Arkadaş mı translate English
85,395 parallel translation
- Sadece arkadaş mısınız yani?
- So, you're just friends?
Bize yardım edebilecek bir arkadaşı varsa, O zaman o arkadaşın kim olduğunu bulmalıyız. Ve eğer bu ona tünel göstermek demekse...
If he has a friend who might be able to help us, then we need to find out who that friend is, and if that means showing him the tunnel...
- Umarım zamanla iyi arkadaş oluruz.
I hope, in time, we can become good friends.
Eski bir arkadaşım açıkça konuşabilir mi?
May an old friend speak plainly?
Bir arkadaşımdan ödünç aldım.
I borrowed it from a friend.
Orada tüm oksijeni emerek oturduğun için, oda arkadaşının pek yardımcı olmadığını varsayıyorum.
I'm assuming because you're standing there sucking up all the oxygen that his roommate was no help.
Evet ama bazen en iyi arkadaşım yerine babam olmasını isterdim.
I mean, yeah, but, you know, sometimes I wish I had more of a dad than a best friend.
Alex benim en iyi arkadaşım.
Look.
Kız arkadaşın izleyecekse kapıyı kapatalım bence.
I want a percentage of the door if your girlfriend's gonna watch.
- Kız arkadaşım değil.
- She's not my girlfriend.
Kız arkadaşım ve olmuyor.
Girlfriend. And no, actually.
O zamanki kız arkadaşım öyle düşünmedi.
My girlfriend at the time didn't think so.
Bir arkadaşımı...
This friend of mine...
Bir arkadaşımızın deniz uçağıyla Miami Beach'e uçuyorduk.
We were flying up to Miami Beach in a friend's seaplane.
Arkadaşım olur kendisi.
She's a friend of mine.
- Anladım. Arkadaş oldunuz demek.
You're buddies with him now.
Sen en eski arkadaşımsın ve seni kardeşim gibi görüyorum. İşte bu yüzden senden sağdıçım olmamanı istiyorum.
You're my oldest friend, and I love you like a brother, and that's why I'd like you to not be my best man.
İyi Yer'de bana etik öğreten arkadaşımın kitabı.
My friend in the Good Place gave it to me when he was teaching me ethics.
Onlar arkadaşımız.
They're our friends.
Gerçekten arkadaşımızdılarsa şimdi neden bizimle birlikte değiller?
- If they're really our "friends," then why aren't they here with us right "now"?
Hiçbir şeye karar veremediğim için her arkadaşım, sevgilim benden nefret etti.
Every friend, every girlfriend was driven nuts because I couldn't do anything.
Benim pek arkadaşım yok.
I don't really have many friends.
"İşbu notla bildiririm ki Buckeroo'yu, ona havuç getirecek kadar değer veren tek arkadaşım Suzy K.'ye bırakıyorum."
"I hereby leave buckeroo to Suzy k., my only friend" who cared enough to bring him carrots.
Bir de arkadaşım gelecek.
We're gettin'ourselves settled in back there all right, so... And I got another friend coming over, too.
Üstelik en sevdiğim arkadaşıma birden fazla kez yalan söylemene de yardım ettim.
And I've helped you lie to my best mate more than once now.
Alice arkadaşımızdı.
Alice was our friend.
Benim de erkek arkadaşım var.
I have a boyfriend.
Arkadaşımın ölümüne neden olmadığımı düşünüyorum.
I think I didn't get my friends killed.
Adı Nancy Miller olan bir en iyi arkadaşım vardı.
I had a best friend whose name was Nancy Miller.
Nancy Miller, beni, Josh Groban'ın müziğini bana gösterdiğine ikna etmeye çalışana kadar en iyi arkadaşım olarak kaldı. Bu imkansızdı çünkü o Today şovunu izlememişti.
And Nancy Miller was my best friend until she tried to convince me that she introduced Josh Groban's music to me, which is not possible because she doesn't watch the Today show.
Arkadaşım ve ben, kilometrelerdir soğukta yürüyoruz ve eşyalarımız çalındı, para, yemek, her şey.
My friend and I, we've been walking out in the cold for miles, and our stuff was stolen. Money, food, everything.
Memnun oldum ve o, benim arkadaşım değil.
It's nice to meet you, and she's not my friend.
Arkadaşının eBay dükkanı mı?
Your friend's eBay store?
Bir arkadaşım, ona Ramona Quimby diyelim, Nasty Gal'le çok kötü bir tecrübe yaşadı.
A friend of mine, we'll call her Ramona Quimby, just had a horrible encounter with Nasty Gal.
Arkadaşım olduğun için yardım ettiğini sandım.
I thought you were helping me because you're my friend.
Ama senin, bir arkadaş olarak, benim, yani arkadaşının Nasty Gal'in bir parçası olmasını isteyeceğini sandım.
But I thought that you, as a friend, would want me, your friend, to be a part of Nasty Gal.
Bunu söyleyebilirim çünkü arkadaşınım ama başka bir şey yapamazsın.
I can say this because I'm your friend, but you can't do anything else.
Erkek arkadaşım.
My boyfriend.
"İşte erkek arkadaşım ve çükünü emen bir kız" şeklindeydim.
I was like, "Oh. There's my boyfriend. And that's a girl sucking his dick."
Bu benim kız arkadaşım Sophia.
This is my girlfriend Sophia.
Arkadaşının mekân burası mı?
This your friend's place?
Tulip gibi kız arkadaşım olsa gece gündüz endişelenirdim dostum.
Well, if I had a girl like Tulip I'd be worried day and night, man.
Çünkü o bizim arkadaşımız ve onu özledik.
Because she's our friend and we miss her.
Bak, arkadaşım Cassidy burada!
Yay! Look, it's my friend, Cassidy.
Cassidy, şu an erkek arkadaşım, kocamı işkence odasında kancaya asmış hâlde.
Cassidy, right now my boyfriend has my husband on a hook in a torture room.
NOLA polis merkezinden bir arkadaşım ve kendisi bütün polisleri dikkat etmeleri konusunda uyaracağını söyledi.
Just my buddy from NOLA PD, and he was saying he's gonna make sure all the cops keep an eye out.
Detektif olan arkadaşım bana diyor ki son zamanlarda Old Country Line yolunda oldukça çok haber geliyormuş.
My-my buddy, the detective, he was telling me that they've been getting a lot of reports lately from Old County Line road.
Erkek arkadaşın mıydı?
Was that your boyfriend?
Arkadaşımın arkadaşına bir iyilik yapıyorum.
Just doing a favor for a friend of a friend.
Ben torununuzun arkadaşıyım.
I'm friends with your grandson...
- Benim fazla arkadaşım yok.
- I don't have a lot of friends.