English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ B ] / Beklemiyordum

Beklemiyordum translate English

4,139 parallel translation
Bunu beklemiyordum.
Not what I expected.
İşte bunu beklemiyordum, sürpriz oldu.
I did not see that coming. Twist ending.
Bunu beklemiyordum.
I wasn't expecting that.
Bir sebep yoktu. En kişisel sırlarımdan birini bildiklerini beklemiyordum.
For no other reason, except knew one of my most personal secrets.
Eve bu kadar erken gelmeni beklemiyordum.
I didn't expect you home so early.
Böyle bir tepki vereceklerini beklemiyordum.
I had no idea they were gonna react that way.
Sadece seni beklemiyordum, hepsi bu.
I just... wasn't expecting you, that's all.
- Hiç beklemiyordum.
I wasn't expecting it.
Bunu beklemiyordum.
I didn't expect that to happen.
Bunu beklemiyordum James.
I didn't see that coming, James.
Beklemiyordum.
I'm not waiting.
Basitçe bir evet cevabı duymayı beklemiyordum.
I didn't expect to hear a simple yes.
Tamam çünkü yakın zamanda seni görmeyi beklemiyordum.
Οkay,'cause I really wasn't expecting to see you anytime soon.
Vay, bunu söylemeni beklemiyordum
Wow. I did not expect you to say that.
- Seni beklemiyordum.
- I didn't wait for you.
Bunu hiç beklemiyordum.
Well, I wasn't expecting that.
Bu kadar kişinin hayatta kalmasını beklemiyordum ama daha güzel oldu.
I wasn't expecting so many survivors, but... the more the merrier.
Yani, şahsen görmeyi beklemiyordum.
Not in person.
- Umursamanı beklemiyordum zaten!
- I don't care. I didn't expect you to care.
Bunu bu kadar erken beklemiyordum, Harry. Yani, henüz değil.
I didn't expect this so soon, Harry - - I mean, not at yet anyway.
Bunu beklemiyordum.
I was not expecting this.
Bunu beklemiyordum.
Didn't see that coming.
- Seni beklemiyordum.
Hmm. I wasn't expecting you.
Bunu beklemiyordum.
I didn't expect to.
- Ben de kolay olmasını beklemiyordum.
- I wouldn't expect it to be simple.
Tanrım, bu konuşmayı beklemiyordum.
Boy, did I not expect this to work.
Kabul etmeliyim ki, böyle bir şey beklemiyordum.
I have to admit, this is not what I expected.
Tam olarak böyle biteceğini beklemiyordum, belki de...
Didn't quite expect it would end up like this, perhaps...
Gelmeni beklemiyordum.
I'd didn't think you'd come.
Bunları hiç beklemiyordum.
I did not expect this at all.
Bir şey beklemiyordum.
I didn't expect anything.
Sana aşık olmayı beklemiyordum ama oldum!
I didn't expect to fall in love with you and I did!
Bunu beklemiyordum.
Now, that's just uncalled for.
Bahar tatilinin bu kadar berbat geçeceğini beklemiyordum.
I didn't expect spring break to be this stinky.
Dün gece anneni görmeyi beklemiyordum.
Didn't expect to see your mother last night.
Affedersin, misafir beklemiyordum.
Sorry. I wasn't expecting any visitors.
Fotoğrafta olmayı beklemiyordum zaten.
I didn't expect to be in the picture.
Ben davet beklemiyordum.
I wasn't looking for an invite.
Ben beklemiyordum.
I did not expect.
Hiç beklemiyordum.
I wasn't expecting that.
Böyle bir sonucu hiç beklemiyordum.
Never expecting that this would be the outcome.
- Bu kadar erken aramanı beklemiyordum.
I didn't expect your call so soon.
Ve ben bunu beklemiyordum zaman,
And when I wasn't expecting it,
Bunu beklemiyordum.
Oh, wow, I wasn't expecting that.
Bunu hiç beklemiyordum.
I wasn't expecting that to happen at all.
Bunu hiç beklemiyordum.
This is an unexpected treat.
Hırsızlar arasında onur olmadığını biliyordum ama bu kadar insafsızlık beklemiyordum Sam.
I wasn't expecting any honour amongst thieves here, but I am not sensing much remorse, Sam.
Arzular hakkında konuşmanıda beklemiyordum.
And I didn't expect you to talk about desire, either.
Bunu hiç beklemiyordum.
Didn't see that coming.
Hayır, beklemiyordum.
Yeah, it did.
Hiç beklemiyordum ama birden aşık oldum.
And...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]