English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ B ] / Bir ay mı

Bir ay mı translate English

6,548 parallel translation
Sayfa üzerine yazarken onun sesini, onun yıldız şarkısını görselleştirebilmek için her sözcüğü bir diğerinden "*" işaretiyle ayırdım.
I had to imagine how a constellation might sound, so on the page, visually, I've translated her noise, her song as a star, into every word being divided by an asterisk.
Sürekli bana hakaret ediyorsun abini benden ayırdın saçım çok güzel oldu ama bu konuda bir kelime bile etmedin.
Uh, you insult me constantly, you had your brother break up with me, I got a super cute haircut that you didn't even mention.
18 ayımı bir hücrede geçirdim.
What? 18 months in a cell.
Adam popüler, ismi kabul görmüş ve seçimlere bir ay kaldı. Dürüst olmak gerekirse mucize olmazsa kazanacağını düşünmüyorum.
He's popular, he has built-in name recognition, and we're a month out from the election, so if I'm being honest, barring a miracle, I don't think you stand a chance.
Ayıkken bir şey yapmayı denedim, elime bir kızartma makinesi aldım ama ilham gelmedi.
When I was sober I tried to make stuff, picked up a toaster, didn't see anything.
Kötü bir ay geçiriyorum, kusura bakma.
I'm having a month, I'm sorry.
Bir keresinde Andiye iç çamaşırı alarak sürpriz yapmıştım ama bu seksiz en fazla 6 ay kuralından önceydi.
I once surprised Andi with some new underwear before our agreed-upon six-month deadline.
Bildiğim her şeyi size bir ay önce anlattım. Evet.
I told you everything I knew a month ago.
Konuyu ayına getirdiğim için üzgünüm ama sana bir şeyi ıspatlamaya çalıştım.
I'm sorry that I went there with the bear, but I was just trying to prove a point.
Sanırım adamdan çok bir ayıdan etkilendim.
I think I'm just a little more attracted to the bear than the man.
Bakalım, eski dava notlarının üzerinden geçtim korkarım ki temyiz için önümüzde hayli yorucu bir yol var ve halihazırda 18 ay indirim söz konusu.
I guess I really came because it's a favour to you, Bea. Now, I've been over your old case notes and I'm afraid I think we've exhausted avenues of appeal and that amounted to a reduction of 18 months.
Terry Donovan'ın Dövüş Kulübü bu ay bir milyon dolar mı kazanacak?
Terry Donovan's Fite Club makes a million dollars this month?
Tanrım, Marty bir ay kadar önce trafik kazasında öldü.
God, Marty died in a car accident like a month ago.
Hep diplomasinin büyük bir sopa bulana dek ayıya dayı demek olduğunu düşünmüşümdür. Ve de sopamdan mutluyum.
Well, I've always felt diplomacy is the art of saying, "nice doggy," to a wolf until you find a big enough stick, and, um, I'm happy with my stick.
Fran', n öldüğün öğrendikten bir kaç ay sonra, kız arkadaşım beni evden attı.
Look... a few months after I found Fran, my girlfriend kicked me out.
Düşünmeden bir şeyler yapmak için 6 ayımız var.
We have six months to be spontaneous.
Asıl tanığımız, Dedektif Fales, bir ay içinde görevden ayrılacağı için... ifadesini almamız gerekiyor.
Our key witness, Detective Fales, leaves the state in a month's time. We need to hold the trial before then in order to get his testimony.
- Başka bir ayıya ihtiyacım yok.
- I don't need another bear.
Bittiğinde gidip bir ay boyunca uyuyacağım.
I'm going to sleep for a month once it's over.
Ben Walter Gillis'in ortağıyım ve kredimiz önümüzdeki iki ay içinde kesilirse bir dahaki sefere Brüksel lahanalarını konuştuğunuz yer mahkeme olur.
I'm Walter Gillis'partner, and if he cuts off our funding at any point in the next two months following this lunch, then the next time you're talking about these brussels sprouts will be in front of a grand jury.
Birkaç ay önce çok önemli bir gizli operasyonun odak noktasıydım.
A-a few months ago, I... I was...
Avcı dolunayı gecesinde de işte buradayız, 12 masum ölü, ay batımından önce sadece bir tane daha lazım.
And now here we are, night of full hunter's moon. 12 innocents dead, and only one more required before moonfall.
Bir sonraki adımımızın ne olacağını çözene kadar, gözlerimi üzerinden ayırmamam gerek.
I just need to keep an eye on her till we figure out our next step.
Bir ay daha burada olacağım.
I'll work out a month's notice.
- Bir kavga daha ayırmam mı gerek?
Do I have to break up another fight?
Kendimi aptal bir ayı gibi hissediyorum.
Mm, I feel like I'm spooning a bear.
