English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ B ] / Bu çok para

Bu çok para translate English

1,570 parallel translation
- Bu çok para.
- It's alot of money.
- Ama bu çok para.
- But that's a lot of money.
Bu çok para?
That's a lot of money!
Bu kadınla aranda bir ilişki olmuşsa bile... 16 yıl para ödemek için çok uzun bir süre..
Even if you were having an affair with this woman... 16 years is an awfully long time to be paying someone palimony.
- Çok para harcıyorlar ; bu yüzden kızgınım.
- He's overgenerous and that bugs me.
Para sorun olmadıkça bu birliktelik hor görülmüyordu, Buda adil birşeydi... Çünkü bize daha çok yer kalıyordu.
'We'd always be welcome so long as money wasn't an issue,'which seemed fair enough... cos we got more floor space to ourselves.'
Bu kedileri beslemek için çok para harcıyor olmalısın.
You must go through a lot of money feeding all these cats.
Hayatım, bu iş çok para getirmiyor.
- Thing is, hon, this job doesn't pay much.
Çok fazla para bu.
It's a Iot of money for not much shirt.
Çok iyi bir nedeni olmalı ve bu para gibi görünmüyor.
He must have some very good reason, and it doesn't seem to be money.
Sana çok para ödemiş olabilirler,... fakat bence bu daha uygun bir ödül.
They may have paid you a lot of money, but I think this is a more appropriate reward.
Bu adam elinde kuruluş için gerekli masraf faturasını... getirmiş ama çok küçük bir para tutuyormuş.
I mean, this guy has got a bill... which is the legislative equivalent of kissing a baby.
Artık yaptıkları iş karşılığı para alacaklar, ama bu paranın suyunu çekmesi çok sürmeyecektir. Ve sonra, hiç şaşmaz bir şekilde, sırf onlar için renkli kıyafetler satan dükkanlar açan patronlarından borç alacaklar.
Of course now they'II get a few dollars for their efforts, but they'II soon drink that up and maybe they'II borrow a bit more from their employers who have, no doubt, opened a Iittle store full of colorful wares just for them
Bu yeni işte çok fazla para var.
It's a lot of money, this new offer.
Bu yüzden sana bu kadar çok para ödendi.
This is why you're being paid a huge amount of money.
Yani ya bu bilgileri kullanırım ya da çok para kazanırım.
So I could either use this information or I could use a lot of money.
Yani ya bu bilgileri kullarım ya da çok para kazanırım.
So I could either use this information or I could use a lot of money.
Bu turlardan çok para kazanılıyor.
Those tours make a lot of money too, man.
Annende bu kadar çok para yok.
Your mama don't have that kind of money.
Umuyorum ki bu organizasyon sayesinde para biriktirmekle kalmaz... aynı zamanda, Roxbury'deki bu çok kültürlü topluluk arasında... bir birlik ve beraberlik havası yaratmaya da vesile olurum.
My hope is that the Fair will not only raise money for the Drama Club... but also, kind of, foster a spirit of togetherness... among the multicultural community here at Roxbury.
Demek istediğim, bu gezegende pek çok aptal... can sıkıcı, beş para etmez insan var.
I mean, there are just so many stupid, annoying... worthless people on this planet.
Sanıyorum Uluslararası Sağlıklı Gıda organizasyonu sırasında... kafeteryada söylediğim bir söz yüzünden oldu... ki bu etkinliği Drama Kulübüne para biriktirmek ve... Roxbury'deki çok kültürlülük arasında bir birlik duygusu yaratmak için düzenledim.
I suppose it was because of something I said in the cafeteria... during the International Food Fair... which I organized to raise money for the Drama Club, as well as... foster a spirit of togetherness among the multicultural community at Roxbury.
Bu yüzden çok para alıyorum.
That's why I get to charge so much.
Siz diyorum millet, bu para kazanmak için çok bir yol!
Boy, I tell you, folks, what a heck of a way to make a living!
