Anlamaya çalış translate English
3,781 parallel translation
Onu anlamaya çalış.
Try and understand it from her side.
Evet ama... Onu da anlamaya çalış.
Yes, but... try to understand him.
Anlamaya çalış.
You figure it out.
Bak, senle onun arasında nasıl bir bağlantı kurabilirler bunu anlamaya çalışıyorum.
Look, I'm just trying to think if there's anything that will connect her to you.
- Affedersiniz. - Sorunu anlamaya çalışmanı anlıyorum ama bence bilgisayarların insanlarla oynanması teorisini kanıtlayacak yeterli verimiz yok.
I appreciate your desire to figure this stuff out, but I just don't think that that's enough data to support this theory about computers versus human opponents.
Olanları anlamaya çalışırken sanırım seni birkaç soru sormak için biraz bekletecekler.
I think they'll just want to keep you a little while for questions while they try to sort things out.
Biz sadece neler olduğunu anlamaya çalışıyoruz.
Just trying to piece together what happened.
Onun ruh halini anlamaya çalışıyorum bu şekilde onun için en iyi tedavi yolunu çizebilirim.
I'm trying to determine her state of mind so I can chart the best course of treatment.
Eve geri dönelim ve neler olup bittiğini anlamaya çalışalım.
Let's get back to the house, figure out what's going on.
anlamaya çalışın.
try to understand.
Seninle geliyorum anlamaya çalışın.
i'm coming with you try to understand.
Beynime işkence ediyorum. Senin için de benim için de neden bu kadar zor oldu anlamaya çalışıyorum.
I've been racking my brain, trying to figure out why this has been so hard for you and I.
Sadece ne olduğunu anlamaya çalışıyorum.
I'm just trying to figure out what happened.
Plânını anlamaya çalışıyorum.
I'm trying to get the plan here.
- Anlamaya çalışın.
Try to understand,
Anlamaya çalışıyorum.
I'm just trying to understand.
- Anlamaya çalışıyorum.
I'm only trying to understand.
Sen sadece eğlenmeye bakıyorsun, hiç benim durumumu anlamaya çalışıyor musun?
You keep fooling around, but will you ever try to understand my situation?
-... havayı anlamaya çalışırım.
Figure out what the vibe is.
Lütfen meselenin seninle alakalı olmadığını anlamaya çalış.
Please try to understand that this isn't about you.
Ben de bazı şeyleri anlamaya çalışıyorum.
Me and your bishop here we just trying to figure a few things out.
Hayatın boyunca birbirinizi anlamaya çalışırsın.
You've your entire life to know and understand each other.
Sadece neler olduğunu anlamaya çalışıyorum.
I am just trying to understand what happened here.
Çünkü burada neler olup bittiğini anlamaya çalışıyorum.
'Cause I'm trying to understand what's going on here.
"Öyleyse anlamaya çalış bunun sonunu..."
"l've fallen for you like an innocent dove."
Eminim sen de görmeyeli epey olmuştur. Anlamaya çalışma.
Bet it's been a while for you, too.
Bayan Sherrod, Crock'un iç yüzünü anlamaya çalışıyorduk, buradaki kısa hayatını.
Uh, Ms. Sherrod, we were trying to get some insight into Crock, his brief history here.
Bundan sonra ne olacağını anlamaya çalışıyorum. Ne mi olacak? Peki.
I'm trying to figure out what comes next.
Dün gece olan şeyleri anlamaya çalışıyoruz.
We're trying to piece together what happened last night.
Dediğini anlamaya çalışıyorum.
I'm trying to read between the lines.
O kadar sessizdin ki, etrafa bakıyordun, herşeyi anlamaya çalışıyordun.
You were so calm, just looking around, taking everything in.
- Anlamaya çalışıyorum.
I'm just trying to understand.
Sadece burada neler döndüğünü anlamaya çalışıyoruz.
We're just trying to figure out what's what here.
Bütün bunlar nereden çıktı gerçekten anlamaya çalışıyorum, dostum.
I'm really trying to understand where this is all coming from, pal.
Anlamaya çalışın.
Try to understand.
Hepimiz geçen birkaç gündeki olayları anlamaya çalışıyoruz, biliyorum.
I know we're all struggling to understand what's happened over the last few days.
- Anlamaya çalış..
Try to understand "
Bindiya, anlamaya çalış.
Bindiya, try to understand.
Efendim, lütfen anlamaya çalışın.
Sir, please try to understand. Sir!
Çünkü bunun bir travma mı, senin için çalışmasının yarattığı stres yüzünden mi, yoksa bir akıl hastalığı mı olduğunu anlamaya çalışıyordum.
Because I was trying to determine if it was trauma and stress from the work he's doing for you, or mental illness.
Kim olduğunu daha iyi anlamak adına nasıl öldürdüğünü anlamaya çalışıyor olabilirsin.
You may have been exploring how he killed to better understand who he was.
Ona ne olduğunu anlamaya çalışıyorduk, anlarsın ya.
- Shh, shh, it's OK. We were trying to figure out what's up, you know?
Hâlâ bir şeyleri anlamaya çalışıyorum ama...
Still tryin'to get my head round a few things, but...
Sanırım hâlâ ona olan duygularımı anlamaya çalışıyorum.
Still working out my feelings on it, I guess.
Anlamaya çalış.
Try to understand.
General.Anlamaya çalış.
General. Try to understand.
'Anlamaya çalış.'
'Try to understand.'
Düşünme şeklini anlamaya çalışıyorum.
I'm just trying to understand the thought process.
Son zamanlarda Tanrı'yı ve zamanlamasının mantığını anlamaya çalışıp duruyorum.
[Scoffs] I've been having this real... push-pull thing with God lately and the reason for his or her timing.
- Anlamaya çalışıyorum Rahip Efendi.
- Try and understand, Reverend.
Hala olanları anlamaya çalışıyorum.
It all happened very organically. I'm still trying to process it myself.
anlamaya çalışıyorum 19
anlamaya çalışın 17
çalışıyorum 310
çalışma 18
çalışıyor 250
çalışmak 46
çalışıyorsun 24
çalış 161
çalıştım 51
çalışıyordum 70
anlamaya çalışın 17
çalışıyorum 310
çalışma 18
çalışıyor 250
çalışmak 46
çalışıyorsun 24
çalış 161
çalıştım 51
çalışıyordum 70
çalışmıyor 158
çalıştı 29
çalışıyor musun 55
çalışıyoruz 40
çalışacağım 46
çalıştır 90
çalışkan 20
çalışmaya 17
çalışırım 44
çalışın 67
çalıştı 29
çalışıyor musun 55
çalışıyoruz 40
çalışacağım 46
çalıştır 90
çalışkan 20
çalışmaya 17
çalışırım 44
çalışın 67