Benden sana translate English
1,815 parallel translation
Benden sana uyuşturucu hap mı getirmemi istiyorsun?
Did you want me to get drugs for you?
Peyton, burada kalmaya karar verdiğimde benden sana karşı dürüst olmamı istemiştin... şimdi aynı şeyi ben de senden bekliyorum tamam mı?
Peyton, you asked me to be honest with you about why I'm staying, and I need you to do the same with me, okay?
McFadden, benden sana tavsiye... bu iş yerinde, çok çalışacak ve başını belaya sokmayacak bir kişi için pek çok fırsat var.
McFadden, word of advice? There's opportunity here for a kid who'll work hard and keep his nose clean.
Benden sana bir büyükbaba tavsiyesi.
And let me give you some grandfatherly advice.
Benden sana bir öğüt, Sakın resim çekileceğin günün öncesinde sözde arkadaşlarınla bunlardan çok fazla içme.
A little word of wisdom, don't have too many of these with your so-called buddies the night before your senior portraits.
Benden sana bakmamı istedi.
He wanted me to take care of you.
Benden sana bir veda tavsiyesi :
Look, I'm going to give you some parting advice.
Leonard, benden sana uyarı, umarım dediklerin doğrudur.
Leonard, a word to the wise : this better be the truth.
Benden sana ne yapman gerektiğini söylememi mi istiyorsun?
Do you want me to tell you what you should do?
Bu benden sana bir hediye, yabanarısı.
That's a gift for you, bumblebee.
Belki de benden sana geçmiştir.
May be I gave it to you.
Benden hoşlanmamanın nedeni, sana gerçekten karşı çıkabiliyor olmam.
Look, the only reason that you don't like me is because I actually stand up to you.
"Benden iyi olduğunu mu sanıyorsun? Al sana Jeter."
And it was like, check this out, Jeter, you think you're better than me?
Kocamı benden çaldın ama ben sana sarıldım.
You stole my husband from me, I hugged you. I...
İşte sana ATM kartı, artık benden para istemek zorunda değilsin.
Here's an ATM card, so you don't have to ask me for it anymore.
Sevdiğin ve oynamayı seçtiğin oyunu sana öğrettiğim için benden özür dilememi bekleme.
Don't expect me to apologize for teaching you to play a game that you love, that you chose.
Eğer dün benden kuru buz istemiş olsaydın sana dünyadaki en kuru buzu bulur getirirdim ama sen bende kuru buz falan istemedin.
If you would've asked me yesterday for dry ice... I would've got the driest ice the world could find... but you didn't ask me.
Sana âşık olmadan önce benden nefret etmeli.
Before she can love you, she has to hate me.
Oğlun sana benden daha muhtaç durumda.
Your son needs you right now more than i do.
Tahmin edeceğin gibi, buraya geldim çünkü Matt sana yardım edebilmek için benden yardım istedi.
You know, I came here because Matt asked me to help him help you.
Sana o kadar laf anlattıktan sonra benden hoşlanmadığına emin oldum.
After telling you so much about myself... I was certain you would detest me.
Yani benden iyilik istiyorsun sana hiçbişey vermememi isteyerek
You say you make me a favor but do not give me anything. Do me a favor itself?
Sana, Michael mı benden uzak durmanı söyledi?
Did Michael tell you to stay away from me?
Sana benden mi bahsetti?
He talked to you about me?
Sana benden başka kim yardım eder?
Who cares if I couldn't help you?
Benden de sana.. bir adet zarf.
And I... have an envelope for you.
Benden ne istiyorsun Çık dışarı dedim sana!
- What do you want from me?
Benden kaçmamanı sana daha önce de söyledim.
I told you before about running away from me.
Ben sadece sana ulaşmaya çalışıyorum, ve sen benden aynen şu andaki gibi kaçıyorsun.
I'm trying to reach out to you, and you're just walking away from me just like that.
