Anlayın translate English
5,022 parallel translation
Lütfen anlayın beni. Durumum dayanılmaz bir hal aldı.
Please understandmmy condition is unbearable now.
Dünyanın böyle olduğunu sanmasını istemiyorum ve taşınıyoruz, aslının öyle olmadığını anlayınca daha da inciniyor sonra.
I don't want him to start thinking the world is like this, and then we move, and then he gets even more hurt when he figures out that it's not.
Lütfen "kitap" demediğini anlayın çünkü onda beş harf var.
Please notice I didn't say "book" because that only has four letters.
Go Man Seok'un kandırdığını anlayınca onu öldürdü.
The killer killed Go Man Seok, knowing that he lured him.
Biz neler döndüğünü anlayıncaya kadar sen arabada kalacaksın.
You need to stay here until we figure out what the hell is going on.
Bunların hepsi iyi, ama anlayın ki, özel bir marinaya gidiyoruz, bu yüzden...
That's all well and good, but see, we're going to a private marina, so- -
Lütfen şunu anlayın.
But please understand
Kahretsin. Hep bebeği anlayıp anlamadıklarını öğrenmeden önce uyanıyorum.
Ugh, damn it, I always wake up before I find out if they can understand the baby.
Kara mizah anlayışını biraz biliyorsam buna gülersin sen. Bir ihtimal uçak biletlerimizi kumarda kaybetmiş olabilirim.
And-and you are gonna laugh about this, if I know your dark sense of humor, but I may have gambled away our plane tickets.
Kim tarafından gönderildikleri veya taşıdıkları mesajları anlayıp anlamadıklarını hiç sorguladılar mı?
And did they ever question those by whom they were sent, or seek to comprehend the message they delivered?
Tersine, anlayışınız için minnet duymalıyım.
In fact, I should be grateful for your insight.
Beş bira mı, vay be... Müdür Cox feminizm anlayışını cidden değiştirmeli.
Some writers had to drink or do drugs to get the juices flowing.
Bunun anlamının ne olduğuna dair daha derin bir anlayışa sahip olursunuz.
You see... a kind of deeper significance of what it means.
Ne kadar komik bir mizah anlayışınız var.
You have such a great sense of humor.
Ve senin için, işini kaybettiğin için, itibarın ve bu insanların arasındaki, doğru yanlış anlayışın için.
And for you... you lost your job, your reputation, and your sense of right and wrong when you fell in with these people.
Senin de hiç eğlence anlayışın yokmuş, Jay.
Where's the fun in that, Jay?
Benimle, kızımı vatansever bir fahişe olarak işini yaptığı otelde buluşmak istemiz, gerçekten korkunç bir espri anlayışınızın olduğunu gösteriyor.
Very smart. You have a cruel sense of humor, asking me to the hotel where my daughter plies her trade as what is apparently a... patriotic prostitute.
Espri anlayışınız çok kötü, lordum.
You're in bad humour, my lord.
Anlayışın için teşekkür ederim.
And I thank you for your understanding.
Bugün bazı şeyler gördüm anlayış sınırlarımı zorlayan şeyler.
I've seen some things today... that have been testing the limits of my comprehension.
Başarısını geniş ölçüde hak ettiğine inanıyorum. İnsan arzularına karşı olan kurnaz anlayışım sayesinde. Mahvedilme arzusu.
I believe its success is due, in large part, to my astute understanding of human desire- - the desire to be devoured or enveloped by a warm, hungry animal, or obliterated one juicy bite at a time.
Biraz daha anlayışlı olmalısınız. Tamam mı?
You need to be a little more sympathetic, okay?
Çok çarpık bir mizah anlayışın olmalı.
You must have a pretty warped sense of humor.
Anlayışla karşılarsın ki silahın bende kalacak elbette.
You understand I'm going to have to keep your sidearm, of course.
- Anlayışın için teşekkürler.
Oh, thank you for understanding.
Sizden önceki başkanlarla olan karşılıklı anlayışımız kasabanın kuruluşu kadar eski.
Our understanding with your predecessor dates back to the founding of this town.
Çok anlayışlısın.
You're so insightful.
Zengin adama duymak istediklerini söyle. Oğlumun, senin hakkında söylediklerinin yarısı doğruysa sen dünyanın en iyi, en şefkatli, en duyarlı ve anlayışlı kadını olmalısın. Lütfen.
Tell the rich man what he wants to hear.
Dünyanın en anlayışlı erkeği nasıl?
How's the most understanding guy in the world?
Babaların böyle konularda pek espri anlayışları yok gibidir.
Dads don't really seem to have a sense of humor about those kind of things.
Sen, benimle birlikte bir anlayışa ulaşacaksın.
You will reach an understanding with me.
Dublörün buna anlayışla yaklaşacağını sanmıyorum.
I don't think the double is going to cooperate.
Onların davranışları her zaman bizim anlayışımızın ötesinde olacak.
Their behavior has always been beyond our understanding!
Çok yakışıklı, tatlı ve anlayışlısın.
Oh, you are so... Handsome and sweet and understanding.
İnsanların artık güçlü bir yangından korunma anlayışı var.
People now have a strong sense of fire prevention
- Umarım anlayışla karşılarsınız.
I hope you would understand
Doğru. Argentların anaerkil bir liderlik anlayışları var.
The Argents have a matriarchal leadership.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Thank you for your patience sir
Sizi sevdim çünkü güzel bir espri anlayışınız var.
I like you guys'cause you got a great sense of humor.
- Mizah anlayışın değil.
- It's not your sense of humor.
Adamın espri anlayışı Snark'tan ibaret ve biz de bununla zehirleniyoruz.
Snark is the idiot's version of wit, and we're being polluted by it like it's...
Beni, Guantanamo gibi bir deliğe zincirleyeceksiniz. Adalet anlayışınız bu işte.
You're gonna chain me up in some hole like Guantanamo, your idea of justice.
Peki senin adalet anlayışın ne Kemali?
And what's your idea of justice, huh, Kamali?
- Adalet anlayışın bu mu?
Is that your idea of justice?
Mizah anlayışın uymayabilir.
Your sense of humour may not match.
Kokain kafanın yatırım anlayışı.
Crackhead investment portfolio.
İnsan anlayışının ötesindeki surların yüceliğine şahit olduğunuz hâlde hâlâ mı anlayamıyorsunuz?
You look upon the greatness of the Walls, which transcends human understanding, and you still can't see? !
Tanrı'nın da espri anlayışı olabilir, Bay Bohannon.
God can have a sense of humor too, Mr. Bohannon.
Adalet anlayışınız bu mu, Şerif?
[Dolan] Is this your idea of justice?
Demirbaş adamının espri anlayışı yokmuş.
Your inner circle man lacks a sense of humor.
Beatles anlayışını benimse :
Embrace the Beatles mantra.