Böldüğüm için özür dilerim translate English
718 parallel translation
Böldüğüm için özür dilerim. Sabah Sahara'ya doğru yola çıkıyorum. Sadece hoşça kal demeye gelmiştim.
I'm sorry to intrude, but I'm leaving for the Sahara in the morning and I just came to say good-bye
İşini böldüğüm için özür dilerim canım.
I'm sorry to interrupt your work, darling.
Dersinizi böldüğüm için özür dilerim Matmazel Deluzy.
I apologize for intruding on your domain, Mademoiselle Deluzy.
Böldüğüm için özür dilerim mösyö.
Sorry to have disturbed you, monsieur.
Hayallerinizi böldüğüm için özür dilerim ama müdürü arıyorum.
I'm sorry to interrupt your daydream, but I'm looking for the manager.
Dansınızı böldüğüm için özür dilerim ama önemli bir duyuru yapmam gerekiyor.
I'm sorry to interrupt the dancing, but I have an important announcement to make.
Böyle mutlu bir aile toplantısını böldüğüm için özür dilerim ama işimiz var.
I'm sorry to disturb this so pleasant family meeting... but time presses.
Böldüğüm için özür dilerim.
Sorry to break this up.
Böldüğüm için özür dilerim Prens'im... fakat Bay Cole heryerde sizi arıyor.
I say, forgive the intrusion, my dear prince... but Mr. Cole is looking all over the place for you.
Partinizi böldüğüm için özür dilerim.
Forgive me for having kept you from your party.
Böldüğüm için özür dilerim efendim ama size bir telefon var.
Sorry to interrupt, sir. There is a call for you.
- Böldüğüm için özür dilerim.
- Excuse me for interrupting.
Böldüğüm için özür dilerim, bayan Andreny daha fazla bekleyemeyeceğini söylüyor.
Excuse my disturbance, but Ms. Andreny says, that she cannot wait longer.
Konuşmanızı böldüğüm için özür dilerim, senyora.
I'm sorry to interrupt you. Excuse me, señora.
Böldüğüm için özür dilerim baylar, Konuşmanıza kulak misafiri oldum da.
Sorry to interrupt you, gentlemen, but I overheard you conversing.
Böldüğüm için özür dilerim, ama iyi haberleri kutlamak gerekir ve ben yalnız içmeyi sevmiyorum.
Sorry to interrupt your religious services, but good news requires a drink and I detest drinking alone.
Böldüğüm için özür dilerim Bayan.
I apologize for being intrusive, Miss.
Meditasyonunuzu böldüğüm için özür dilerim, ama...
I'm sorry to disturb your meditation, but...
Böldüğüm için özür dilerim.
Excuse me for interrupting...
Böldüğüm için özür dilerim ama Agra saldırıya uğramış.
I'm sorry to disturb you, but Agra's having an attack.
Pazarınızı böldüğüm için özür dilerim.
I'm sorry to have interrupted your Sunday.
O halde sohbetinizi böldüğüm için özür dilerim.
In that case my apologies for having interrupted your conversation.
Böldüğüm için özür dilerim.
Hey, sorry to interrupt.
Böldüğüm için özür dilerim Sör Arnold, Sör Humphrey Bakanın konuşmasını onaylarsanız Meclis'e göndereceğim.
Sorry to intrude SirArnold, Sir Humphrey, if you could just OK the Minister's speech, I can get it straight to the House.
Böldüğüm için özür dilerim Bakanım, fakat başlamamış bir şeyi durduramazsınız.
I'm sorry, but you can't stop something before it starts.
Dansı böldüğüm için özür dilerim, ama bu haberi hepiniz duymak istersiniz.
I'm sorry to interrupt the dance, but I'm sure you'll want to hear the news.
Böldüğüm için özür dilerim...
Sorry, to interrupt.
Ve böldüğüm için özür dilerim.
And my apologies for the intrusion. Good afternoon.
Böldüğüm için özür dilerim.
I'm sorry to interrupt.
Sizi böldüğüm için özür dilerim, fakat acelem var.
Hi, Peg. Sorry to interrupt, girls, but I'm in a hurry.
- İşini böldüğüm için özür dilerim ama Denise aradı.
Not quite, Woody. Well, I'm sorry to interrupt you, but, uh, Denise called.
Sizi böldüğüm için özür dilerim ama yetişmem gereken bir uçak var.
Sorry to interrupt, but we have a plane to catch.
Sayın müdürüm, saat üçte toplantınız var böldüğüm için özür dilerim.
Comrade Principal, you have a meeting at three sorry for barging in. About the waiters'exam...
Kutlamanızı böldüğüm için özür dilerim fakat bir dış görev ekibine ihtiyacım olacak.
I apologize for interrupting your celebration, but I need an away team.
Tatilinizi böldüğüm için özür dilerim.
Somebody just saved the Dallas DA a pile of work.
- Böldüğüm için özür dilerim.
- Sorry for the interruption.
Böldüğüm için özür dilerim.
Sorry to interrupt.
- Böldüğüm için özür dilerim.
- Sorry to interrupt.
Böldüğüm için özür dilerim, ama vaktimizin sonuna geldik burada bitirmek zorundayım. Prof.Chomsky, bize katıldığınız için teşekkürler. MACNEIL / LEHRER'İN HABER PROGRAMLARININ 16 YILDAKİ KONUK SAYISI :
Societies differ, but in ours the major decisions over what happens in the society - decisions over investment, and production, and distribution and so on - are in the hands of a relatively concentrated network of major corporations and conglomerates, and investment firms, and so on.
- Oyunu böldüğüm için özür dilerim.
Oh, I'm sorry to interrupt your game.
Böldüğüm için özür dilerim, Bay Blunt.
I lament to interrupt, Mr. Blunt.
Ciddi soruşturmanızı böldüğüm için özür dilerim.
Sorry to interrupt your serious investigation.
- Akşamını böldüğüm için özür dilerim.
- Sorry to interrupt your evening.
Kardeşlerim, hassas bir konudan ötürü eğlencenizi böldüğüm için özür dilerim.
My brethren! Permit me to interrupt the bacchanal absolutely acutely.
Böldüğüm için özür dilerim ama korkarım tutuklusunuz hanımefendi.
I apologise for the interruption but I am afraid that you are under arrest.
Bay Skinner, böldüğüm için özür dilerim, ama Ajan Mulder sizi görmekte ısrar ediyor.
Mr Skinner, I'm very sorry to interrupt, but Agent Mulder is demanding to see you.
Böldüğüm için özür dilerim Sayın Başkan.
Mr. President, I`m sorry to interrupt.
Böldüğüm için özür dilerim.
Sorry for the interruption.
Yasınızı böldüğüm için sizden özür dilerim matmazel...
Excuse me, mademoiselle, for intruding into your grief.
Ve çalışmanı böldüğüm için de çok özür dilerim.
And look, I'm sorry as hell about the interruption.
Yemeğinizi böldüğüm için özür dilerim. Ama bir kaç dakika sürecek.
Sorry to interrupt your dinner.