Bırakın bizi translate English
1,557 parallel translation
Bırakın bizi!
Please let us go!
Lütfen bırakın bizi.
Please, let us go.
Tom, Bu tecavüz takıntın bizi hayatta bir çok şeyden mahrum bırakıyor.
You know, Tom, this whole "anal rape" thing is really causing both of us to miss out on a lot in life.
Eğer bir sakıncası yoksa bizi başbaşa bırakın
If you two don't mind we'd like some alone time.
Bizi yalnız bırakın.
Please. - Just leave us alone.
Marta bizi biraz yalnız bırakır mısın?
This is a conversation for men.
- Lorelai'ın renk seçmesi lazım. - Bizi burada rahat bırak.
Lorelai's gotta pick a color!
Şimdi, lütfen uluslararası iş toplantımızı kaçırmadan önce bizi bırakın.
Now, please let us go Before we miss our international business meeting.
Bizi izlemeyi bırakın, Canary.
Stop following us, Canary.
Siz iki dahiye düşünmeyi bırakın demiştim, kafanız benimki gibi boş olsaydı, bizi bulamazdı!
If you two geniuses had ripped them out like I did, we wouldn't be in this mess!
Bizi rahat bırakın.
Leave us alone.
- Bizi yalnız bırakın. - Emin misin?
- Leave us alone.
- Bizi bir dakika yalnız bırakır mısın?
- Will you give us a minute?
Ah, bizi rahat bırakın, holiganlar.
Aah! Leave us alone, you hooligans.
Bizi Antwon'a kucağına bırakıp, yanlış hamleler yaptın. Bizi parmakla göstermesi uzun sürmez.
We haul in Antwon, push the wrong buttons how long it'll take him to point at us?
Bak, uçarsın, bizi içine ışınla, kovana götürüp bırak.
Look, you fly, you scoop us up, you take us to the Hive, you drop us off.
Bizi yalnız bırakın.
Leave us.
Bizi bırakın.
Let us leave.
Bizi bırakın!
- [all gasping] - We give up!
Cevabını aldıysan şimdi bizi rahat bırak
Now that he / she knows who I am, release you of here.
Bizi biraz yalnız bırakır mısın?
Can you leave us alone?
Bizi bir dakika yalnız bırakın.
Leave us alone for a moment.
Bizi zaman makinasının oraya bırakır.
It'll drop us right by the time machine.
Bizi de atlarla bırakın.
Leave us also with the horses.
Ve neyse ki ; kurabiye bulamadığımız anlarda bile bizi telkin edecek, tenimize dokunan tanıdık bir el ya da bir iyilik ve sevgi göstergesi... Uzay Kampı VETERAN KURSU... ya da üstü kapalı ince bir yüreklendirme... YEPYENİ BİR GÜN Hemen Sigarayı Bırakın ya da sevgi ile bağrına basma ya da bir teselli çağrısı bulabiliriz.
And fortunately, when there aren't any cookies we can still find reassurance in a familiar hand on our skin or a kind and loving gesture or a subtle encouragement or a loving embrace or an offer of comfort.
Gece 10 : 1 7 - Bizi biraz yalnız bırakır mısınız?
Can you guys give us a second?
Benimle gelin evlatlarım, bu dünyayı geride bırakın, ve bizi ileriye çağıran, Işığın Ruhu'nu takip edin.
Come with me, my children, discard this world and follow the Spirit of Light as it beckons us onward!
Bizi biraz yalnız bırakır mısın?
Could you give us a few moments alone?
Bizi rahat bırakın artık, lütfen.
Leave things alone, please.
- Bizi biraz yalnız bırakır mısınız, Doktor?
- Would you leave us a moment, Doctor?
Lütfen bizi yalnız bırakın.
Please leave us now.
Listeyi aldınız, şimdi bizi rahat bırakın.
You have your list. Please leave us alone!
Beyler, bizi birkaç dakika yalnız bırakır mısınız?
Gentlemen, can you give us a couple of minutes alone, please?
Bizi biraz yalnız bırakır mısınız?
Could you just give us a quick second, please?
Bizi yalnız bırakın!
Leave us!
Bizi başbaşa bırakın.
Leave us.
Bizi yalnız bırakın, hepiniz!
Leave us, all of you.
Lütfen bizi yalnız bırakın.
Please leave us.
Şimdi bizi yalnız bırakın, lütfen.
Leave us now, please.
Bizi yanlız bırakın.
Leave me alone.
Siz bizi bırakın biz de size 1 milyon dolar verelim.
Agent Hymes, you let us go and there's a million dollars with your name on it.
Bizi yalnız bırakın.
Give us the room.
Bay Palmer, bizi biraz yalnız bırakır mısınız?
- It was all your idea. Mr. Palmer, would you leave us alone a minute, please?
Bizi rahat bırakın!
Leave us alone!
Bizi bırakır mısın?
Think we could catch a ride?
Bizi rahat bırakın.
Just leave us alone.
Bizi rahat bırakır mısınız?
Are you people going to leave us.
Yalvarıyorum, lütfen bizi rahat bırakın.
I just beg you, please leave us.
Brandon'a birkaç soru sorarken bizi yalnız bırakır mısın April?
April, you're gonna have to give us a second while we ask Brandon a few questions.
Kullandığımız aracı biliyorlar. Bizi bırakın.
- Just let us out, please.
Bizi rahat bırakırmısın?
Will you leave us alone?
bizi 127
bizim 255
bizim evimiz 18
bizimkiler 34
bizimle 42
bizimle kal 47
bizimki 17
bizi mi 28
bizi takip edin 17
bizi bekle 20
bizim 255
bizim evimiz 18
bizimkiler 34
bizimle 42
bizimle kal 47
bizimki 17
bizi mi 28
bizi takip edin 17
bizi bekle 20
bizim gibi 50
bizim değil 34
bizi bekliyor 29
bizim de 22
bizimle misin 23
bizi takip ediyor 18
bizimle mi 20
bizi koru 22
bizim hakkımızda 24
bizi izliyor 21
bizim değil 34
bizi bekliyor 29
bizim de 22
bizimle misin 23
bizi takip ediyor 18
bizimle mi 20
bizi koru 22
bizim hakkımızda 24
bizi izliyor 21