English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ Y ] / Yarın mı

Yarın mı translate English

28,497 parallel translation
Bu yarın mı olacak?
And this is happening tomorrow?
Yarın mı?
Tomorrow?
Yarışmanın ardından yapamadım, belki şimdi deneyebilirim?
I couldn't make it after the pageant, so maybe I could try now?
Yarışmanın ardından birkaç teklif almıştım.
I had a few offers after the pageant.
Yarım akılllı oğluna mahkemede arka çıkalacağına inanırlar mı sandın?
Who did you think could believe it with that half-wit son of yours burbling on the stand?
Böyle bir yarışa hazır ve nazır mısın?
Are you sure you are up to such a challenge?
Yarın mecliste zararımızı karşılayacak özel vergi için onları ikna edecek.
And he will speak tomorrow at the Signoria, persuade them to raise a one-off tax to reimburse us.
Ben yarın akşam boşum.
Well, I'm off tomorrow night.
Yarın bir kahraman olucağım.
Tomorrow I'm gonna be a hero.
Yarım ayın altında yıkanman gerek, Chip.
You need to bathe under the half moon, Chip.
Yarın sabah seni 5'te alırım.
I'll pick you up tomorrow morning, 5 a.m.
- Yarın sabah seni alırım.
I'll pick you up tomorrow morning.
Yarın kızın Maria'nın vaftiz töreni var ama içim hiç huzurlu değil.
Got my daughter Maria's baptism tomorrow, but I'm tore up about it.
Orada şimdi, var ya 45'liği cebimde attım sonra da elime yarı otomatiği aldım, anladın mı?
Oh, now... now here... I got the 45 in my pocket, so I have the... the semi-automatic going now. I got...
Yarın sabah seni alırım.
I'll pick you up tomorrow morning.
Ayrıca vatandaşlık sınavım yarın. Çok geçmek istiyorum çünkü kendimi hep yabancı gibi hissediyordum. Eğer sınavı geçersem sonunda buraya aitmişim gibi hissedebilirim.
And I just really want to pass it, because I guess I've always just felt like an outsider, and if I pass it, then I'll finally feel like I belong.
- Regina'ya göre Robin'le buluşma yeri ormanın içinde yarım günlük mesafede.
Regina said the rendezvous point with Robin is a half day's walk into the woods.
Bir kaç sene önce parasal nedenlerle şirketin yarısını eşimin üzerine yaptım.
A couple of years ago, for financial reasons, I signed over half the company to my wife.
Yarın farklı mı olacak sanki?
Tomorrow's gonna be any better?
Golf maçını yarım bırakmasına mı neden olduk?
- Leo's on his way. What, did we pull him away from his golf game?
Yarım kısmını doğru söyledin.
You got half of that right.
Sonia'nın babasının yarım düzine iş yeri var.
Sonia's Dad owned at least half a dozen businesses...
Baktığım boşanma davalarının yarısı tadilat modelinden çıkmış.
Half the divorces I do start with a remodel.
Onlar Quantou. İşi yarım bırakmışsın.
They're Quantou, you're a loose end.
- Yarın mı?
Tomorrow?
Yarın seni evden alırım.
I'll pick you up at your house tomorrow.
Deprem vurduğunda gaz hattının hasar gördüğünü varsayarsak ve büyük yarıçaplı belediye borusunun basınç oranını hesaba kattığımızda... -... en fazla 35 dakikamız var!
Assuming the gas line was compromised right when the quake hit, and given the PSI of a large-diameter municipal pipe, we're looking at 35 minutes tops!
Gelmeyi çok isterdim ama bugün çok yoruldum, gel yarın yapalım.
You know, I would, I-I just, I'm exhausted from today, so rain check till tomorrow.
Bu durumda, benim emin olarak yapacağım şey kendimi bu yarışın dışına taşımak.
In which case, the most responsible thing for me to do is take myself out of the running.
Vitrin ödüllerimin satış fiyatının % 90'unu alsam, 100 bin nakdi de eklersek Megan Dodd Çocuk Hastalıkları Servisi ismini vermenin yarı yolunu geçmiş olacağım.
If I can get just 90 % of the retail price for my showcase prizes, plus the 100K in cash, then I will be halfway to naming the Megan Dodd Pediatric Wing.
Egom ve gururum en zayıf noktam oldu ve bugün bir şaklabanın bize lazım olan zamanı kazanmam gerekirken yarışma için beni gaza getirmesine izin verdim.
My ego and my pride have always been my Achilles heel and today I-I let a buffoon egg me into a contest instead of buying more time, which is what we needed.
Yarın gelip yaparım.
I'll come tomorrow and do it.
Neema'nın cesedini yarına kadar Brachman Laboratuvarlarına göndermek sizin sorumluluğunuzda.
I'm making it your responsibility to see that Neema's corpse makes it back to the Brachman Labs by tomorrow.
- Yarın alırım.
I will tomorrow. Sue!
Ben bu akşamı bu araştırmayla geçireyim çoklu orgazm için potansiyel protokolü bulayım sonra da yarın Bayan Jackson ile başlayalım, olur mu?
Why don't I spend some time with the research this evening, try to come up with the potential protocol for multiple orgasms and then we can start with Miss Jackson tomorrow?
Bu gece biraz ara verelim ve yarın sabah da oy vermek için yeniden toplanalım.
Let's take the night, and come back in the morning and vote.
Sadece, yarını düşününce korkuyorum.
I'm just scared about tomorrow.
O gizli geçidi yarın mühürleyeceğim.
I'm gonna have that secret passage sealed tomorrow.
"Ne bir dolar para harcarız ne bir oy atarız ne de abuk sabuk bir savaşta savaşırız ta ki hakkımızı alana kadar." Bu sistem yarın değişir.
"or cast another vote or fight another bullshit war until we get our fair share," that shit would change tomorrow.
Yarın sabah 8 : 00 a kadar tutabiliriz.
We have until tomorrow morning at 8 : 00 a.m.
Bunun acısı yarın çıkacak ama!
Ah, screw it. I'm gonna feel this tomorrow, but mm, mm!
Yıldönümü şenliğinde yanınızda kalmak için kuzeye olan gezimi yarıda kesmekten mutluluk duyarım.
But I would happily abandon my trip north to stay by your side for the Jubilee.
Hatta ömrümün ikinci yarısının sonlarındayım.
In fact, I'm getting, you know, deep into the second half here.
Bunu düşünüyordum ve hayatımın ilk yarısında epey uyudum.
And I was thinking that, you know, how, like, in the first part of my life, I slept a lot.
Ağabey yarın salıveriliyorum.
Sir! I'm going out tomorrow!
Bay Nathan'ın bizi yarı yolda bırakmayacağına eminim.
Mr Nathan won't let us down, I'm sure of that.
Hadi yemek yiyip erkenden yatalım çünkü yarın hasat var.
So... let's eat and get to bed early, because tomorrow, it begins.
Bu akşam iyice dinlenin. Yarın kaldığımız yerden devam ederiz.
Have a good rest tonight and we'll carry on tomorrow.
"Yarın gelip yemek odasındaki kaplamaları boyamayı düşünüyorum, dökülmeye başlamış."
"So I'm thinking about coming over to paint the wainscoting " in the dining room tomorrow, it's peeling.
Çünkü bir sürü yarım kalmış işi olan berbat bir kralsın.
It's because you are a terrible king with loads of unfinished business.
Yarın sana Naomi Shropshire hakkında duyduklarımı anlatırım.
Tomorrow, I'll tell you all I've heard about Naomi Shropshire.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]