Başın belada mı translate English
737 parallel translation
Başın belada mı?
Are you in trouble?
Başın belada mı?
You having trouble?
Yoksa başın belada mı Brub?
You in trouble, Brub?
Başın belada mıydı?
You were in trouble?
Polislerle başın belada mı?
You in trouble with the cops?
Başın belada mıydı?
Were you in trouble?
Başın belada mı oğlum?
Are you in trouble, son?
Neler oluyor, yine başın belada mı?
Well, what's happened... you in trouble again?
Bayan Harper, Başın belada mı?
Miss Harper, you're not in some sort of trouble, are you?
Başın belada mı, Jean?
Are you in trouble, Jean?
Anladığım kadarıyla başımın belada olduğuna inanmıyorsun.
I take it you don't believe I'm in trouble?
- Sanırım Robert'ın başı belada.
- I'm afraid Robert's in quite a jam.
Paul'un başı belada diye beni atlatmaya mı kalktın?
You trying to give me the run-around now that Paul's in trouble?
Sanırım Steve Tolliver'ın başı belada.
I suppose Steve Tolliver is in more trouble.
Senin başın belada olabilirdi. Ben de hiç bir şey yapmadan duramazdım.
I hated to do anything that might get you into trouble.
Başınız belada mı? Max buraya gel!
Max, come out front!
- Babanın başı belada mı? - Evet Pete.
- ls Daddy in trouble?
Bunu yapmazsan başın büyük belada demektir. Tabi buradaki kız arkadaşım gibi sana ilham verecek bir yoksa.
If not, you're in trouble, unless you have my gal friend here as inspiration.
Başımın neden hep belada olduğunu?
♪ That I'm always in
Başının belada olduğunu düşünüyorum ve sana yardım edeceğim.
I think you're in trouble and I'm going to help you.
Buraya bakın, Başımız belada.
Over here, we're in trouble.
Clem başımızın belada olduğunu söylüyor. Sana karşı karar alırlarsa dedim.
I said you were if they get a judgment against you.
Birinin başının belada olduğunu hemen anladım.
Right away I knew somebody was in trouble.
Başın belada dosttum. Burayı savun ben de sana destek olayım.
You hold this town, I'll cover for you.
Ve başımızın belada olduğu konusunda önsezim var.
And I have a hunch we're in trouble.
Öyle görünüyor ki, bayım, başınız belada.
Looks like you got yourself in quite a mess, mister.
Başın belada ise, anlarım.
Well, if you're in trouble, I'll understand.
Anlamayacağını biliyorum ama sanırım başım büyük belada.
I KNOW YOU WON'T UNDERSTAND THIS, BUT I THINK I'M IN BAD TROUBLE.
Şimdi mahkumum ve başım kötü şekilde belada Ve bu belanın çamurunun hiçbirinizin üstüne bulaşmasına izin vermeyeceğim Sizler 9.cu Süvari alayının adamlarısınız,..
And I ain't gonna let none of this trouble rub off on you.
Başımız belada. Annemi hemen buraya getirmek zorundasın.
You have to bring Mother out here now.
Sanırım sana söylemişlerdir, başın ciddi belada.
They must have told you you're in serious trouble.
Başın belada mı?
Are tou in trouble? - Of course not!
O gece bu çocuğun başının belada olduğunun farkına vardım, belki yalnızdı.
I found out tonight that this boy's in trouble, maybe alone.
Yeni haberlerim var halkımın başı büyük belada.
We return with news. Our people have more trouble.
Küçük hanım, şimdi başınız belada.
- You disobey me, and now you eavesdrop on me.
Annenle ve sen başımın belada olduğuna bir türlü inanmıyorsunuz.
Your mama and you don't believe... that I am always in troubles.
- Ben de başın belada sanmıştım.
- Oh, I thought you had an accident.
Başımın belada olduğunun farkında mısın?
Do you realize I'm in big trouble already?
Muhasebecim Vergi Dairesiyle başımızın büyük belada olduğunu söyledi diye...
Just because my accountant said... that the tax department made a big fuss about the...
Bana bakın, olan biteni bilmesem neyse de ki biliyorum, başınız büyük belada.
Well, I'm telling you, unless I don't know what goes on up and down this here block... and I do... you're in for plenty of trouble.
ln Amcanın başı belada mı?
Uncle In is in trouble
- Hayatım, başın belada.
- Darling, you're in trouble.
Gemicimizle sansız küçük hanımımızın başı epey belada gibi.
It looks like our sea faring man and our little hard luck lady are in deep trouble. Come on, goddamn it!
Başın ciddi belada ve seni uyarıyorum... eğer böyle bir şey yaparsan, sana hiç merhamet göstermem.
Now, you're in a lot of trouble and I'm warning you... if you do a thing like this, I ain't gonna show you no mercy.
Bu saatte geldiğimiz için bağışla ama başının belada olduğunu işittik ve yardımımız dokunur mu acaba diye geldik.
I hope you forgive us for coming at this hour but we heard you were in trouble and so we came over to see if we could help.
Ama başımızın belada olduğunu göremiyorsun?
But can't you see we're in trouble?
Başın belada. Bana babam yardım edecektir.
My father will help me.
Onu kaçırdınız mı başınız belada demektir.
Miss that water, you're in trouble.
Başım belada. Büyük belada. Yanımda kala kala bir kadın komedyenden başkası kalmadı.
I'm in trouble, real trouble, and all I've got for company is a female comedian.
Yani eminim beni şu an öldürebilirsin ve eğer yapmak istediğin buysa o zaman durma ama zaten başın yeterince belada ve biz sana yardım edebiliriz.
I mean... I believe you could kill me right now, and if that's what you want to do... then go ahead... but you've got enough heat on you already, and we can help you.
Kahramanımızın başı ne kadar belada olursa olsun hiç endişelenmeyin yalnızca saatinize bakın, film bitince kazanan mutlaka o olacaktır.
No matter how much trouble the hero is in, don't worry just look at your watch, at the end of the hour he's gonna win!