Anlarsın ya translate English
3,008 parallel translation
Hayır. Yalnızca benim tarzım değil, anlarsın ya?
It's just not my thing, you know?
Anlarsın ya John, Derek görev başındayken öldüğüne göre belki senatör bu olayı iyi bir etki yaratmak için kullanabilir.
You know, John, since it seems like Derek died in the line of duty, maybe the Senator can use what happened here to good effect.
Kurabiyelere, çiçeklere, içeceklere, biralara, viski, istiridyeler, şey için anlarsın ya, strobe lamba ve "Hollywood'a hoşgeldiniz!" yazan balonlar lazım.
We need cookies, flowers, refreshments, beer... - Yes. - Whiskey, oysters, for the, you know, uh, strobe light, and some balloons that say,
O kadar aşk bazen gereğinden fazla olabiliyor. Anlarsın ya.
All that love is a little much sometimes, you know what I mean?
Anlarsın ya?
You know what I mean?
Tom'u en sevdiği restorana götürüyorum, çünkü, anlarsın ya onun doğum günü.
I'm taking Tom to his favorite restaurant, because, you know, it's his birthday.
Anlarsın ya, evrakları senin adına ben götürürsem... faydası olur diye düşündüm.
I-I-I, you know, I thought... I thought it would be helpful if I took the papers over for you.
Kötü bir hatundu, anlarsın ya?
She was a bad chick, you know?
Sakatlığımı kafamdan atmak için iyi bir yol olduğunu düşünmüştüm. Anlarsın ya?
I think it was just helping take my mind off of my injury, you know?
Anlarsın ya işte...
We don't get sick of each other. It's, you know, It's perfect.
Anlarsın ya, sekiz harikadır.
You know, eight is great.
Ha, anlarsın ya, ben bir restaurant sahibi ve şefiyim.
Oh, well, you see, I'm a restaurant owner and a chef.
"topların nerede olması gerektiğini gerçekten anlamalısın" modundaydım, anlarsın ya?
So I was dating the guy from fox sports, and I was like, "you should really see where the ball's supposed to be," you know?
Sanırım bunun herkese ait olmasını istedi, anlarsın ya.
I think he wanted that to belong to everyone, you know?
Soldaki benim anlarsın ya George Harrison bakışı.
- That is... a straight-8. That's me on the left with the, you know, the George Harrison look.
Anlarsın ya, o araba...
Send it out to California. "
Anlarsın ya.
So, you know.
Anlarsın ya?
[Laughter] You know?
Güzel olur biraz, anlarsın ya?
It'll be good, you know?
Ama... Cidden bu işin nasıl yapıldığını unuttum, anlarsın ya.
But I-I've forgotten really how... how to do this, you know.
Ben dayanışma ruhuna inanırım, anlarsın ya.
See, I believe in the spirit of cooperation.
"Kovuldun" gibi konuşmalarda iyiyimdir, Şahingöz. anlarsın ya...
Well, I'm really good at you just got fired speeches, Hawkeye, if you catch my drift?
Kendimi çok kaptırdım, anlarsın ya! Kalabalığı gördün, bana bayılıyorlar.
I just got so caught up, you know?
Birden delirdim, anlarsın ya?
I just- - I freaked, you know?
Umuyordum da belki bir gün, anlarsın ya.
I was hoping maybe someday, you know?
Şeye bağlı... Anlarsın ya.
Well, depending on...
- Hasta olacağını anlarsın ya hani.
- Like you know you're gonna get sick?
Ailesi olacak biri olduğumu düşünmüyorum. Anlarsın ya.
I just don't think I was meant to have a family, you know?
Anlarsın ya.
You know?
Şimdi de bir haftalığına şehir dışında. Bana öyle geliyor ki, sanki bir jakuzinin içinde,... anlarsın ya, striptizcilerle birlikte.
So now he's out of town for a week, and I just feel like he's in some hot tub, you know, with strippers.
Başka şeyleri düşünmeme engel oluyor, anlarsın ya.
It distracts me from other things, okay?
Ölmek değil de, uzaklaşmayı aslında. Anlarsın ya?
Not really but just to get away, you know?
Ama bazen anlarsınız ya, hastaneden bazı ilaç numuneleri falan getirirdi.
But she... You know, she took samples sometimes. From the hospital.
Evim ormana yakın anlarsınız ya.
My cottage backs on to this wood, you see.
Anlarsınız ya.
You get that.
Anlarsın ya?
- Ah.
Yani, anlarsınız ya insanlar değişir.
Well, you know, people change.
Şöyle bir hediye yok mu yani anlarsınız ya, keyif verici bir şey?
Isn't there one gift over there that's, uh, you know, buzzing?
Anlarsınız ya, torunlarımızın ziyarete gelmesini, benim güzel kalmamı, üçünüzün korkunç bir şekilde yaşlanmasını işte.
You know, our grandkids coming to visit, Me staying gorgeous while the three of you age horribly.
Anlarsınız, ayak uydurmayı, bu çok rahat pantolonlarımla kanatlanıp uçmayı, anlarsınız ya?
Just flying'by the seat of my very, very chill pants, you know what I mean?
Ses geçirmiyor. Bu mahallede bu çok önemli. Anlarsınız ya?
It's totally soundproof, which is important in this neighborhood, if you know what I mean.
- Konuşmalıyız, anlarsınız ya?
- We have to talk, you know that?
Anlarsın ya...
You know...
Bence gerçekten böyle bir şeye ihtiyacım olacak anlarsınız ya, çok dengeli bir Samurai bu.
I mean, that I'm really gonna need any of this, you know, with a very stable Samurai.
- Sıradan insanlar gibiydi. Anlarsınız ya?
I... they just seem like average Joes,
Yani adamların kendilerine yardım etmesine, yardım ettim. Anlarsınız ya.
You know - - help my guys help themselves, if you know what I mean.
- Anlarsınız ya. - Tabii, tabii.
- You know what I mean.
Bakmadan duramazdım, anlarsınız ya.
Couldn't help but stare, y'know what I mean?
Etrafta hatun varken anlarsınız ya...
When there's ladies around, you understand...
Acaba bir şekilde ona karışık sinyaller mi yolladım diye düşünüyordum, anlarsınız ya?
I kept wondering if somehow I gave him mixed signals or something, you know?
Anlarsınız ya, bunun ötesinde bir şey düşünme lüksümüz yok.
I, you know, don't have the luxury to think beyond that, so...