Ben öyle demezdim translate English
236 parallel translation
- Ben öyle demezdim ama tabii bu şahsi fikrim.
- I wouldn't, but that's a matter of opinion.
- Ben öyle demezdim, Paul. Üzerinde çok konuşuldu.
I wouldn't put it that way, Paul... but there's been a lot of talk.
Ben öyle demezdim Nick.
I wouldn't say that, Nick.
- Ben öyle demezdim.
- I wouldn't say that.
Hayır, ben öyle demezdim.
No, I wouldn't say that.
- Ben öyle demezdim, efendim.
- Oh, now, I wouldn't say that, sir.
- Ben öyle demezdim, Mel.
- Mel, I wouldn't say that.
Ben öyle demezdim.
Oh, I wouldn't say that.
Ben öyle demezdim.
I wouldn't say so.
- Ben öyle demezdim.
- I wouldn't call it that.
Ben öyle demezdim.
Oh no, no, no, no, I wouldn't say that.
Ben öyle demezdim.
I wouldn't say that.
Şey, ben öyle demezdim.
Well, I wouldn't say that.
Ben öyle demezdim, Mösyö Zy.
I wouldn't say that, Monsieur Zy.
Oh, yo, ben öyle demezdim.
Oh, no, I wouldn't say that.
- Ben öyle demezdim.
I wouldn't put it that way.
Ben öyle demezdim.
- I wouldn't say that.
Ben öyle demezdim, Şerif.
Oh, I wouldn't say that exactly, Sheriff.
Ben öyle demezdim.
I would not.
- Ben öyle demezdim ama sadece sen şu Paris konusunu açınca, bu beni hazırlıksız yakaladı.
I don't know if I'd say that. It's just that whole Paris thing kind of threw me.
Ben öyle demezdim.
I wouldn't frame it like that.
- Ben öyle demezdim.
- I wouldn't put it that way.
Ben öyle demezdim.
I wouldn'put it that way.
Ben öyle demezdim.
I wouldn't put it that way.
- Ben öyle demezdim.
- Not a hunch.
Aslında, ben öyle demezdim.
Well, I wouldn't say that.
- Ben öyle demezdim. - Rüşvete ne dersin?
- I wouldn't call it that.
Ben öyle demezdim.
Well, I wouldn't say that.
Ben öyle demezdim Bay Deeds.
I wouldn't say that, Mr. Deeds.
- Ben öyle demezdim. Güzel bornozdu.
We all took turns trying it on.
Hayır, hayır, ben öyle demezdim.
No, no, I wouldn't put it that way.
Ben öyle demezdim...
I wouldn't exactly say that...
Ben senin için öyle demezdim.
I wouldn't say that about you.
Ben tam olarak öyle demezdim Bay Ackerman.
Well, I wouldn't say that exactly, Mr. Ackerman.
Ben olsam öyle demezdim.
I wouldn't say that.
Ben pek öyle demezdim.
Well, I wouldn't exactly say that.
Ben olsa öyle demezdim.
Oh, I wouldn't say that.
Ben tam olarak öyle demezdim.
I wouldn't say that exactly.
Ben olsam öyle demezdim.
I wouldn't say that
Ben, öyle demezdim.
I wouldn't say that.
Aslında ben pek öyle demezdim ama neyse.
Well, I probably wouldn't have put it quite like that.
- Ben olsam öyle demezdim.
- l wouldn't say that.
- Ben olsam öyle demezdim.
- Well, I wouldn't say that.
- Ben tam olarak öyle demezdim.
- I wouldn't exactly say that.
Ben olsam öyle demezdim. - O sadece arayışta.
I wouldn't say they were crap.
- Ben olsam öyle demezdim, efendim.
- Well, I wouldn't necessarily say that, sir.
Ben olsam öyle demezdim.
Well, I wouldn't say that.
- Ben öyle demezdim.
Well, I wouldn't characterize...
Ben pek öyle demezdim ama bluzumu bulmana sevindim.
I really couldn't say, but it's great you found my blouse.
- Ben öyle demezdim.
- l wouldn't say that.
Ben öyle demezdim.
I WOULDN'T SAY THAT.
ben öyleyim 27
ben öyle düşünmüyorum 172
ben öyle demedim 40
ben öyle değilim 30
ben öyle düşünüyorum 22
ben öyle bir şey demedim 33
ben öyle duymadım 16
ben öldüm 53
ben oldum 16
ben öleceğim 28
ben öyle düşünmüyorum 172
ben öyle demedim 40
ben öyle değilim 30
ben öyle düşünüyorum 22
ben öyle bir şey demedim 33
ben öyle duymadım 16
ben öldüm 53
ben oldum 16
ben öleceğim 28
ben ölüyorum 52
ben onu seviyorum 16
ben onun 17
ben ona 29
ben özür dilerim 55
ben onu 25
ben olsam 77
ben öderim 70
ben olsaydım 38
ben onun karısıyım 17
ben onu seviyorum 16
ben onun 17
ben ona 29
ben özür dilerim 55
ben onu 25
ben olsam 77
ben öderim 70
ben olsaydım 38
ben onun karısıyım 17