Bunu bir düşünün translate English
305 parallel translation
Bunu bir düşünün dostlar.
Think about it, folks.
Bunu bir düşünün.
Think of that.
- Evet, bunu bir düşünün.
- Yes. Think of it.
İşe bir saat geç gelerek böylesi bir şansı çöpe atmak korkunç olmaz mı? Bunu bir düşünün.
Wouldn't it be awful to throw away such a thing... for one hour's abstention?
Bunu bir düşünün.
Think about it.
Bunu bir düşünün, Bay Cochrane.
Think it over, Mr Cochrane.
Bunu bir düşünün.
Think it over.
Bunu bir düşünün, kapanış ilahimizi okurken.
Think upon that, as we sing our closing hymn
Bunu bir düşünün.
You think about it.
- Bunu bir düşünün.
- Think about it.
Siz bayanlar tek başınıza kalacaksınız, bunu bir düşünün.
You ladies will be left all alone just to think about it.
Bunu bir düşünün.
You tell me.
Bunu bir düşünün, Sayın Kardinal.
Think of that, Your Eminence.
Bunu bir düşünün.
Think about that.
Bunu bir düşünün.
so think it over.
Bunu bir düşünün.
You just think about that.
İsterseniz bu gece bunu bir düşünün.
Why don't you sleep on that?
Bunu bir düşünün.
Well, think about it, you guys.
Bunu bir düşünün ve yarın beni arayın.
Think about it. You call me tomorrow, okay?
Bunu bir düşünün!
Think about that.
- Bunu bir düşünün.
- Think about this.
- Bunu bir düşünün.
- Just think about it.
Bunu bir düşünün.
Very well.
Bunu bir düşünün Rahibe.
Think about that, Sister.
Bir an için bunu bir düşünün.
Think about that for a moment.
Bunu bir düşünün!
Think about it!
Ama bunu bir düşünün.
But you think about it.
Şimdi bunu bir düşünün.
Now think about that.
Bunu, bana yapacağınız büyük bir iyilik olarak düşünün.
I would consider it a very great personal favour...
Bunu iyi düşünün beyler, sadece bir dolar!
Think of it, gentlemen, one dollar!
Televizyon içinde olduğunuzu düşünün izleyici her an sizi kapatabilir ve bunu engellemek için hiç bir şansınız yok.
Imagine if you can, the terror of being inside a television set... knowing that any moment, the viewer may shut you off... and being powerless to prevent it.
bir an için bunu düşünün.
Think about that for a while.
Bunu düşünün, parti Adolf Hitler'İn bir parçasıymış.
Just think about it - the Nazi party is part of Adolf Hitler himself.
bunu denememiz gerek... günde üç öğün yemek... en sevdiğimiz yiyecekler... büyük bir biftek parçası düşünün kızarmış, haşlanmış ya da ızgara... yemekler, güzel yemekler, mükemmel yemekler, harika yemekler!
♪ We're anxious to try it ♪ Three banquets a day ♪ Our favourite diet!
Ama öncelikle konuştuğumuz makaleyi yazmayı istiyorum. Bunu okuyun, çok ilginç bulacaksınız, bir düşünün.
I'd really prefer doing something along the lines we were discussing, but you read it and see what you think.
Bunu bir çeşit yatırım gibi düşünün.
Think of it as a meager investment
Aynı zamanda, bunu bir fırsat eğitimi olarak düşünün.
In the meantime, just think of this as on-the-job training.
Bunu düşünün millet. Size bir O 61 veriyorum.
Think it over, buddy boys, and I'll give you "O" 61.
- Bunu, kapalı bir kapı olarak düşünün.
- Consider it a closed door.
Bunu bedava bir check-up gibi düşünün.
Just look on this as a free checkup.
We Are the World'da şarkı söyler gibi bir Afrikalıyı sıkıntıdan kurtaracak bir katkı olarak düşünün bunu.
Think ofit... as your contribution to African relief... like singing in We Are the World.
Bunu... bir dostluk gösterisi olarak düşünün.
Consider it... an act of friendship.
Bunu bir avans olarak düşünün.
Consider it a retainer.
Ve bunu düşünürken, bir Yıldızüssü tıp merkezine bu kadar yakın olmasaydık neler olabileceğini de düşünün.
And think about what may have happened had we not been this close to a medical facility.
Düşünün, Bay Holmes, gözlerinizin önünde, iğrenç bir olay gerçekleşeceğine hazırlıklısınız ancak bunu durdurabilecek gücünüz yok.
To observe, Mr. Holmes, an atrocious event, preparing itself before your very eyes and yet be powerless to avert it.
- Devon'ın demek istediği bir adamımız birkaç saat onunla dolaşacak, bunu bir ödül gibi düşünün.
What Devon means is we're just gonna have one of our men ride him around for a few hours. You know, sort of as a reward.
Bunu yapmalarına devam edersek neler olabileceğini bir düşünün.
Think what'll happen if we let this go on.
- Bunu sadece bir oyun olarak düşünün. - Çocuklar için bir oyun.
Well, just think of it as a game - something for the children.
Ama şunu da bir düşünün. Eğer bölge savcısı yarın bunu mahkemede ortaya atarsa haksız sürpriz iddia etmeniz baya zor olacaktır. Çünkü önce size geldim.
But you should probably think that if the district attorney springs that in court tomorrow you'll be hard-pressed to claim unfair surprise since I came to you first.
Bunu bir imtiyaz olarak düşünün.
Don't take it for granted.
Scott'ın bunu bilmemesi nasıl olur, bir de onu düşünün.
Imagine how it is for Scott, not knowing.
bunu bir düşün 115
bunu bir daha yapma 27
bir düşünün 93
düşünün 108
düşününce 41
bunu duyduğuma sevindim 230
bunu biliyorum 710
bunu biliyor musun 150
bunu al 228
bunu alabilirsin 17
bunu bir daha yapma 27
bir düşünün 93
düşünün 108
düşününce 41
bunu duyduğuma sevindim 230
bunu biliyorum 710
bunu biliyor musun 150
bunu al 228
bunu alabilirsin 17
bunu kabul edemem 111
bunu yapma 481
bunu yapmana gerek yok 38
bunu bana neden yaptın 18
bunu nereden biliyorsun 159
bunu da 65
bunu yapabilirim 231
bunu bilmiyordum 213
bunu sevdim 345
bunu yapabilir misin 143
bunu yapma 481
bunu yapmana gerek yok 38
bunu bana neden yaptın 18
bunu nereden biliyorsun 159
bunu da 65
bunu yapabilirim 231
bunu bilmiyordum 213
bunu sevdim 345
bunu yapabilir misin 143