Belki yarın translate English
1,554 parallel translation
Belki yarın 12 : 50 gibi olabilir?
Maybe tomorrow would be better. Around 12 : 15? Can you do that?
Bilimiyorum belki yarın uğrarım.
I don't know, I was thinking about maybe dropping by tomorrow.
Ve eğer müsaitsen, belki yarın akşam yemek yiyip bu konuyu konuşabiliriz.
Westie needs a friend, and I thought if you were available... let's say tomorrow night, perhaps... we could discuss it over, uh, dinner.
Belki yarın birlikte bir kaç tur atarız.
Maybe tomorrow I'll do a few backward laps with you.
Belki bugün değil, belki yarın da değil... Ama bir gün Captain Pete burada marşını söyleyip bize..
Maybe not today, maybe not tomorrow... but someday Captain Pete's gonna march in here and say...
- Belki yarın arasan?
- Maybe call me tomorrow?
belki yarın... evet belki yarın!
Pity... Maybe tomorrow... Yes maybe tomorrow!
Belki bu gece belki yarın.
Could be tonight or tomorrow.
Belki yarın ayrılırım.
Maybe I'll quit tomorrow?
Hiç, bak gitmeliyim belki yarın konuşuruz.
Nothing, look, I've got to go... maybe I'll talk to you tomorrow.
Şimdi kötü bir zaman, belki yarın konuşursunuz.
Oh, yeah. Well, now's a bad time, so maybe tomorrow.
O zaman belki yarın.
Okay, maybe tomorrow, then.
Belki yarın tutuklarlar.
Maybe tomorrow.
Belki yarın ameliyattan sonra.
Maybe tomorrow after the surgery.
Tamam, eğer kimseyle çıkmıyorsan, belki yarın benle kickoff karnavalına gelmek isteyebilirsin.
Okay, so if you're not dating anyone, maybe you would want to go to the kickoff carnival with me tomorrow?
Bilmiyorum, belki yarın halledebiliriz.
Well... I don't know, maybe we can just pick it up tomorrow.
Pekala, belki yarın akşam takılırız?
Um, well, what about tomorrow night maybe?
Belki yarın geceki doğum günü partini iptal etmeliyiz.
Maybe we should call off your birthday party.
Hey, düşünüyordumda belki yarın benim silah atışı pratiği yapmama yardım edebilirsin.
Hey, I was thinking maybe tomorrow you could help me brush up on my target practice. It's a date.
Belki yarın bu saatlerde onu çoktan öldürmüş olurum. - İçgüdülerine güven. Ona biraz..
Trust your first instinct.
Tahmini olacak ama, belki hiç, belki yarın.
It's all a little sketchy, but maybe never, maybe tomorrow.
O zaman belki yarın, geri döndüğünüzde.
Maybe tomorrow then, when you get back.
Belki yarın bakarız.
Maybe tomorrow.
Belki yarın tüylerimiz cansız bedenlerimizden dökülecek.
Tommorow our feathers may be flopped from our rifless bodies.
Belki yarın.
Maybe tomorrow.
Görmek istiyorsan, bilmiyorum belki yarın görebilirsin.
If you wanna see it, I don't know... Maybe tomorrow you can.
Belki de yarın tekrar denemeliyiz.
Maybe we should try again tomorrow.
Yarın gece'Mutluluk Bulutları'adlı bir konser varmış ve belki bir arkadaşınızla gidersiniz diye düşündüm.
No... I just happened to hear of this gospel concert tomorrow night. "The Mighty, Mighty Clouds of Joy".
Belki de yarın herşeyi alabilirsin.
Maybe you can get everything tomorrow.
- Peder, belki bu içkiyi ertelesem daha iyi olur, yarın düğün var ya.
- Father, maybe I'll wait on this drink what with the wedding tomorrow and all. - No.
Belki Nisan ayı maaşının yarısını bile ödeyebilirim.
I may even pay you half your April salary.
Belki de hayatının yarısını suyun altında geçirdiğindendir.
I think maybe it's because he spent half his life underwater.
Mahkemeye yarın devam ederiz. Belki sakinleşirsiniz.
We'll try again tomorrow, with a little more decorum, perhaps.
Yarın birileri gelip, çiftliğinizi ziyaret edecek, ve belki onu onarıp toprağınızı kurtarabiliriz.
We will have somebody come and visit your farm in the morning, and perhaps we can repair the well and save your field.
Belki de yarın gelsek daha iyi olur.
Well, maybe we should come back tomorrow.
Kralım belki de cezasını yarınki avda "kazara" verebiliriz.
My king perhaps his punishment could come about accidentally at the hunt.
Yarın onu üniversitede görürsen, belki de daha çok şey öğrenirsin.
If you see him at university tomorrow Perhaps you'll find out more
- Belki bu sayede yarın zamanında uyanırsın.
- Maybe you'll get up on time tomorrow.
Ama yarın, belki...
But tomorrow, maybe...
Yarın belki daha kötü de olabilir.
Tomorrow may be worse.
Damien, orada 2 milyon insan var. Belki yarısı katil, serseri... ama diğer yarısının bize ihtiyacı var.
Damien, there are two million people there, and maybe half are the scum of the earth, but the other half are entitled to our assistance.
Yarın buralarda olacağım. Sizi görebilirim belki.
See you maybe.
Neden biraz bahsetmiyorsun? Ve belki de bununla alakalı biraz da yarın konuşuruz.
So why don't you chew on that a bit... and maybe we can talk about it a little more tomorrow?
Belki artık yarın konuşabiliriz.
Maybe we can talk more tomorrow.
Afyonun neredeyse yarısını, belki biraz daha azını geri aldınız.
You got almost half the dope back, maybe a little less.
Belki seninle yarın gelirim.
Maybe... I'll go with you tomorrow.
Belki yarın olmaz.
Well, maybe not tomorrow.
Belki bunun savunma için kullanıldığını düşündüğümüz zaman bunun için yarım bir şans vardı, ama şimdi
Y'know, maybe there was half a chance of that when you were talking about this being defensive, but now...
Belki beni yarın doktor randevum için alabilirsin.
Maybe you could take me to my doctor's appointment tomorrow.
Düşüyordum da ; yarın küçük bir gezintiye çıkabiliriz küçük bir pikniğe belki kuşlara falan bakarız.
I was thinking we could go for a hike tomorrow... have a little picnic... maybe watch some birds or something.
Ben de oraya otostop yapacaktım, tıpkı, belki de yarın.
I was gonna hitchhike out there like, maybe, tomorrow.
yarın 1367
yarın görüşürüz 752
yarına 24
yarın ararım 21
yarın akşam 77
yarın gel 39
yarın sabah 8 21
yarın konuşuruz 62
yarın öğleden sonra 16
yarın görüşmek üzere 36
yarın görüşürüz 752
yarına 24
yarın ararım 21
yarın akşam 77
yarın gel 39
yarın sabah 8 21
yarın konuşuruz 62
yarın öğleden sonra 16
yarın görüşmek üzere 36
yarına kadar 33
yarın sabah görüşürüz 30
yarın pazar 33
yarın sabah 190
yarın gidiyorum 39
yarından sonra 30
yarın olmaz 23
yarın gece 101
yarın ne yapıyorsun 17
yarın gelin 16
yarın sabah görüşürüz 30
yarın pazar 33
yarın sabah 190
yarın gidiyorum 39
yarından sonra 30
yarın olmaz 23
yarın gece 101
yarın ne yapıyorsun 17
yarın gelin 16