Bu onlardan biri translate English
612 parallel translation
Bu onlardan biri.
That's one of them.
Bu onlardan biri.
This is one of them.
Çok hata yaptım ama bu onlardan biri değil.
I've made a lot of mistakes, but this isn't one of them.
- Bu onlardan biri mi?
- Is that one of them?
Bu onlardan biri!
And this is one!
Bu onlardan biri.
- He's one of them all right.
Şey, bu onlardan biri değil.
Well, this isn't one of them.
Bu onlardan biri değil.
This is not one of them.
Ve bu onlardan biri.
This is one of them.
Bu onlardan biri.
He's one of them.
Kusurlarım var tamam, ama bu onlardan biri değil.
I have faults, but that's not one.
Jessie, bu onlardan biri, bu bir Cheyenne.
Jessie, that's one of them there, one of them there Cheyenne.
Bu onlardan biri mi?
Is this one of them?
- Bu onlardan biri mi?
- Is this the one?
Bu onlardan biri.
It's one of theirs.
Ve bu onlardan biri değil.
And this is not one of them.
Evet, bu onlardan biri.
Yes, he was one of them.
Bu onlardan biri mi?
Is she the one? Ha, ha, ha.
Bu onlardan biri olabilir.
It could be one of those.
Evet, bu onlardan biri.
Yes, this is them all right.
Bu onlardan biri olmalı.
That must be one of them.
- Evet bu onlardan biri. Kaçmasına izin vermem.
- Quick, get him.
Ben o arabadaydım. Bu adam onlardan biri değil.
I was on that stage and he wasn't one of them.
Bu herif de onlardan biri olabilir.
For all I know, this guy may be one of them!
Tedarikçinin dükkanı açıksa bu akşam onlardan biri.
And tonight, if the sutler's store is still open...
Pek çoğu yaralandı ve artık ölü... Madem ki bu olay yaşandı, keşke ben de onlardan biri olsaydım.
Many have fallen and now dead, as I could wish I were now that this has happened.
Koyuncular bu topraklarda zehir gibidir bende senin kesinlikle onlardan biri olduğunu bilen tek kişiyim.
Well, a sheepman is poison in this country and I'm the only one that knows for certain that you're one of them.
Onlardan biri bu beyefendi olabilir.
One of them might have been the gentleman there.
Bu da onlardan biri.
This is one of those.
Bu, onlardan ayrılma sebeplerimden biri.
That raid is one reason I'm not with them now.
Onlardan hiç biri bu kadar şaşırmaz.
No one will be surprised that these were among them.
Bu da onlardan biri.
This is one of them.
Onlardan biri olsam da, Bu şarkı yalnız ona. Ben, fareler kralı, O Güzel Esméralda, Bu şarkıyı söyleyecek, O yakında.
If I were one of them, this song for her, by me, eaten by rats, would later be sung by Esmeralda.
Dünyada Chicago'daki Grand Tiyatrosu'ndaki Fabian and Sweet William oyununun aynısında jonglör olarak oynamış o kadar çok Luke Ockham var mı ki bu da onlardan biri olsun?
Is the world so full of Luke Ockhams that were jugglers... who played on the same bill as Fabian and Sweet William... at the Grand in Chicago, that this might be another one?
Bu da onlardan biri sanırım.
I suppose that's one of them.
Mahkemenin sayın üyeleri, insan olduğumdan utandığım... zamanlar olmuştur ve bu da onlardan biri.
Gentlemen of the court, there are times when I'm ashamed... to be a member of the human race, and this is one such occasion.
Bu büyük bir ilerleme, ancak Harold George Goames'in onlardan biri olduğunu kim bilir ki.
That's a big improvement, except who knows Harold George Goames is one of them?
Bu törenlerde onlardan söz etmek, onları onutrlandırmak için, Kendisi de onlardan biri olan bir adamdan daha uygun, daha yaraşır hiç kimse olamaz.
To speak of them, to honor them at these ceremonies, there could be no one more fitted, more appropriate than a man who has been one of them himself.
Bu Tobin'lerin her birini öldürmek istiyorum ve bu da beni aynı onlardan biri gibi yapıyor.
I want to kill every one of those Tobins, and that makes me just like them.
Bu şapka da onlardan biri.
And this here hat's one of them.
Bu da onlardan biri.
That's one of'em.
- Bu, onlardan biri.
- He's one of them.
Ben de onlardan biri sayılırdım. Birleşik Devletler hükümeti şifre çözme uzmanı olarak bu noktada devreye girmiştim.
In a sense, i was one of these - a decoding specialist for the united states government, and this is where i got into the act.
Onlardan biri bu cinayeti işledi.
One of them is responsible for his death.
Ve onlardan biri, bu günlerde seni yiyip bitirecek.
And one of them, one of these days, Is gonna eat you right up.
Onlardan biri olmayacağım. Kalanlara daha çok altın demek bu.
I don't plan to be one of them, and there'll be more for the rest of us.
Bu da onlardan biri.
It's one of those things.
Bu odaya çok az insan girebildi. Onlardan biri de bendim.
Few people entered this room.
- Çünkü o da onlardan biri, işte bu yüzden!
- Because he's one of them, that's why!
Bu gece onlardan biri ölecek.
One of them is going to die tonight.
Bu da onlardan biri idi.
That was one of them.
onlardan biri 72
biri 247
birisi 209
birini 32
biri var 29
birim 66
birinci gün 16
birine 18
birinci katta 19
birinci 55
biri 247
birisi 209
birini 32
biri var 29
birim 66
birinci gün 16
birine 18
birinci katta 19
birinci 55
biri bana 23
birincisi 390
birinci kat 30
birisi var 21
birinin 43
birinci dünya savaşı 32
biri burada 17
biri geliyor 129
birini arıyorum 33
biri vardı 17
birincisi 390
birinci kat 30
birisi var 21
birinin 43
birinci dünya savaşı 32
biri burada 17
biri geliyor 129
birini arıyorum 33
biri vardı 17