Artık yok translate English
20,667 parallel translation
Artık yok.
She's gone.
Annem artık yok.
Mom is gone!
- Artık yok. Aktif bir soruşturma artık bu.
This is an active investigation.
Eski menü artık yok. Ama yine de güzel.
Not the tapas and stuff, but it's really good.
O artık yok diyorlar..
They are saying he is no more...
Artık kaçmak yok.
No more running.
Yok artık ya.
Oh, my God.
- Yok artık, harbi mi?
For real? You said that?
Artık ritüel yok, onun için öldürmek yok.
No more rituals... no more killing in his name.
- Ne... Artık kanatlarım yok anne.
I don't have wings anymore, Mum.
İş falan yok artık.
No more jobs.
Yok artık, başka renkleri de varmış.
Mm. Oh, goody. They come in more colors.
Artık alt üst etmek yok, solaryumdaki saçma hareketler yok.
No more shakedowns, no more tanning booth shenanigans.
- Artık güçlerim yok.
I no longer have my powers.
Artık güçlerim yok.
I no longer have my powers.
Artık yalan söylemek yok.
No more lies.
"Aklımı, bedenimi ve ruhumu Soul Depot'ya ve gerçek bir sağlık ve dinginlik gurusu olan Jenson Glory'e teslim ediyorum." Yok artık.
"I surrender myself to Soul Depot, body, mind and soul, and to the only true guru of health and serenity, Jenson Glory." Wow.
Yok artık.
Holy cow.
Kim olduğumun artık bir önemi yok.
Who I was... well, that doesn't matter.
Yok artık.
No way.
Yok artık!
No way!
Şimdi işlerin nasıl yürüyeceğini söyleyeyim. Artık parti yapmak yok. Etrafta siftinip rıfkı tüttürmek yok.
Now here's how this is gonna go, no more parties, no more laying around here smoking reefer.
İyi tarafından bak, artık endişelenmen gereken ikinci bir kredi yok.
Hey, look at the bright side, you now have one less tuition to worry about.
Yok artık?
No shit?
- Yok artık.
No shit.
Artık işe yaramana gerek yok.
You don't have to be of service any more.
Planlardaki düzenlemeler nedeniyle önceki ana kullanıcım Bay Singh'in planlandığı bu siteyi geliştirme yeteneği yok artık.
Due to planning regulations, my former primary user, Mr Singh, has been unable to develop this site as planned.
Yok artık.
Wait... hold up, man.
- Yok artık Gretchen!
- Oh, my God. Gretchen.
- Yok artık!
Holy crap!
Yok artık...
What in the...
Artık mezar yok...
No more tombs...
Artık İngiliz Müzesi yok...
No more British Museum...
Yok artık!
Come on!
- Yok artık. - 211.000 dolar, tamı tamına.
No shit. $ 211,000, to be exact.
İnsanların artık bozuğu yok.
People don't have change anymore.
Yok artık!
No shit!
- Artık konuşmak yok.
- No more talking.
Artık konuşmak yok!
No more... talking!
- Yazarım. - Yok artık.
I'm a writer.
Yok artık.
Are you kidding me?
Artık pencerede kimse yok.
Now nobody's in the window.
- Yok artık, ciddi ciddi şimdi bunu mu...
Oh, my God, do we really have to do thi...?
- Haydi canım, yok artık!
What? No!
Yok artık, 39.4.
Jesus. 103.
Yok artık!
- God. - Jesus Christ.
- Yok artık! Bunu söylemeseydin de olurdu.
Uh, not exactly sure you have to tell them that.
Nadine'in parası dediğin gibi sıfırdan başlangıcımız olacak, artık çingeneler, dükkanlar yok.
Nadine's money... like you said, we get a total reboot, no more Roma, no more parlors.
Kuzenim artık başımdan gitti, hiç tasam yok.
- Mm. My cousin out of my hair, I'm not exactly heartbroken.
Koruman yok, o yüzden kes artık şunu.
All right. No protection, so cut the shit.
Artık kanıt da yok.
And now the proof is gone.
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok hayır 73
yok efendim 65