Так холодно translate Turkish

Ретт, мне было так холодно, я была голодная и уставшая. Я не могла найти.

Çok üşüyordum, çok aç ve yorgundum onu bulamadım.

Возможно, и правда, уже не так холодно. Хватит, Пэм.

O kadar soğuk değil gibi.

Сейчас не надо так холодно вести себя.

Öyle somurtup durma.

Проходите, там будет удобнее, не так холодно.

Bu tarafta ateş var. Gelin. Üşümüşsünüz.

- Здесь так холодно.

- Ne kadar da soğuk!

- Так холодно!

- Çok soğuk!

В прошлом году, в эту самую пору было так холодно, что вода в пруду замерзла.

Geçen sene bu zamanlarda... havuzları donduracak kadar hava soğumuş.

Мне так холодно.

Çok soğuk.

Так холодно! Я тебя достану, Марта!

Seni geberteceğim, Martha.

Было так холодно, все замерзло.

Hava o kadar soğuktu ki, her şey donmuştu.

Это так холодно.

Bu çok soğuk.

Так холодно. Слишком рано вставать.

Hava çok soğuk ve kalkmak için çok erken.

Так холодно, но тёплую одежду... нельзя одевать,... когда идёшь на гору.

# Öyle soğuk ki, kalın ve sıkı giyinmelisin # # Dayanamaz bu soğuğa, dağının tepesinde olan birisi #

Было так холодно, что если она упала или её сбили с ног, она замёрзла насмерть.

Belki de ayağı tökezlemiştir, başını çarpmıştır. Hava çok soğuktu, o yüzden donmuş olabilir.

Так холодно.

Çok soğuk.

Мне так холодно и скучно.

Sabahtan beri burada oturuyorum. Çok üşüdüm ve de sıkıIdım.

Там так холодно...

Yapmadım mı? Orası soğuk oluyor, ve ben- -

Здесь так холодно.

Dışarısı çok soğuk.

- Мне так холодно.

- Çok üşüyorum.

- Поэтому мне так холодно?

- o yüzden mi üşüyorum?

- Поэтому тебе так холодно.

- o yüzden üşüyorsun.

- Мне так холодно.

- Üşüyorum.

Так холодно...

Çok soğuk!

Мне так холодно.

Başaracaksın, Mal.

- Зачем вы с нами так холодно?

- Soğuksun.

Мне так холодно.

Çok üşüyorum.

"Снаружи так холодно"

"Ama dışarısı buz gibi" dedim.

Не надо так холодно с клиентом на горячей линии!

Bir acil çağrı hattı için, hiç de acil davrandığınız söylenemez.

- Здесь так холодно.

Çok soğuk. Biliyorum.

Боже, Мэри,.. ... мне так холодно.

Mary, çok üşüyorum.

Здесь так холодно.

Öyle üşüyorum ki.

На станции иногда бывает так холодно.

İstasyon bazen çok serin olabiliyor.

Как может быть так холодно, когда светит солнце?

Güneş parlarken hava nasıl bu kadar soğuk olabiliyor?

Там так холодно.

Orası soğuk olur, neden gidiyorsun?

Я оставил кондиционер включенным на полную, так что у меня холодно.

Klimayı sonuna kadar açık bıraktım. İçerisi çok soğuk.

И там, наверное, ужасно холодно, ведь так да, да?

Ve hava çok şiddetli soğuktu, iddiaya girerim ki öyleydi, değil mi?

Там не так холодно.

O kadar soğuk değil.

Я так замерзла, ужасно холодно.

Üşüyorum. Çok üşüyorum.

Мне так холодно...

Çok üşüyorum.

Так, Риган, будет немного холодно и чуть-чуть мокро.

Regan, şimdi biraz soğuk ve ıslak bir şey hissedeceksin.

- Тут так холодно.

Hadi, Harry.

Ни жарко, ни холодно! "Если хотите". Так что, извините, я ретируюсь. Вы начинаете меня пугать.

"Sen bilirsin", eğer durum buysa, ben gidiyorum.

Что, на самом деле так холодно?

Hava gerçekten çok mu soğuk?

Тут так холодно.

Hava buz gibi.

Даже цыплятам холодно. Так, ступеньки.

- Tavuklar bile üşümüş.

Здесь так холодно.

Hava çok soğuk.

Мы не могли дождаться окончания этой холодной войны, так ведь? Просто не могли дождаться пока она закончится, чтобы мы могли пойти играться с нашими игрушками в песке. Пойти играться с нашими игрушками в песке.

Ve egemen bir ülkeyi işgal etmediğimiz ya da havadan bir ülkeyi ateşe vermediğimiz zaman - ki bu da Nintendo pilotları için daha eğlenceli - o zaman bizde olan şeylere savaş açmaya başlıyoruz.

Но потому, что мне было холодно и я хотел есть, я предал свой долг и разрушил все, ради чего я так долго работал.

Üşüdüğüm ve midem guruldadığı için görevimde başarısız oldum ve uğruna çalıştığım her şeyi yok ettim.

Это так занимательно для меня. Приехать с севера, где сейчас холодно... На юг, где тепло...

Kuzeyin soğuğundan Güneyin sıcağına gelmek çok etkileyiciydi.

Вода, в которой я плавал, была очень холодной, так что........ a когда я сбросил полотенце, было заметное уменьшение в размерах.

Yüzdüğüm su çok soğuktu ve havlumu indirdiğim sırada önemli miktarda küçülme vardı.

Не так уж и холодно.

Devam edemem!