчастье, а Фрэнк собрался на собрание.
Erkekler hep kadınları korumaktan bahsedip dururlar ama başıma gelenlerden sonra Frank, siyasi bir toplantıya gider.
У меня несчастье.
Bir kaza oldu.
На ваше место никого не будет, если произойдет несчастье, когда вы попытаетесь сбежать.
Kaçmaya çalışırken kazara size bir şey olursa, sizin yerinizi kimse dolduramaz.
Вы хотите узнать, постигнет ли её несчастье стать вашей женой?
Sizinle evlenme talihsizliğini gösterecek mi, bilmek istiyorsunuz? Öyle değil mi?
Но Ромолетто говорит, что женщины приносят несчастье.
Cesur olmaz, değil mi?
Такая суеверная девушка как Гилда ни за что не стала бы сама напрашиваться на несчастье.
Gilda kadar batıl inançları olan biri, kolay lanet okuyamazdı.
Нет. Я просто пыталась отбросить свое несчастье.
Sadece korkularımı atmaya çalışıyordum.
Случилось несчастье, в кассе не хватает денег.
Bir kaza sonucu hesaplarda açık var.
Я знаю, что мне нечего надеяться, бездействие только приносит несчастье.
Hiçbir şeyin beklentisi içinde olmadığımı biliyorum. Yalan sadece kötülük doğurur.
Я тоже многое пережил и знаю, несчастье делает людей жёстче.
Benim de başımdan geçti ama talihsizlik insanları inatçı yapıyor.
Ева... сама того не желая, ты принесла несчастье.
Eve. Mutsuzluğa neden olmak istediğini düşünmüyorum.
Никогда нельзя предугадать, когда может случиться несчастье.
Ne zaman bir kaza olacağını asla bilemezsiniz.
Ирэн, дорогая, послушай. Ты не должна замыкаться в своем несчастье.
Irene beni dinle, kendini acılarına esir etme.
Развод, это несчастье, Нора.
Boşanmak çok kötü bir şey, Nora.
Это принесет несчастье.
İşler kötü gidebilir.
Ты не должна этого говорить, иначе произойдёт несчастье.
Hayır sakın. Bu bir skandal olur.
Кажется, с ним произошло какое-то несчастье, доктор Гринбоу.
Başına bir kaza gelmiş olmalı, Dr Greenbow.
Это большое несчастье, но винить некого.
Bu çok büyük bir talihsizlik, ama kimsenin bir suçu yok.
Какое несчастье! Вы слышали все!
- Pencerem sizinkinin altındaydı.
Вы разве не видите, что у женщины несчастье приключилось?
Baksana, bayanın bir sorunu var.
Я и не знал, что имел несчастье вас обидеть. Простите меня!
Sizi gücendirdiğimin farkında değildim.
А что? Случилось несчастье, синьора.
Lütfen sakin olun.
Такой мошенник - для всех большое несчастье.
Bir dolandırcı herkes için kötü haberdir.
Гадалка предсказала ей несчастье. Вот посмотри, что произошло.
Onu götürdüğüm falcı, kötü şeyler görmüştü bu da onu çok etkiledi.
Поллианна не может играть, с ней случилось несчастье.
Pollyanna bir kaza geçirdi ve şu anda oynayamaz.
- Большое несчастье.
- Çok kötü bir şey oldu.
- Иначе может случиться несчастье.
- Bırakırsam bir kötülük getirebilir.
Она девушка что надо, но на твоё несчастье, у неё слишком длинный язык.
Hoş bir kız, ama ne şans ki çok fazla konuşuyor.
Вот несчастье!
Şeytana lanet olsuun!
После того как случается подобное несчастье мы даже не протестуем.
Ve böyle bir olayın ardından bile hâlâ protestoya başvurmuyoruz. Niye?
Говорю мужу : "Случись несчастье, что я скажу синьоре?"
Kocama "Tanrı korusun bir felaket olursa, hanıma ne olur?" dedim.
За каждой болезнью – своё великое несчастье.
Hastalığın arka planında her zaman büyük bir talihsizlik yatar.
Доктор, с девочкой несчастье!
Bir kız yaralanmış, Doktor! İnşaat kazası.
Такого типа мужчины приносят несчастье, особенно женщинам.
Bu adamlar mutsuzluk yaratır, özellikle de kadınlarda.
Несчастье - это состояние человека, когда его желания не удовлетворены.
Mutsuzluk, insanlarda görülen, arzuların karşılanmadığı zaman doğan durumdur.
Какое несчастье быть парализованной.
Kötürüm olmak ne büyük talihsizlik.
Быть слепым - это несчастье.
Kör olmak sefilce.
Это несчастье для всех остальных мужчин и привилегия для нас.
Her yerdeki erkekler için şanssızlık ve bizim için ayrıcalık.
Твое присутствие принесет несчастье всем и каждому.
Varlığın her halükarda kötü talih getirecektir.
Оскорбленный Джон надеялся, что произойдет какое-нибудь несчастье, которое позволит ему самому захватить трон.
Buna çok içerleyen John, Richard'ın başına bir felaket gelmesini böylece Norman aristokratların yardımıyla tahtı ele geçirmeyi umut ediyordu. Sonra, Saksonlar için şanssız bir günde...
Случилось несчастье, что мне оставалось делать?
Neden babamı ziyarete gittin?
С ним произошло несчастье.
Onun için bir talihsizlik oldu. Herkesin başına gelebilir.
Какое несчастье!
Ne trajedi.
Какое несчастье. Им, должно быть, пришлось заплатить большой выкуп.
Baron'un oğlu haydutlar tarafından..... kaçırıldığından beri aile, Girgenti'de yaşıyor.
- Это несчастье!
- Bu tam bir felaket.
Вы сами навлекли на себя несчастье.
Aykırı olanlardan bir şey bulaşır korkusu mu bu?
"Несчастье" - не подходит.
Mutsuzluk bağdaşmıyor.