Sanırım böyle bir şeyi benden sakladığın için çok mutlu olmuşsundur. Sana bir çeşit kontrol hissi veriyor değil mi?
I guess, you kind of enjoyed keeping it from me, gives you some kind of control, does it?
Kimse benden önce teklif etmeden, sana kahvaltı teklif etmek istiyorum ki hayır diyemeyesin.
And I'm asking you out to breakfast before anybody else. So you can't say no.
Ama içimde benden çok sana yarayacakmış gibi bir his var.
But I have a feeling it will be of more use to you than it was to me.
Millie, Mouth'un sana kanal istasyonunda benden daha çok ihtiyacı var, bu yüzden hadi.
Millie, Mouth needs you at the TV station more than I need you here. So come on.
- Sana söyledim sadece benden hoşlandığını söyledi.
- I told you. Just that he liked me.
Şimdi de benden sana bir ders.
Yes, thank you for the tutorial.
Benden bunu sana vermemi istemişti.
He... asked me to give it to you.
Onu benden uzak tutarsan bu arabayı sana veririm.
I'll give you this car if you drop her off for me.
Benden önce burada çalışana ne oldu?
Whatever happened to whoever it was who used to work here before me?
Sana benden uzak durmanı söyledim.
I told you to stay away from me.
Benden kurtulmalarına yardım etmen için sana Atlantis'in komutasını vaat ettiler.
They've promised you the Atlantis command if you help them get rid of me?
Benden nefret ettiğini biliyorum ama sana karşı baskıcı bir sürtük gibi davranmıyorum sadece gerçeği söylüyorum.
I know you hate me, but this isn't me being some overbearing bitch. This is someone telling you the truth.
Sana benden mi...?
She talks?
Sana benden kötülük gelmez.
I won't harm you in any way.
Bak, benden istediğini tam olarak söyle, ben de bunu sana vereyim.
Look, just tell me what you want exactly and I will give it to you.
Sana hayat verdiğim için benden nefret mi ediyorsun?
Do you hate me for giving you life?
Sana benden uzak durmanı söylemiştim.
I told you to stay away from me.
Benden istediğin şey için sana sırtımı dönemem.
I can't deny you this one request.
Benden şöyle bir göstermemi isteyebilirdin. Çünkü dünyanın sonu geldiği için sana acıyabilirdim.
You know, you should have just asked me for a quick flash, cos it's the end of the world and I might have felt sorry for you.
Yazık sana. Çok etkilendim. Ama her türlü sapık isteğine boyun eğmemi bekleme benden.
Shucks, I'm almost touched, but you can't expect me to indulge your every fucking depraved whim.
Benden ne aşk, ne de yatak arkadaşlığı istemiştin. Sana hiçbir söz de vermedim.
You asked for no love, nor marriage bed, and my heart promised you neither.
Birden sana gerçekleri söyledim ve benden nefret ettin.
Suddenly I tell you the truth and you hate me.
sana 1211
sana aşığım 57
sana ne 162
sana ihtiyacım var 442
sanatçı 27
sana bir şey sorabilir miyim 124
sana söz veriyorum 235
sana birşey sorabilir miyim 28
sana da 296
sana da merhaba 35
sana aşığım 57
sana ne 162
sana ihtiyacım var 442
sanatçı 27
sana bir şey sorabilir miyim 124
sana söz veriyorum 235
sana birşey sorabilir miyim 28
sana da 296
sana da merhaba 35
sana bir şey göstereceğim 128
sana güveniyorum 285
sana inanmıyorum 372
sanat 96
sana ne oldu böyle 91
sana inanıyorum 323
sana diyorum 139
sana söylüyorum 711
sana da iyi şanslar 18
sana bir şey söylemek istiyorum 85
sana güveniyorum 285
sana inanmıyorum 372
sanat 96
sana ne oldu böyle 91
sana inanıyorum 323
sana diyorum 139
sana söylüyorum 711
sana da iyi şanslar 18
sana bir şey söylemek istiyorum 85