Рыба translate Turkish
1,842 parallel translation
Измельченная рыба.
Doğranmış balık demek.
Я лишь хотела сказать, что для Вас и Ваших парней в форме есть рыба и покрупнее, чем я, маленькая гуппи.
Söylemek istediğim siz polisler beni gibi biri yerine daha büyük balıkların peşinden koşmalısınız.
Способ вести дела, более величественный, чем... рыба.
İş yapmada şeyden bile daha görkemli bir yol... Bir balıktan.
Пап, а как называется эта рыба?
Bu hangi tür balık baba?
Я твой должник. Нет-нет-нет, старина, я нем, как рыба.
Hayır, hayır, eski dostum, dudaklarım mühürlü.
В Италии тоже есть рыба.
İtalya'da balık hep başkalarından satın alınır.
У нас закончилась фаршированная рыба.
Balıklı böreğimiz kalmadı.
Что эта безумная рыба делает?
- Bu çılgın balık ne yapıyor?
Не то чтобы уверен, но когда к нам плывет большая рыба, я всегда об этом что-то слышу.
Eminim, hayır. Büyük bir vurgun olacağı zaman haberim olur.
Солёная рыба.
Tuzlu balık.
Он намного более крупная рыба.
Çok daha büyük patronu!
Вы наверняка превосходите ее, она танцует как холодная рыба!
Ondan çok üstün olmalısınız. O soğuk bir balık gibi dans ediyor!
Есть в природе одна рыба, которая держит мальков у себя во рту. И эта рыбина, взглянув на отношения Митчела с его матерью сказала бы :
Denizde yavruları ağzında yüzen balık Mitchell ve annesinin ilişkisini görse o bile bu ilişkinin bokunun çıktığını söyler.
Что на обед? Как всегда, рыба.
Akşama ne var?
Ждем, пока не появится рыба.
Ta ki balık gelene kadar.
Рыбы, рыба, рыба.
Balık, balık, balık.
Это просто большая рыба, Багз.
Sadece büyük bir balık Bugs.
Большая рыба?
Büyük bir balık mı?
Пока она еще детеныш и не научилась как следует убивать, тогда она, наверное, просто большая рыба.
Belkide henüz bebekken ve henüz öldürmeyi öğrenmemişken, büyük bir balık olabilir.
Он крупная рыба.
O muazzam bir ödül.
Как рыба со всего мира!
Dünyanın her tarafından balıklar mesela!
Я там как рыба в воде.
Bu benim övündüğüm bir konu.
В панике рыба пытается спастись. И попадает прямо в пасть дельфинам.
Panikleyen balıklar onları bekleyen yunusların ağızlarının içinde doğru sıçrıyorlar.
Это же рыба, рыба.
Bu bir balık.
- Это моя первая рыба!
- Bu benim yakaladığım ilk balık!
- Да, рыба слишком большая. - Пришлось оборвать.
Evet, balık çok büyüktü, kesmemiz gerekti.
Рыба ему не понравилась!
Balıktan hoşlanmadı.
Уверена, Гиббс себя чувствует, как рыба в воде.
Eminim Gibbs'in evde keyfi yerindedir.
Это не как "курица или рыба" в самолете?
Bu uçaktaki gibi "balık mı, tavuk mu" sorusuna benzemiyor.
Ну что, "рыба"?
- Ne oynuyorsun?
Кайманы просто ложатся и ждут, пока рыба сама приплывёт к ним.
Amerikan timsahları da sıraya girip avlarının kendilerine gelmesini bekliyorlar.
Они попались, как рыба на наживку.
Yani yemi yuttular : yemi, zokayı. hatta oltayı...
говядина, домашняя птица, свинина и рыба.
kırmızı et, kümes hayvanları, domuz eti ve balık.
Чего это рыба такая мелкая сегодня?
Sadece bana sattığını sanıyordum, gerçek bir satıcısın.
Это рыба.
Bir balık.
Мертвая рыба.
Ölü bir balık.
- Целая мёртвая рыба.
- Kocaman ölü bir balık.
- Рыба называется Флюк.
- Bir balık, adı dil balığı.
Что, рыба не может просто так быть?
Sadece eve bir balık getiremez miyim?
- Ты как рыба.
- Nasıl istersen.
Целишься в глаз, хватаешь себя за губу... И бегаешь по комнате, будто бы рыба на крючке.
Göze nişan alırsın, dudağı kaparsın... odanın etrafında döndürürsün - kılıçbalığını böyle kör edersin.
А ты "какая уродская рыба".
"Amma çirkin balık." Diyeceksin.
Флинт, не бросай невод туда, где рыба не водится. - Что?
Flint, balık olmayan yere olta atıyorsun.
- Рыба - это перспективно.
Baba, olmaz! Olta takımlarıyla da iyi bir kariyer yaparsın.
Проблема в том, что это ни рыба ни мясо.
Yani ne öyle ne de böyle.
Свежая рыба с юга.
Güneyden taze balık.
У меня дома живёт рыба, несколько улиток, названных в честь учёных... попугая зовут мистер Бисквит и, наконец, кот по имени Хэл.
Evimi bir balıkla ünlü bilim adamlarının isimlerini verdiğim bir kaç salyangozla Bay Bisküvi adında bir papağanla ve son olarak'P is'adlı bir kediyle paylaşıyorum.
Понедельник - картофель Кныш, вторник - лапша Кугель, среда - солёная рыба, четверг - блины Чизи, и пятница - цыплёнок.
Pazartesileri, Glick'in patatesli çöreği. Salıları, Yiddel'in kugel eriştesi. Çarşambaları, Kaptan Tuzlu'nun Çubuk Balıkları...
- Таннер сам практически, как рыба.
- Tanner'ın kendisi balık sayılır.
Кам! пока мы не отдаем ему первую страницу! благодаря чему ты молчишь как рыба!
Günaydın, Cam. Çok ilginç. Arkadaşın ne zaman aday olsa ya da oturum yönetse haber olana kadar onun adını önüme getiriyorsun.
Свежая рыба.
Taze balık.