Onları ne kadar çok önemsediğini... ve ne kadar çok sevdiğini söyledim çünkü bu hayatının işi Donald tek farkı sana şu an kimse para ödemiyor.
I was telling her how much you care for them... and how much they love you... because this is the real work of your life, Donald... only nobody pays you.
Bu bilginin sandığımdan çok para edeceğini söylüyor.
He says he wants more money than I think the information is worth.
Bak, bu çok etkileyici ama ya para?
Look, this is fascinating shit. What about the money?
Bu dini heykel işinde çok para var.
There's a lot of money in these religious statues.
Masada oturuyor, ekibimle eğleniyordum... beni kendimden daha çok ilgilendiren tek şey hakkında konuşuyordum. Bu da elbette, param ve uluslararası büyük bir adam olma çabam demek. Bazen kendim ve para hakkında konuşmaya başladığımda... dikkatim dağılır.
I'm sittin'at the table... kickin'it with my crew, talking about the only thing... interesting more than myself, which, of course, be my money... and my international quest for greatness... but sometimes when I start talking about... myself and my money, my mind starts to wander.
- Çok para bu.
- That's a lot of money.
Bu girişimle, kocamın ideallerini devam ettirmiş olacağım. Kendisi özellikle varyete alanında çalışan tiyatro sanatçılarına yardım etmek için çok fazla para ve zaman harcamıştı.
In this enterprise, I shall be carrying on the work of my late husband, who spent a great deal of time and money helping stage people, especially those in the field of variety.
İşte bu yüzden çok para kazanıyorum.
That's why I get the big bucks.
Bu para, tüm bu para, bu çok fazla.
About the money, all that money, it's - it's too much.
Çok para bu, Abe.
It's a lot of money, Abe.
Bu işten çok para kazandık Carlito.
We made plenty of money doing this shit, Carlito.
- Bu çok fazla para.
- It's a load of cash.
Bu yüzden onlara bu kadar çok para vermek zorundayım.
That's why I got to pay them so much money.
Güç ve para ilgili bütün acımasız gerçekleri Bana o öğretti. Bu yüzden çok sıkı çalışıp savcı oldum.
He taught me all about the cruel ways of money and power, which is why I studied so hard to be a prosecutor.
Bu kadar çok para gözlerimi kör etti.
I was blinded by the huge amont of money.
Bu göreve cok para harcandı.
As you are all certainly aware, a mission of this expense is very expensive.
Ama bu çok fazla para!
But it's too much.
Bu da, herkese daha çok para demek
And that means more money for everybody.
Çok para harcıyorsun Bu beni ilgilendirmez, ama sete zamanında gelmen, aptal da olsalar repliklerini okuman benim işim
You spend like a drunken sailor. Now, that's none of my business, but you show up on time, say the lines, stupid or not, that is my business. Yes, sir.
Daha az para alacağız demek bu ama bok çukuruna çok yaklaştık hepimiz.
It might mean a little less dough but the fan is spinning and the shit is coming.
Senin için çok para alıyorum ve bu da seni benim kaltağım yapıyor.
I get a lot of money for you and that make you my bitch.
Bizim için oralarda, bu çok fazla para!
For us back there, it's lots!
Neden bu kadar çok para veriyorsun?
Why are you giving so much money?
JAMIE LYNN PROFESYONEL SNOWBOARDCU Çok büyük bir hızla ilerliyordu. Arabanızda uyumaktan ve teleferik parası biriktirmekten spora karşı olan bu büyük ilgiye ve para akışına şahit olmaya başladık.
It was such an accelerated path from sleeping in the cars... and clipping lift tickets... to be able to get up and ride to this huge insurgence of money into the industry.
Çok para kazanırız bu işten!
We would make so much money! You still don't believe me, is that it?
Bu işte çok para var.
It's a very lucrative business.
Bu daire için çok fazla para ödedik.
We've spent a large sum of money buying this flat

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]