English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ A ] / Arkadaşımız

Arkadaşımız translate English

19,463 parallel translation
HIVE'daki ortak arkadaşlarımız diğer ortak arkadaşımız Darhk'ı terk ettiler. Ama kendisi bana ulaştı, senden bahsetti.
Our mutual friends in HIVE have abandoned our other mutual friend Mr. Darhk, but he reached out to me, told me about you.
Arkadaşımız durdurmaya gücüm yetmeyen bir adam tarafından öldürüldü ve o adamın eşi arkadaşımızın bıraktığı mirası yerle bir ediyor.
Our friend was killed at the hands of a man that I am currently powerless to stop, and his wife is dragging her legacy through the mud.
Burası arkadaşımız, ailemiz ve hayatlarımız ve bizler kaosa sürüklenerek bu değerli şeyi terk etmeyeceğiz.
It is our friend, our family, our lives, and we will not- - we will not throw those precious gifts away by descending into chaos.
Seviyorlar ama şöyle diyorlar. "Nadji arkadaşımız, onu sokmayalım."
let's leave him alone ".
Isırmayı seven arkadaşımız... 400 yaşında, firari bir Hollanda canavarı ama kimseyi uyaramıyoruz ve yardım isteyemiyoruz.
As in our bite-happy friend, okay, so... we have a 400-year-old Dutch monster on the loose, but no way to warn anyone or call for help.
Şarapçı arkadaşımız nasıl?
How's our friend the wine baron?
- FBI'daki arkadaşımızı.
- Our friend at the FBI.
Bunu küçük tutmak istiyorum ve ve onlar da arkadaşımız Sarah ile konuşman gerekiyor dediler.
They want to keep it small, and I said you should totally talk to our friend Sarah.
Radardaki arkadaşımızın bizi geçtiğinden emin olmak istiyorum.
Make sure our radar friend moves past us.
Hepimiz ibne bir arkadaşımız olsun isteriz.
We all like to have a fag for a friend.
Evet, Andrej Tschi-chow yeni arkadaşımızın adı.
So, Andrej... Tschi-chow is our new classmate's name, and he's from the vast expanses of Russia.
Yeni bayan arkadaşımızdan çok geçmeden bir isim alacağız.
We'll get a name out of our new lady friend soon enough.
Bu, sevgili kardeşim.. .. arkadaşımız Vincent'tan küçük kötü bir hediye.
That, my dear brother, is a wicked little gift from our friend Vincent.
Sana söylemiştim, daha fazla Yahudi arkadaşımız olmalıydı.
I told you, we should've had more Jewish friends.
Arkadaşımızı ve iki oğlunu köprüden sallandırdılar.
They hanged our friend and her sons from a bridge.
Ortak bir arkadaşımız var.
We have a mutual friend.
Ortak arkadaşımızı arıyorum.
I'm looking for a certain mutual friend of ours.
Biliyorsun, arkadaşımız tehlikeli sporları seviyor.
Well, you know, our friend is fond of extreme sports.
En son yardım etmem için geldiğinde her yerim arkadaşımızın kanı olmuştu.
The last time he came to me for help, I wound up elbow deep in our mutual friend's blood.
Bak, arkadaşımız benim de umrumda.
Look, I care about our friend.
Bu sözde rehin arkadaşınız Thea Queen hakkında konuşalım.
Well, let's, uh, talk about your alleged co-captive, Thea Queen.
Seninle her zaman anlaşamadığımızın farkındayım ama Laurel seni her zaman arkadaşı olarak görürdü. Bak. Ben de onu öyle görürdüm.
Just as I thought of her.
- Fakat sanırım kız arkadaşımla seks yapacağım.
- Mm-hm... - but I think I have to go have sex with my girlfriend.
Asa, biraz konuşmamız lazım arkadaşım.
Asa, my friend, we gotta have us a little talk.
Aramız iyi. O ve ben... Sanırım bu yüzden arkadaş olmak istiyordu.
I think that's why she wanted it to be me.
Arkadaşın çalışmalarımızı yok etmekle kalmadı. Aynı zamanda kaçtı da.
Not only did your friend destroy everything we've been working towards, he also got away.
Yani o sikik kız arkadaşın mı?
So you have a fucking girlfriend?
Hayır, kız arkadaşım değil, Michelle!
No, I don't have a girlfriend, Michelle!
Arkadaş mıyız?
Friends?
Kız arkadaşın mı var?
So you have a girlfriend?
- Sanırım takım arkadaşıyız.
- Looks like we're teammates.
Ölen silah arkadaşınızı yıkarken onun yanındaydım.
I was there when he washed the body of your fallen comrade.
Ben senin kız arkadaşınım.
And I'm supposed to be your girlfriend.
İlk ve tek kız arkadaşımı hatırlatıyorsun bana, Esther.
You remind me of my first and only girlfriend, Esther.
Bugün bunu mu kutluyoruz? Yeni iş arkadaşınız Fitz'in projeye dâhil olmasını mı?
Is that what we're celebrating today... the inclusion of your new colleague Fitz on this project?
Benim londra'da kız arkadaşım yok.
I don't have a girlfriend in London.
Kız arkadaşım falan değil, öyle bir kızla çıkar mıyım sizce?
She's not my girlfriend, do you think I'd have a girlfriend like that?
Kız arkadaşın için daha iyi bir adam olmaya mı çalışıyorsun?
Attempting to be a better man for your girlfriend?
Bu defa sadece iki yaşındaki kızımı alıp.. .. arkadaşımı ölümden.. .. kurtarabileceğini düşünürek savaşa sokuyorum.
Only this time I'm taking my two-year-old daughter into a warzone on the off chance that it might save my friend from dying.
- Arkadaş mıydınız?
Were you friends?
- Kız arkadaşımın evine.
Ah, just to my girlfriend's place.
Kız arkadaşım.
Ah... my... my girlfriend.
- Hayır, ben kız arkadaşımdaydım.
No, I was at my girlfriend's house.
Alınma J ama kız arkadaşım var deyince çirkindir düşündüm.
No offense, J. When you said you had a girlfriend, I figured she'd be ugly.
Kız arkadaşım mı var dedin?
You called me your girlfriend?
Erkek arkadaşı olan tiplerden miyim diye kız kardeşine sor, o cevabını söyler.
Ask your sister if she thinks I'm the type to have a boyfriend. She'll know.
- Kız arkadaşımı izliyorum.
Watching my girlfriend.
Bu kez gerçekten emirlere uyacağım ve gidip kız arkadaşına bakıcılık yapacağım.
This time I'm actually gonna obey orders, and babysit your girlfriend.
Haçı indirebilirsiniz. Ben arkadaşınızım.
You can lower the cross, it's me, your friend.
Kız arkadaşın var mı?
Do you have a girlfriend?
Hastanız iş arkadaşımın telefonunu çaldı, o yüzden telefonunu bulmaya geldik.
Your patient stole my colleague's phone. So we came here to get the phone back.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]