Böyle kal translate English
990 parallel translation
Böyle kal.
Stay that way.
Hep böyle kal.
Stay that way.
Böyle kalıplı adamlar herkesin dikkatini çeker.
There's something about a tall man makes people sit up and take notice.
Ve küçük kasabalarda olduğumuz sürece bu böyle kalır.
We'll stay that way if we stick to small towns.
Ve umarım hep böyle kalır
And I only hope he'll stay that way
Böyle kalın.
Hold it.
Pekâlâ sen böyle kal.
Ok stay that way.
Lütfen Giulia, her zaman böyle kalıplarla konuşmaya gerek yok.
Please Giulia, there's no need to be so literal all the time.
Böyle kal.
Hold it right there.
Böyle kal.
Now keep it.
Böyle kal.
I like you this way.
Düşüncesi bir öyle bir böyle olduğu için niyeti nedir emin değiliz ama bana kalırsa dün geceki olaydan pişman olmuşa benziyor.
Well, he's always changing his mind so often, so I'm not sure what's his real intention, but in my opinion, maybe he's very regretting about last night's incident...
İşte böyle, bu şekilde kal.
That's it, stay like that.
Böyle konuşursan polis çağırmak zorunda kalırım.
If you talk like that, I'll call a policeman.
Evet, bana kalırsa Bay Poppins, siz böyle şeyler yapmalısınız.
It seems to me, that is the kind of work you ought to be doing.
Biraz aklın olsa, ait olduğun yerde kalır... böyle hırslara kapılmazdın.
If you had any sense, you'd stay where you belong and stop being ambitious.
Sepetinde kal. İşte böyle.
Go into your basket.
Böyle şeyler söylemek hoş değil ancak onunla bir kaç saat yalnız kalırsam babasını ikna etmesi için onu baştan çıkarabilirim.
One does not talk about these things... but I think if I were to spend a few hours alone with her... I might induce her to reason with her father.
Böyle bir şey tekrar ederse onu kurumdan göndermek zorunda kalırız.
If it happens again, we'll have to send her away from the institute.
Böyle kal.
Steady.
İşte Jacqueline böyle ihtişamlı bir yerde kalıyor.
It's amid marble splendors such as these that Jacqueline dwells.
Sen bu şekilde konuşmak için büyüyeceksen ve böyle çirkin kalırsan,... şu amfilerde kürsüsü olanlar gibi bir kariyerin olacak.
If you grow up to talk like that and stay as ugly as you are you're going to have one of those careers on the lecture platform. [Joshua laughing]
Sadece bir aptal ya da masum insan böyle bir iddiaya bağlı kalır.
Only a fool or an innocent man would have stuck to that alibi.
Burada kalıyorum çünkü böyle istiyorum.
I stay around here because I like it.
Sevdiğinizi alamazsınız böyle yavaş kalırsanız.
'Cause you'll never get your love if you don't do so.
Roy hayattayken böyle derdi, "Della, ne zaman yeni bir elbise alsan,... bir kat daha fazla çalışmak zorunda kalıyorum."
When Roy was alive he used to say " Every time you get a new dress,
Böyle bir şeydi ama dudakları biraz daha kalındı.
Something like that, but thicker lips.
Böyle gösterişli, kalıplı bir adam denetlemeciymiş!
Swell-looking, well-built man like that, a checker.
Umarım hep böyle romantik kalırım.
Oh, I hope I always stay romantic.
Genç ve güzel kadınlar yüzünüze hep böyle hayran kalırlar mı Bay Steele?
Do attractive young women often admire your face, Mr. Steele?
Böyle bir şey için epey geç kalınmış.
It's pretty late in the day for this sort of thing.
Ama n'apayım, iyi ya da kötü böyle yapmazsam geride kalırım.
Good or not, it's the way we have to be or we won't be fashionable. Why worry?
Tecrübelerime dayanarak söylüyorum ki, böyle bir yolculuk, ölüm kalım meselesidir.
In my experience, adventure of this kind may mean life and death, and a close run.
Böyle bir durumda, Dünya gezegeni... yok edilmek zorunda kalır.
In such a case, the planet Earth would have to be... eliminated.
Maalesef kalıyorsunuz Bayan, kurallar böyle.
Afraid you are, ma'am. Company rules.
Yıllar böyle akıp geçer ve bir sabah kalktığında, gençliğin yaşanmış günde kalır.
Just yesterday you were a boy, and now you're no longer young. My hat! But that's all over now.
İmparatorluğa böyle bir hasar vermekten tatmin olmamış gibi aynı zamanda hırslarına hizmet etmek amacıyla kalıcı bir ordunun kurulmasını talep ediyorsun.
Not satisfied with causing such damage to the Empire, you're also demanding to establish a permanent army that would only serve the purpose of satisfying your ambition.
Böyle bir kararı onun gibi kaslı ve kalın kulaklı birine mi bırakacaksın?
YOU GOING TO LEAVE A DECISION LIKE THIS TO A THICK-EARED MUSCLE MAN LIKE HIM?
Hep böyle olduğun gibi kal.
Stay just as you are... always.
Böyle şeyler hepimizin başına gelir. Kabullenmek zorunda kalırız.
These things happen to us all the time... and when they do, we simply accept them.
Tadı ağzında uzun süre kalır böyle.
Then you can enjoy it for a long time.
Böyle bir şey olmadan sana hoşça kal diyeceğim.
So before I do I'm going to say goodbye.
Bana kalırsa bu böyle olmaz ve...
- now, in my opinion...
Bilirsin böyle bir yara izi uzun yıllar kalır.
You know, a cut like that would leave a mark for quite some time.
Bütün gece dışarıda kalırsan böyle olursun işte.
That's what you get for staying out all night.
Siz İtalyanlar böyle düşünüyorsunuz, ve biz de en değerli adamlarımızı burada heba etmeye mecbur kalıyoruz.
That is the way all you Italians feel, and so we are forced to waste valuable men here.
Tamam eğer böyle düşünüyorsan, hadi, çıkalım buradan.
- Well, all right, if that's the way you feel. Come on, Fred, darling.
Doğrusu basının böyle taraf tuttuğu bir durumda olaya ilgisiz kalınmasını doğru bulmuyorum.
When the press take this kind of attitude We can't go on ignoring
İşte böyle. Hoşça kalın sevgili dostum.
Alright, goodbye, dear friend.
Bir yerde uzun kalınca böyle bir şey olacağını biliyordum.
I knew something like this would happen if we stayed in one place too long.
Evet, hep böyle denir ama sonra pek çok çalışan ortada kalır.
You don't have to serve them. - Employers tend to take liberties.
kalmamış 19
kalabalık 41
kaldırın 181
kalbimi kırdın 25
kalktım 52
kalkıyorum 26
kaldır beni 31
kalıyorsun 17
kalkamıyorum 26
kalmam 16
kalabalık 41
kaldırın 181
kalbimi kırdın 25
kalktım 52
kalkıyorum 26
kaldır beni 31
kalıyorsun 17
kalkamıyorum 26
kalmam 16