English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Н ] / Нож

Нож translate Turkish

4,617 parallel translation
Воткну ли бы этот нож ему в жопу, отразали бы кусочек, он бы сказал, где Нэйт
Kıçına bıçağı taksaydınız ve greyfurt gibi oysaydınız,... size Nate'in yerini söylerdi.
Я заточу нож, найму вам адвоката, чтоб вы спали спокойно, когда отрежете Нэйту и Тоферу головы
Bıçağı da iyelerim, Nate ve Topher'ın kafasını kestikten sonra.. . ... rahat uyuyun diye bir milletvekili de tutarım size.
У меня тут нож.
Bıçağım var.
Это нож торчит из глаза, потому что я Вас убила.
Bu kafanın içinde bıçak'Ben gözünün içine öldürüyordu çünkü.
Да, у меня нож в глазу и какашка бездомного на голове но прогресс значительный.
Tabii, ben gözüme bir bıçak var ve bazı evsiz bir adam Kafama yormak, Ama buGerçek ilerleme gösteren.
Нож?
Bıçak?
Просто слышал, как нож скребет по моему черепу, а они все смеялись, гикали, кричали и все такое.
Sadece kafatasımı kazıyan bıçağın sesini ve onların kahkahalarını duydum. Heyecanla bağırıp çağırıp tepiniyorlardı.
Мой счастливый нож!
O benim şanslı bıçağımdı!
Старший скаут Роджерс не бросил бы любимый нож.
- İzci Lideri Rogers şanslı bıçağı olmadan gitmezdi.
ѕросто воткни нож.
Sağla bıçağı.
- ¬ озьми нож.
Bıçağı al.
- ¬ озьми нож?
Bıçağı mı alayım?
У одного из них был нож - вот такой.
İçlerinden birinde bu kadar büyük bir bıçak vardı.
Пистолет, нож, пилочка для ногтей с острым краем?
Silah olsun, bıçak olsun, ucu sivri mektup açacağı da olur.
Спасибо еще раз, Рита, что вытащили нож из головы.
Rita, kafamdaki bıçağı çıkardığın için tekrar çok teşekkür ederim.
А нож для чего прячешь?
Hançerini neden sakladın?
- На твой нож.
- Bıçağınla.
Всадил мне нож в спину и лжешь прямо в лицо, подлец!
Gözüme baka baka bana yalan söyleme ve beni arkamdan bıçaklama!
Ко мне, вся нечисть, и будет ночь черней очей гиены и нож вонзить убийцы может смело луч света не пройдёт сквозь мрак взываю, "Стой, Стой!"
Gel zifirî karanlık gece! Cehennemin en kesif dumanını sarınıp gel ki ne keskin bıçağım açtığı yarayı görsün ne de cennet karanlık örtüsünün altından bakıp "Dur, yapma!" diye feryat etsin.
- Брось нож!
- At bıçağı!
Хорошо, что есть нож стойки непосредственно справа от вас.
Pekala. Hemen sağında bir bıçak rafı var.
Если вы утки и хранить, вы можете забрать нож и разоружить его.
Çabucak bir tanesini eline geçirirsen kızı etkisiz hale getirebilirsin.
Брось нож, или я буду стрелять.
- Bıçağı bırak yoksa ateş ederim.
Ребята, ребята! Вайолет, нож!
Çocuklar, çocuklar, Violet, bıçak.
Спортсмены не любят ложиться под нож, но если надо, они чувствуют себя спокойно с б-ром Коннерсом.
Hiçbir sporcu bıçak altına yatmak istemez. Ama ben bunu yaptığımda kendimi Dr. Conners ile güvende hissediyorum.
Мам, ты почему нож схватила?
- Selam anne, bıçak ne iş?
А как по мне... Переверни любой камень — из-под него вылезет головорез и всадит нож тебе в сердце за найденный доллар.
Bana göreyse, her taşın altı karşılığında para alacak olsa hemen kalbine bir hançer saplayacak gözü dönmüş kişilerle doluydu.
Нож должен быть острым как бритва.
Bıçağının jilet gibi keskin olması lazım.
Держишь нож вплотную к коже.
Bıçağı deriye yaslı tutarsın.
Только нож.
Bir tane bıçak.
Заставлю полыхать невнятное тулово над адским капотом. Потом возьму нож и запихну по самые, ебать их, гланды! Взъебу тебя вдоль и поперёк, бля!
O iğrenç vücudun havada uçuşurken elime bir bıçak alıp götüne sokarım.
Ещё он стащил нож из магазина.
Bir de marketten bıçak çaldı.
В руках у каждого был нож.
Herkes kendi bıçağını çıkardı.
Дайте ему нож.
Ona bıçağı ver.
Бросайте нож!
- Bıçağı bırak!
Ну я протянула ему нож и сказала : "Вперед".
Ben de bıçağımı çıkardım ve "Yap o zaman." dedim.
и пока он меня трахал, на кухню пробрался бандит... взял нож из ящика... и напал на нас, втыкая нож в наши животы... снова и снова
Beni sikerken mutfağa hırsız girdi ve ikinci çekmeceden biftek bıçağını alarak bize saldırdı. Bıçağı karnımıza sapladı. Teker teker.
Вот нож, мама, убей его
Bıçağı al anne. Öldür onu.
Брось нож и вставай
Bıçağını atıp ayağa kalk.
А теперь вставай и отдай нож Или я ударю тебя и заберу его силой
Ayağa kalkıp bıçağını bana ver yoksa sana vurup zorla alırım.
Не нож для масла, нож для мяса
Tereyağı değil, biftek bıçağı olsun.
Адреналин зашкаливал и все на чем я мог сосредоточиться был нож.
Adrenalin etkisini göstermişti ve odaklanabildiğim tek şey bıçaktı.
Быть в курсе, каким острым и неожиданным будет нож, если ты недооценишь эту опасность.
Onları hafife alırsan sırtına saplanacak hançerin ne kadar sivri ve ummadık yerden geleceğine dair seni uyarmıştım.
Ты всё это знала, когда взяла нож.
Hem de bıçağı boynuna dayamadan önce bunları biliyordun.
Нож с кухни?
Mutfaktan bıçak mı?
Я не принесу нож, и у меня нет пистолета.
Bıçak getirmeyeceğim ve silahım da yok.
Его не устроил отказ, поэтому я... я взял чертов охотничий нож для устрашения.
Hayır cevabını kabul etmez bu yüzden ben de vitrinden kahrolası büyük bir av bıçağını kaptım.
Он схватил лезвие, выкрутил нож у меня из рук.
Bıçağı yakalayıp elimden çekip aldı.
Киран сказал, что он схватил нож за лезвие.
Ciaran bıçağı keskin tarafından yakaladığını söyledi.
Ќе берут с собой нож, когда идут битьс € на мечах.
Kılıç dövüşüne bıçak getirilmez.
Это, как нож к горлу. Хорошо.
Tamam.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]