Ben de öyle duydum translate English
218 parallel translation
- Ben de öyle duydum.
- So I heard.
Ben de öyle duydum.
Yeah, so I've been told.
Ben de öyle duydum.
That's what I heard.
Ben de öyle duydum.
So I hear.
Ben de öyle duydum.
Mmm-hmm. So I've heard.
Ben de öyle duydum.
That's the way I heard it.
Ben de öyle duydum.
So I heard.
- Ben de öyle duydum. Ama New York'ta bir erkek arkadaşım yok.
So I've heard, but I'm afraid I don't have a gentleman friend here.
Evet, ben de öyle duydum.
Yeah, so I heard.
Ben de öyle duydum.
Yeah, so I hear.
- Ben de öyle duydum.
- So I've heard.
Ben de öyle duydum.
That's what I hear.
- Ben de öyle duydum. - Tanrım!
- That's what I heard.
- Evet, ben de öyle duydum.
- That's what I heard, too.
Ben de öyle duydum.
So I've heard.
- Ben de öyle duydum...
so i hear.
- Ben de öyle duydum.
so i heard.
- Evet, ben de öyle duydum.
That's what I heard.
- Ben de öyle duydum.
- This is God's country. - So I hear.
- Ben de öyle duydum.
- I've heard that.
Ben de öyle duydum.
Yeah. That's what I heard.
Evet, ben de öyle duydum.
Right. So I've heard.
Ben de öyle duydum.
So I'm told.
- ben de öyle duydum.
- That's what I heard.
Ben de öyle duydum.
I knew.
- Ben de öyle duydum.
- I've heard.
Evet, ben de öyle duydum.
Yeah, so I've heard. Um...
Eminim Yağmur Ormanları'yla ilgili belgesel çok güzeldir. - Ben de öyle duydum.
Oh, sure, and that documentary on the rain forest is supposed to be great.
Ben de öyle duydum.
Yeah, that's what i've heard.
Ben de öyle duydum.
Yes, so I'm told.
Ben de öyle duydum.
- That's what I hear.
Ben de öyle duydum ve gecikmemin sebebi bu.
That is what I've been hearing, and that is why I am late.
- Ben de öyle duydum.
- So I hear.
Ben de öyle duydum.
Yeah. That's what I hear.
- Evet, ben de öyle duydum.
Yeah. That's what I hear.
- Ben de öyle duydum.
So I gathered.
- Ben de öyle duydum.
- That's what I hear.
- Ben de öyle duydum.
I heard he hates publicity. - So did I.
Evet, ben de öyle duydum.
Yeah, that's what I heard.
Ben de öyle duydum.
That's what I've heard.
- Ben de öyle duydum.
- Never heard different.
Ben de öyle duydum.
Ah, so I've heard.
Ben de öyle duydum.
My luck's running good today.
Yalnız kalmak için de güzel bir yer. Yani ben öyle duydum.
It's a good make-out spot, too.
Ben de başta öyle sandım ama sonra başka çaylaklardan da aynı yakınmaları duydum.
That's what I thought at first but then I heard some of the other freshmen complaining about the same thing.
Evet öyle, Lady Isabel. Ben de yanlışlıkla Lloyd'un tutuklandığını duydum ve kefaletini ödemeye gittim.
I'd heard, wrongly as it turned out, that Lloyd had been arrested, so I came to bail him out.
İki hafta içinde çekime devam edeceğiz de. - Ben de öyle duydum.
That's what I heard.
- Ben de öyle şeyler duydum.
- I've heard some things about that too.
- Ben de öyle duydum.
That's what I heard.
Öyle mi? Ben de kız kardeşinin tekrar içmeye başladığını duydum.
Well, I heard that your sister started drinking again.
- Öyle duydum ben de.
- So I heard.
ben de seni seviyorum 508
ben de seni özledim 83
ben de seni 212
ben de memnun oldum 71
ben de 4552
ben de istiyorum 74
ben de öyle 1115
ben de senin 21
ben de gidiyorum 77
ben de seninkini 17
ben de seni özledim 83
ben de seni 212
ben de memnun oldum 71
ben de 4552
ben de istiyorum 74
ben de öyle 1115
ben de senin 21
ben de gidiyorum 77
ben de seninkini 17
ben de bilmiyorum 136
ben de biliyorum 56
ben de üzgünüm 58
ben de istemiyorum 51
ben de geliyorum 183
ben de öyle düşünüyorum 92
ben de varım 59
ben de seninle geliyorum 74
ben de seninle geleyim 42
ben de dedim ki 91
ben de biliyorum 56
ben de üzgünüm 58
ben de istemiyorum 51
ben de geliyorum 183
ben de öyle düşünüyorum 92
ben de varım 59
ben de seninle geliyorum 74
ben de seninle geleyim 42
ben de dedim ki 91