Bir rüya translate English
5,710 parallel translation
Paranormal bir rüya görmek gibi.
It's kind of like a paranormal dream.
Ben de öyle bir rüya vardı.
I had a dream like that once.
Ülkenin gerçek özünü bulmak için ayaklandığı bir rüya. Alamaba eyaletinde küçük beyaz çocuklar ile ile küçük zenci çocuklar rahatça el ele tutuşup kardeş gibi birlikte yürüyebildiği bir dünya.
I had a dream that the nation rose up to live out its true creed, that in the state of Alabama little black boys and girls were able to hold hands with little white boys and girls and walk together as brother and sister.
Kötü bir rüya gördüm.
I just had a bad dream, that's all.
O yalnızca bir rüya değil miydi?
Does that mean that wasn't a dream? !
Bu çok garip bir rüya.
This is a very weird dream.
Çok güzel bir rüya gördüm.
I had a really good dream.
Sadece bir rüya değildi.
It was not just a dream.
Bazen de bir rüya kadar güzel görünürdü.
It was like a dream anyway.
O büyürken, sorumluluk sahibi bir insan değildim. Ve tüm dönem bana bulanık.. ... kötü bir rüya gibiydi.
I wasn't the most responsible person while he was growing up, and that whole period, to me, was just... a blur, a bad dream.
Eğer % 100 değilse, bu bir rüya sayılır.
Well, if you're not 100 %, it's just a daydream.
Üst kısmı, Sex and the City filminin gala gecesinde kızları bir araya toplarken alt kısmı, anneciğin kalçalarını Sir Mix-a-Lot'ın hiç uyanmak istemeyeceği bir rüya hâline sokuyordu. *
Up top, it packed the gals together like opening night of a Sex and the City movie. And down south, it made mama look like a dream Sir Mix-A-Lot would never want to wake up from.
Bugün gerçekten inanılmaz, tıpkı bir rüya gibi!
This is the most amazing day... it's like a dream come true!
Öylesine bir rüya olmadığını söylemiştim sana.
I told you it wasn't just a dream.
Bir rüya görmeye başladım.
And I started to have a dream.
Ertesi sabah uyanınca sadece bir rüya olduğunu düşündüm.
I woke up the next day thinking it was all just a dream.
Bir rüya gördüm ama... uyanıktım.
I had a dream, but I was... I was awake.
Bu bir rüya olmalı!
This can't be happening! This has to be a dream!
Bir rüya görüyorum herhâlde.
I'm dreaming.
Bu çirkin bir rüya olmalı.
It must be a horrid dream. "
Uzay yolculuğu artık bir rüya değil.
The space travel is no longer a dream.
Bayıldığımda çok garip bir rüya gördüm.
I had the weirdest dream when I was out.
Sonra bir gece, bir rüya gördüm.
And then one night, I had a dream.
Ama çok tuhaf bir rüya gördüm.
Although I had the weirdest dream.
Kötü bir rüya görüyordum herhalde...
Oh. I must have been having a bad dream.
Bu bir rüya... Seni gördüğüm son rüya olacak.
This is a dream... the last dream I'll have about you.
Pekâlâ, bakın, anlamanız lazım, tüm bunlar kötü bir rüya gibiydi.
All right, look, you gotta understand, this whole thing... it's like some sort of bad dream.
Sanki bir rüya gerçek oldu.
It's like a dream come true.
- Çok güzel bir rüya gördüm.
I had a great dream. I see.
Dün gece şifreli bir rüya gördüm.
I had a scrambled dream last night.
Çok garip bir rüya gördüm.
I had the strangest dream.
Ne tür bir rüya?
What kind of dream?
Olmak üzere olan bir olaya karşı seni uyaran kehanetvari bir rüya görmüşsün.
You had a prophetic dream warning you of an impending event.
18. yy'da bir rüya iblisi hakkında yazılmış bir Mohawk * hikayesi.
It's from an 18th century Mohawk story about a dream demon.
♪ Bana bir rüya getir ♪
♪ Bring me a dream ♪
- Çok güzel bir rüya görüyordum.
- I was having the nicest dream.
Yoksa bir rüya mı bu?
♪ ♪ Am I only dreaming ♪
Hayır, sadece Meksika'dan uyuşturucu kaçırdığımızı ve işler kötüye gittiğinde de suçu benim üzerime attığın bir rüya gördüm.
No, I just dreamt that you and I were smuggling drugs from Mexico, and when it went bad, you made me take the fall!
Biliyor musun, sen küçük bir kızken kötü bir rüya gördüğünde sürünerek benim yatağıma girmene ve kendini güvende hissedene kadar yanımda kalmana izin verirdim.
You know, when you were a little girl and had a bad dream, I let you crawl in bed with me until you felt safe.
Hiç. Rüya görüyordum. Bir çöl fırtınası vardı.
I was in a dust storm in my dream.
Kötü bir rüya işte.
It can't harm you.
Belinda kötü adamla ilgili korkunç bir rüya gördü.
_.
Bu bir rüya.
[gasps]
Sanırım bir daha Killian'la ilgili rüya görmeyeceğim.
I think I'm finally done dreaming of Killian.
Tehlikede olduğunu gördüğüm bir kabustan uyandım... ve rüya olmadığını, görü olduğunu biliyordum.
I woke up from a nightmare that you were in danger, and I knew it wasn't a dream, it was a vision.
Bu rüya sorunundan etkilendiği hâlde hayatta kalan tek kişiler sen ve Nathan olduğuna göre son 48 saatte sizlerin neler yaptığını karşılaştırıp ortak bir şey bulabilirsek sorunlu kişimizi de buluruz.
So, since both you and Nathan are the only two people that are still alive that have been affected by this dream Trouble... So, if we can compare what you guys did in the last 48 hours and see if you have anything in common, then we can find our Troubled person.
Sadece senin bir tür rüya lanetin olabileceğini düşünüyoruz.
We just think that you might have some kind of a dream curse.
Orada tüm varlığımın rüya gibi bir şeyden ibaret olduğunu öğrendim.
I showed up, and I pretty much found out that my entire existence is like some kind of a dream or something.
Rüya ya da kendimin hayali bir versiyonu gibi.
Like a dream, or remembering some kind of fantasy of yourself.
Çocukların... gözlerine kum serpen bir çeşit rüya perisi.
The, uh... kindly dream giver who sprinkles sand in the eyes of children.
Belki bu Rüya Perisi'nin çoooook uzun bir ziyaret... listesi vardır. Benimle işi bittikten sonra.
Maybe this dream spirit has a long list of people to visit after he's done with me.
bir rüya gördüm 33
rüya 33
rüyalar 28
rüyalarımda 18
rüyanda görürsün 60
rüya gibi 33
rüyamda 54
rüya mı görüyorum 19
rüya görüyorsun 26
rüya mı 22
rüya 33
rüyalar 28
rüyalarımda 18
rüyanda görürsün 60
rüya gibi 33
rüyamda 54
rüya mı görüyorum 19
rüya görüyorsun 26
rüya mı 22