Cesaret mi translate English
440 parallel translation
Cesaret mi?
Courage?
- Cesaret mi?
- Courage?
Cesaret mi?
Fiddle-de-dee!
Sert rüzgarda ihtiyar bir kadın gibi ağır çekim kalkıyorsun sonra da gerçek bir uçak hakkında konuşmaya cesaret mi ediyorsun?
He takes off like an old lady in a high wind, and then he's got the nerve to talk about a real ship.
Benimle oynamaya cesaret mi ediyorsun?
You dare take me on?
Seni tehdide cesaret mi ediyorlar?
They dare to threaten you?
Medeni cesaret mi?
False courage?
Fort Smith'de buna cesaret mi diyorlar?
They call that grit in Fort Smith?
Sana yardım göndereceğim. - Cesaret mi efendim?
I will send help when I have made the daring and heroic rescue... in my own particular- -
- Zürafaya yazılmak için biraz cesaret mi topluyorsun?
- To gather courage to hit on the giraffe?
Ne raconu? Kahramanlık mı, cesaret mi?
Heroism, bravery?
Cesaret mi?
If you got the guts?
Bu cesaret midir, çaresizlik mi?
So really, is this bravery or simple desperation?
Hiç biriniz azcık cesaret gösterecek kadar viski de mi içmediniz?
Ain't the one of you got enough whiskey in him to give you a little courage?
Öldürme ~ cesaret isteyen bir iş, değil mi?
Assas-well, that argues a certain courage, doesn't it?
Cesaret kırıcı, değil mi?
Discouraging, isn't it?
Ama içmeye nadiren cesaret ederdi, değil mi?
He was very fond of burgundy, but seldom dared take it.
İşte bu yüzden onun, çalmaktan ziyade çalınmış olması daha cesaret kırıcı olduğundan hatırlamaya değer, değil mi?
That's why it is worth remembering that it is much more disheartening to have to steal than to be stolen from, hmm?
Mahkeme olmadan beni öldürmeye cesaret edebilirler mi?
Would they dare to kill me without a trial?
- Cesaret kırıcı, değil mi?
- Discouraging, isn't it?
Ümit etmeye cesaret edeyim mi?
Dare I hope?
Cesaret seremonisi mi?
The ceremony of courage?
Tüm cesaret testlerinden geçti mi?
Hath he passed all test of valor?
- Bu şişenin çare olmadığını biliyorum. Viskinin, sana cesaret vereceğini mi sanıyorsun?
- You can't find courage in a bottle.
Bir Moğol, Kumlek'in kızına saldırmaya cesaret edebilir mi?
Would a Mongol dare touch Kumlek's daughter?
Cesaret denemesi mi?
Is he some sort of coward?
Buraya yalnızca bunu bana söylemek için mi cesaret edip döndün?
You dare to come back here just to tell me this?
Yarım milyon Sestertius sana cesaret verir mi?
Would half a million sesterces make you brave?
Bakalım sizin gibi bir adamı yargılamaya cesaret edebilecekler mi?
We'll see whether they have the courage to sit in judgment on a man like you.
Yarım saattir yardım istemeye cesaret edemeden içeride mi bekledin?
Are you locked up inside there for half an hour without daring to call for help?
Udono, Şogun'un İmparator'un düşmanı olduğunu ifşa etmeye cesaret edebilecek mi?
Will Udono have the guts to reveal the Shogun is the Emperor's enemy?
- Biraz cesaret kırıcı, değil mi?
It's a little discouraging, isn't it?
Yüzüme karşı söylemeye cesaret edemediniz mi?
You didn't have the guts to tell me face to face?
- Cesaret edemedim. Senin mi cesaretin yoktu?
You didn't have the courage?
Talih, gösterdiği cesaret ve azmi ödüllendirecek mi?
Will fortune reward her pluck and spirit?
- Cheyenne mi, demek istediğin - hayır iyi cesaret doğrusu, buraya gelerek kendini öldürttmek.
Do you want to? ( speaks in Cheyenne ) - No!
- Cesaret edemez ki, değil mi?
He wouldn't dare, would he.
Şansımı denemeye cesaret etsem, # biri # # yardım eder mi?
# If I dared to take a chance # # Would someone #
Hsiang'i öldürmeye mi cesaret etti?
How would he dare to kill Hsiang?
Meksika sınırını geçmeye cesaret etmezsin, öyle değil mi?
Never cross at the Mexican border. You wouldn't dare cross the Mexican border, would you?
Yoksa artık aşık olmak için cesaret mi gerekiyor yüzbaşı?
This is my wife.
Siz,''evlenmiş''biri, Sen bunu söylemeye mi cesaret ediyor?
You, married man, you dare to say that?
Kendisi giymeye cesaret edememiş mi?
She didn't dare wear it?
Küçük kiz yüzünden, ilk günden onu eve götürmeye cesaret edemezdim anladin mi?
I didn't dare take him home. I hope you don't mind.
Karısının ördüğü kazağı giyerken başka kadınlarla flört etmeye cesaret edemez, değil mi?
Is that so...?
Seni dövmeye cesaret edemeyeceğimi mi sanıyorsun?
You think I don`t dare to beat you?
Bayanlar ve baylar milli programda ortaya çıkıp insan zaaflarını itiraf etmek müthiş bir cesaret istiyor değil mi?
Ladies and gentlemen, doesn't it take a tremendous amount of courage... to come up here on nationwide cable hook-up... and confess to human "frailities"?
Bu cesaret sizin için yeterli mi?
Brave enough for you?
Aksine cesaret kırıcı, değil mi, bay başkan?
Rather disheartening, isn't it, Mr. President?
Ben mi cesaret edemezmişim?
I wouldn't dare? !
Biraz daha cesaret vermeye mi geldin?
Come to give me more encouragement?