English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ A ] / Akş

Akş translate English

712 parallel translation
Bu akşam, Spektrum'da köpürme düşme öksürme aksırma, bağırma çağırma azdırma kızdırma ve "zallama" var.
Tonight's Spectrum examines the whole question - of frothing and falling, coughing and calling, screaming and bawling, walling and stalling, galling and mauling, palling and hauling, trawling and squalling and zalling. Zalling?
O akşın bir deniz kırlangıcıdır, o kadar.
Peter Pan. No. The white knight.
Berlin'de kan aksın!
Let their blood flow in Berlin!
Kan aksın!
Let their blood flow!
Suyu da aksın.
And running water.
Suyu aksın.
Running water.
Su ne diye boşa aksın ki?
Well, what was the use of letting him go to waste?
Bu yüzden iki buçuk şilinini kessem, suistimal edildiğini düşünürsün iki gözüm önüme aksın ki.
If I was to stop half a crown for it, you'd consider yourself ill-used... I'll be bound.
Bunun arkasında ülkenin en nüfuzlu adamı var. Aptal bir ihtiyar... küçücük aptal bir evi satmıyor diye bütün iş aksıyor.
Behind it is one of the most powerful men in the country, and a silly old man with that silly little house is holding up the whole business.
Belki de aks mesafesindendir.
'Course it may be the wheelbase.
- Bırakın aksın.
- Rivers of blood!
- Oluk gibi kan aksın! Kesin şunu sersemler!
Stop it, you fools!
- Bırak şelale kendi kendine aksın!
- If it does, we'll let it! - Wait a minute!
Ağla çocuğum, bırak aksın.
Cry child, let it out.
Bana aksıyor gibi geldi. Onu çayıra götürmek lazım.
Take her out to pasture.
Külüstür arabalar gibiyim. Aksırıp tıksırıyorum.
I've been sneezing and coughing like a Model T.
İki gözüm önüme aksın ki ona yaklaşırsan paranın bir kuruşunu dahi göremeyiz.
- Neither do I. I swear, if you go near him, neither one of us will ever see a cent of it.
Buna karşın, zatürre, kurbanların nefes, aksırma veya tükürüğündeki sıradan bir nezle virüsü ile yayılabilir.
Pneumonic, on the contrary, can be spread like a common cold on the breath, sneezes, or sputum of its victims.
Gözyaşların benim garip mezarıma aksın.
May thy tears water my poor grave.
Ordu Kongre önünde ifade verirken, kendini yağlayabilen bir aks gibi hızlıdır.
When the army testifies before Congress, it operates like a self-greasing axle. [Spectators Laugh]
Bir adamın hırsını tatmin etmek için neden binlercesinin kanı aksın? Kendi babasını tanımayıp, delirmiş gibi, tanrılarla akrabalık taslayan biri için?
Why should the blood of thousands be shed to gratify the ambition of one man, who has disowned his father and insanely affects kinship with the gods?
Durun bakayım Şapşal, Aksırıklı Huysuz, Neşeli, Uykucu Rudolph ve Blitzen.
Uh, uh, let me see, now, there's Dopey, Sneezy, Grouchy, Happy, Sleepy, uh, Rudolph and Blitzen.
Eğer kanın kırılgan ve hassassa sadece Alan Stewart için akacak kadarsa bırak onun için aksın.
If your blood is so frail and so delicate... that it just calls out for Alan Stewart... amen, let it be him.
- Kan aksın isteyecektir.
- He will want bloodshed.
Bu aksıran bunak bir psikiyatrmış.
Hey! That sneezer geezer's a psychiatrist.
Generallere komutanlık teklif ettiğin anda... katır gibi aksırıp tıksırmaya başlıyorlar.
The minute you offer the generals command... they start wheezing like winded mules.
İki gözüm önüme aksın oydu.
I'd have bet my right arm it was him.
Ağızlarının suyu aksın, Baron.
Make them drool, Baron. Make them drool.
Ruth'un arabası hasarlı, ayağınız aksıyor.
Ruth's car is damaged, your bad leg.
Gördüğün gibi, biraz aksıyorum.
You see, I limp a little :
Bırak su, sırtından aşağı aksın.
Let the water run down your back.
Herkes niye tutturmuş ki, Kate aksıyor diye?
Why does the world report that Kate doth limp?
Bırak burnuna vursun da biraz kan aksın.
Let him hit you in the nose and get some blood flowing.
Bırak her şey aksın.
Just let everything flow.
Bırak herşeyin merkezine doğru aksın.
Just float right to the center of everything.
Arabaya koşulu atlardan biri aksıyor.
My off-wheeler has gone lame for some reason.
Nefes alıyordu, iki gözüm önüme aksın ki!
She were breathing, I swear it.
Saman taşırken arabanın aksı kırıldı.
I was driving a load of beats when I broke the axel.
İçinizdeki enerji tatlı bir şekilde omurganıza kadar aksın.
Let the current flow sweetly up your spine.
Kalbin sana üzgün olduğunu söylediğinde bırak gözyaşların aksın.
Let tears come when your heart tells you of its sadness.
Bu aksıyor.
My, that was limpy.
Arkadaş ana aks'da büyük bir çatlak gördü! tamiri uzun sürecek
He discovered a small crack in the main axle lt will take a while
Ana aksı nasıl bozuk olabilir?
A crack on the main axle?
Aksırdım.
I sneezed.
Yeter ki kanım aksın asırlarca Damarlarımdan.
For my own blood to flow ages through,
Kamera aksın.
Roll the camera.
Alman aksıyordu.
The German was limping.
- Aksıyorsun Ben.
You're limping, Ben.
Sen aksıyorsun Ben.
You're limping, Ben.
Arka aksım bitik.
I busted my rear axle.
Şimdi sallanma, titreme veya aksırma
Now, don't you shake, shiver, or sneeze.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]