Bir ay sonra içlerinden biri otobüs durağında ya da tren istasyonunda bombayla karşımıza çıkardı.
A month from now, one of them would have turned up at a bus stop or a train station wearing a bomb.
Kasabayı gruplara ayıracağız, her grupta bir lider ve ilk yardım deneyimi olan biri olacak.
We divide the town into groups, everyone gets a leader and someone with first aid experience and a mix of ages.
Yanlış yaptığım tek hareket, gözlerimi bir saniye için üst bölgenden ayıramadığım zaman, bu bir anda benden nefret etmeni tetikledi.
The only wrong move I made was when my eyes lingered in your upper torso area for a second too long it triggered an instant dislike for me.
Zenci Tarih Ayı şerefine George Washington Carver'ın tasvirini ev arkadaşımın "vahşice ırkçı" dediği içten bir övgüyle yaptım.
In honor of Black History Month, I portrayed George Washington Carver in a loving tribute that my roommate called "wildly racist" "
Tamam. Mademki Projektörlerin uzaktan kontrol edildiğini biliyoruz varış yeri olarak ay karargâhını ayarlayabileceğimiz bir yol bulabilirsek otostop çekmemize gerek kalır mı?
Okay, well, since we know that Beamers are controlled remotely, if we can figure out a way to set the moon base as a destination, wouldn't all we need to do is hitch a ride?
Yavrum bir ay oldu ve hâlâ yapmadık. Kendi ihtiyaçlarımı kendim karşılamak için evlenmedim ben!
Baby, it's been a month, and we still haven't.
Başkanım, devletin önemli mevzularından vakit ayırıp böyle kişisel bir meseleyle ilgilenerek büyük naziklik gösterdiniz.
Mr. President, you are too kind... taking time away from important issues of state... to deal with a personal matter.
Bir volkana atar belki de Ay'da bırakırım.
Toss it into a volcano, leave it on the Moon.
Eminim bir ara çizmeye zaman ayırırlar.
I'm sure they'll get round to it at some point.
Sessiz bir masa ayırır mısınız? Köşelerde falan olur?
Yes, and can we just have a quieter table, maybe in the corner or something?
Ayırt edici bir özelliği var mıydı?
Anything distinctive about it?
Birkaç ay içinde etrafta dolanan küçük bir canavar olacak. Bizim küçük canavarımız.
You know, in a couple months, we're gonna have a little monster moving around in there... our little monster.
Eğer bir sonuca ulaşamazsam Meksika'ya iki uçak bileti ayırtırım.
If nothing turns up, then I'll book two flights to Mexico. We'll both go.
Bir ay boyunca su samurları arasında yaşamıştım.
I lived among otters once for a month.
Şu bozuk paralara bak, eminim bir kaçını kenara ayırabiliriz.
Look at all these coins. I'm sure we could spare a few.
O para karnımızı bir ay tok tuttu.
That money fed us good for a month.
Bir ayıyım ve Elam'ı arıyorum.
I'm a bear... And I'm lookin'for Elam.
Bir dakikalığına gözümü laptopumdan ayırdım ve dünyam değişti.
I looked away from my laptop for one minute, and the world changed.
Bir dakikalığına bilgisayarımdan gözlerimi ayırdım.
I looked away from my laptop for one minute.
Altı ay boyunca kendime kocaman bir acıma partisi verdim düştüğüm bu boktan durumdan nasıl kurtulacağımı düşündüm.
It means, for six months, I threw myself a giant pity party, wondered how the hell I was gonna get out of the mess I was in.
Ben ilişkilerde cinsel ilişkiyi pek desteklemiyorum ama beni bir tat ayırıcı gibi düşün.
I'm a very big advocate for celibacy between relationships as a kind of palate cleanser.
Yani bir ay içerisinde beş kilo aldım.
So in a month I've put on five.
Belirleyici bir araştırma yapmak istiyoruz ancak bir sonraki ayın finanse edileceğini bilsek bile sonuçları elde edebilmem için hala daha beş yıla ihtiyacım olacaktır.
We would like to do the definitive study, but even if we find out next month it gets funded, it's still gonna be five more years before I will have results.
- Sheila'ya sürpriz bir ziyaret için Boston'a bir uçak bileti ayırdığımı duydum... ve senden yarınki McBain duruşmasına çıkmanı istiyorum.
- You heard? - I heard that I just booked a plane ticket to Boston to surprise Sheila, and I need you to cover the McBain hearing tomorrow.
Ve... bir daha bana korna çalarsan anne o bardağı götüne öyle bir sokarım ki, bir ay boyunca Mochaccino sıçarsın.
And, uh... if you beep at me again, Mom... I'm gonna shove that cup so far up your ass you're gonna be shitting mochaccino for a month.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]