English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ B ] / Bunu yapmayacağız

Bunu yapmayacağız translate English

422 parallel translation
Bunu yapmayacağız, Liz.
Now, we're not gonna do it, Liz.
Bunu yapmayacağız.
- No. We will not.
Hayır, bunu yapmayacağız.
No, We won't do that.
- Bunu yapmayacağız, Charlie. Sakin ol.
We won't do it, Charlie.
Gerçekten bunu yapmayacağız değil mi?
We're not gonna really do this, are we?
Fakat bunu yapmayacağız, çünkü paramız yok!
Only we ain't got a ranch. We ain't got no money!
Bunu yapmayacağız. Seni dokuma odasına geri göndereceğiz Norma.
We'll put you back to work in the weaving room, Norma.
Bunu yapmayacağız.
You wouldn't do that.
İleride burada olmayacağın için... bunu yapmayacağız.
We don't work this thing out you won't be around later.
Biz bunu yapmayacağız, değil mi Copper?
Well, now, we aint gonna do none of that, are we, Copper?
Hayır, bunu yapmayacağız.
No, we're not gonna do it.
Biz Vietconglularla kavga etmeye yemin ettik, bunu yapmayacağız.
We vowed to fight the VC, none of us would do that.
Başka bir ev alacağım, başka komşularım olacak ve bırak da orada yaşayayım. - Bunu yapmayacağız! - Gidişin bizim için Noel olacak!
Honey, I've given this matter a lot of study, and of all the commercials I saw, his was the best.
Bunu yapmayacağız ve bana kapa çeneni deyip durma!
We're not gonna do it! And don't tell me to shut up!
Bunu yapmayacağız!
We can't do that!
Madem bunu yapmayacağız, ne yapmak istersin?
If we don't do this, what do you want to do?
Bunu yapmayacağız.
We won't do that.
Ve bunu yapmayacağız.
- I'm not going to do it. Not now.
Bunu yapmayacağız.
It's for Mum.
Biz bunu yapmayacağız.
We are not gonna do that.
Bunu yapmayacağız.
We are not gonna do that.
Bu çok boktan ve iğrenç. Bunu yapmayacağız.
It is sick and disgusting and we simply will not have it.
Bunu yapmayacağız.
We don't do that.
Ve bizde başımızı sallar ve "Bir daha asla bunu yapmayacağız" derdik.
And we would nod our heads and we'd say "We'll never do it again.".
Bunu yapmayacağımızı anlatmaya çalışıyorum.
I'm trying to tell you we won't.
Hayır, bunu yapmayacağım. Evimizde her adımımızı izleyecekler.
And in our house, watching every move.
Bunu bir daha yapmayacağımızı söylemiştin.
You said we weren't to do this anymore.
Hatırımız için bunu yapmayacağınızı umarız.
As a favor to us, I fervently hope that you don't do that.
Hayır, bunu böyle yapmayacağız.
No, that's not the way we'll do it.
Bunu yapmayacağımıza dair anlaştığımızı sanıyordum.
OH!
Bunu sizin yapmayacağınızı biliyorum, Bay Nogerelli.
I know that couldn't have been you, Mr Nogerelli.
Bunu yapmayacağımız biliyorsun.
You know we wouldn't do that.
- Bunu yapmayacağımızı söylemiştik.
- We said we weren't gonna do this.
İmkansız, bunu yapmayacağım.
No way, I refuse to do this.
Bütün televizyonlarda biz varız. Bunu yapmayacağım!
We're all over the television.
Bunu yapmayacağımızı söylemedin mi ona?
Didn't you tell him we're not doing that?
36'ncı haftaya kadar bunu bir daha yapmayacağız.
We won't again until the 36th week.
Odaya gidelim. Bunu bir daha asla yapmayacağımızı söylemiştim. Yarak, yarak, yarağını seviyorum.
Let's go to the room.
O ve ben... Sanırım yakın zamanda bunu tekrar yapmayacağız değil mi?
He and I... I guess we won't be doing that again soon, will we?
Bunu hiçbirimiz yapmayacağız.
None of us are going to do this.
Artık bunu yapmayacağımızı zannediyordum.
I thought we weren't gonna do this anymore.
Ben bunu artık yapmayacağımızı sanıyordum.
I thought we weren't gonna do that anymore.
Bunu yapmayacağınız konusunda anlaşmıştık.
We agreed that you wouldn't do this.
Sizden nefret ettiğimizi söylemiyoruz veya sizinle bir daha konuşmayacağımız ve iş yapmayacağız demiyoruz, bunu yapmayız.
So we're not saying we hate you or we're never talking to you again and doing business, we don't do that.
- Onlara yetişmek zorundayız! - Bunu bu yolla yapmayacağız!
We have to catch up to them!
Bunu yapmayacağınızı biliyorum.
I know you can't.
- Bunu yapmayacağımızı söylemiştin.
- Take it off - You said we won't do this
- "Tüm Avrupa, bunu yapmalısınız." - " Biz yapmayacağız.
"All of Europe, you must do this." " Well, we're not gonna.
Bunu plansız yapmayacağım.
There won't be any unspecified ones.
Konuşmaya can mı atıyorsun? Ama bunu Sam'in önünde yapmayacağız.
You got some incredible burning need, fii ne, but we are not gonna do it in front ofSam.
Ama ben bu seçimi yapacak donanıma sahip değilim ve eğer benden yazı tura atmamı istiyorsanız, bunu yapmayacağım.
But I'm not equipped to make that choice and if you're asking me to flip a coin, I just won't do it.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]