English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ B ] / Bunu yapmayacaksın

Bunu yapmayacaksın translate English

390 parallel translation
Bunu yapmayacaksın.
You're not gonna do that.
Bunu yapmayacaksın heralde!
Oh, now, now. - Oh, now, you wouldn't...
Bunu yapmayacaksın heralde...
Surely you're not going to...
Bunu yapmayacaksın!
I'll see that she doesn't!
- Hayır, bunu yapmayacaksın.
- No, do not do it.
Bunu yapmayacaksın.
- It will not be done.
Bunu yapmayacaksın.
It will not be done.
Blackie, bunu yapmayacaksın...
Blackie, you ain't gonna...
- Hiçbiriniz bunu yapmayacaksınız.
- No one of you are going to do this.
Bunu yapmayacaksın değil mi?
You won't do that?
- Hayır, bunu yapmayacaksın.
- No, you don't.
Hayır, bunu yapmayacaksın, Profesör.
No, you're not up to it. Professor.
O zaman bunu yapmayacaksın?
Then you won't do it? .
- Bunu yapmayacaksın ya?
You'll not do that? No.
Bunu yapmayacaksın dedim, o kadar.
I said you're not going to do it.
Bunu yapmayacaksın.
You won't do that.
Beni rahat bırak. Bunu yapmayacaksın.
Leave me alone, you won't do it.
Fabrika işgal edilmiş ve benzeri şeyler. - Bunu yapmayacaksın değil mi?
Factory occupied, all that?
Bunu yapmayacaksın.
You're not doing it.
Bunu yapmayacaksın.
Now you're not gonna do that.
Ama bunu yapmayacaksın.
But you won't.
Bunu yapmayacaksın.
You're not gonna do it.
- Hayır, bunu yapmayacaksın.
Oh, no, you don't.
Gerçekten bunu yapmayacaksın, değil mi?
YOU'RE NOT REALLY GOING THROUGH WITH THIS, ARE YOU?
Ama bunu yapmayacaksın?
YOU WON'T DO IT?
Şimdi bana bunu yapmayacaksın, değil mi?
Now you wouldn't do that to me, would you?
Hayır, bunu yapmayacaksın.
No, you won't.
Bunu kastetmiş ol ya da olma, benim için önemi yok, çünkü bunu yapmayacaksın.
Whether you mean it or not, and it's irrelevant to me, cos you aren't going to do it.
Bunu yapmayacaksın.
You aren't going to do that.
Bunu yapmayacaksın.
- No, I gotta do it.
Bunu yapmayacaksın!
You're not going to make it!
Hayır, bunu yapmayacaksın.
Oh, no, you don't.
Bunu yapmayacaksın, değil mi, adamım?
Y-you wouldn't do that, would you, man?
Bunu yapmayacaksın, değil mi, Bay Boudreaux?
You won't do that, will you, Mr. Boudreaux?
- Yani bunu gerçekten yapmayacaksınız ya?
- You don't mean you're gonna do it?
Bunu yapmayacaksın.
- No.
Tatlım korkudan yedi yıl yaşlandırdın beni, bunu tekrar yapmayacaksın.
- Honey, you scared me..... out of seven years'growth tonight, you ain't gonna do it again.
Ama bunu asla yapmayacaksın.
But you'll never do it.
Oh, bunu asla yapmayacaksın, Dick.
Oh, you're never gonna make it, Dick.
Bunu yapmayacaksın.
That won't do.
- Bunu hiç yapmayacaksın.
- You wouldn't do it anyway.
Bunu asla yapmayacaksın.
You'll never do it.
Bunu tekrar yapmayacaksın.
I won't hit that again.
Yapmayacaksın Çünkü yapamazsın, yapamazsın, çünkü öğrenmek istemiyorsun, ve benim vazifem bunu Caesar'a anlatmaktır.
You won't because you can't, and you can't because you don't want to learn, and it is my duty to report this to Caesar.
Bunu teknede yapmayacaksınız, değil mi Bay Quint?
You're not gonna do this aboard the ship are you, Mr. Quint?
- Bunu bir daha asla yapmayacaksın.
And you'll never do this again.
Bunu gerçekten yapmayacaksın, değil mi?
You're not seriously going to do that are you?
Bunu gerçekten yapmayacaksın değil mi?
You're not seriously going to do that, are you?
- Bunu ikinci kez yapmayacaksın!
- You won't make it no second time!
Bart, bunu bir daha asla yapmayacaksın.
Bart, don't you ever do that again.
Ve bunu bir daha asla yapmayacaksın?
And you'll never do it again?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]