English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ D ] / Daha iyi olacak

Daha iyi olacak translate English

3,431 parallel translation
Benim damadım daha iyi olacak!
I will get the best son-in-law.
Öyle ya da böyle birimiz yorulacak ve o ben olmazsam daha iyi olacak.
Sooner or later, one of us will weaken and it's better if it's not me.
Senden haber alırsa daha iyi olacak.
He love to hear from you.
Belki de benim kanımla tek sefer de bitmesi daha iyi olacak..
Perhaps I should just end it once and for all with my blood.
Pekâlâ, o zaman belki de hazinemizi Roma'ya geri götürmemiz daha iyi olacak.
Well, then, perhaps we had better have our wealth brought back to Rome.
O zaman belki de hazinemizi Roma'ya geri götürmemiz daha iyi olacak.
Perhaps we had better have our wealth brought back to Rome.
- Hayır, anlamıyorsunuz ve sakın "ileride daha iyi olacak" da demeyin, iyi olacağı beni ilgilendirmiyor.
No, you don't, and don't give me any of that "it gets better" crap because I'm not interested in it getting any better.
Şu hesapları defterime işlesem daha iyi olacak.
I'd rather enter these accounts in my book...
Kontrolü ben alsam daha iyi olacak.
Maybe I'll take it from here.
Yalnız bir şey var, bu binanın içindeki büyük elektriksel alanlar işlemcimi devre dışı bırakabilir, yani sen gidip alsan ve ben sotada kalsam daha iyi olacak.
The only thing is, the massive electrical fields in that building might disable my C.P.U. so better yet, you go, and I'll keep watch.
Belki de bunu başka zaman yapsak daha iyi olacak.
Maybe we should just do this another time.
Ben olmazsam herkes tek başına çok daha iyi olacak.
Everyone's better off with me being a solo act.
Evet... onunla tanışmak daha iyi olacak.
Yes... so that I get to know him better.
Herkes için daha iyi olacak.
It's better for everyone..
Bak, söylemek hoşuma gitmiyor ama babam olmadan bunu yapmak daha iyi olacak.
Look, I hate to say it, but it'll be better without my father around.
Müdürle konuşsam daha iyi olacak.
I should talk to the director.
Sanırım açık yeri örtsem daha iyi olacak.
So I think... I think I got this covered. Yeah.
Görünüşe kalırsa "koyunu" tercih etsem daha iyi olacak.
Looks like I'd better go on the "lamb."
- Dışarıda konuşursak daha iyi olacak.
It would be best if we spoke outside.
EVET zafer kazanırsa her şey daha iyi olacak. Düzenlenen son anketlerde çıkan sonuçlar bunu yansıtıyor.
If the YES camp triumph, everything will be much better, according to the results of the latest polls.
Muhtemelen bir süre beklemen daha iyi olacak.
Probably best just to wait for a bit really.
Otursan daha iyi olacak.
You'd better sit down.
Yarışta daha iyi olacak mısın?
In your ski race, will you do well?
Gereksiz açıklamaların olmadan.. herşey daha iyi olacak!
All things proceed in good order, without needless description!
Her şey daha iyi olacak.
Everything should be fine now.
Memelerini kapatırsan daha iyi olacak gibi sanki.
Yeah, well, life seems that much better when you're off your tits.
Daha iyi olacak.
It's going to get better.
Belki bunu alsam daha iyi olacak.
Maybe I should take that, actually.
Hoş görünüyorsun ama şu saçını kestirsen daha iyi olacak.
I'm looking forward to see you myself, but you have to you finally have their hair cut.
Bence ikimiz de birbirimizin gök kuşağı olaylarını bilmesek daha iyi olacak.
I think, though, it's better if neither of us knows the details of each other's rainbow-related activities.
- Hastamız daha iyi olacak.
- The patient's gonna be fine.
Monica hastaneden çıktığında daha iyi olacak, Carl.
Monica will be better when she comes out of the hospital.
Ama geçtigimiz su birkaç gün çok zorluydu ve yataga gitsek daha iyi olacak gibi.
It's just it's been a long couple days, and, uh... You know, maybe it's just best if we go to bed.
Quinn'i kendi başıma aramam herkes için daha iyi olacak.
I think I'm better off hunting Quinn on my own.
Yaşadığı şeylerden dolayı, sanırım ben burada Julianne ile kalsam daha iyi olacak.
You know, I should probably stick around here with Julianne'cause of what she's been through.
Erhu çalarsan daha iyi olacak.
It would be better if you played the fiddle.
Şanksi'de sırtımızı doğrulttuk mu her şey daha iyi olacak.
Once we get back on our feet in Shaanxi,
Eğer olayın asıl noktasına odaklanır ve gerçeklikten sapmazsan hepimiz için daha iyi olacak.
This is going to be a lot easier for all of us if you just stick to the point and to the realm of reality, OK? OK, sorry.
Böyle daha iyi olacak!
This is gonna be better!
Daha iyi bir hayatın olacak, Jeremy.
You're going to have a better life, Jeremy.
Eğer onu dönüştürürsek, bizim sorumluluğumuz altında olacak ve bu adam hakkında bildiğimiz tek şey daha iyi bir teklif için kendi ailesini bile satmaya gönüllü olması.
If we turn him then he's our responsibility, and the only thing that we know about him is that he'd be willing to sell out his own family for a better offer!
Rahat ol daha iyi olacak tamam mı?
? Sí?
Hava kuvvetleri ile, Halk Ordusu daha güçlü olacak ve yeni Çin'i daha iyi koruyabilecektir.
With an air force, the People's Army will be stronger and can better protect the new China
Daha önce hiç kaymadığına göre sana birkaç ipucu versem iyi olacak.
Since you never skated before, maybe I should give you a few pointers?
Çok iyi çalışıyor,... artık daha seçici olacak,.... gerçekten özel günler için.
It still works very well, but it's being a little more selective now, you know, strictly for private events.
- Kendiniz baksanız daha iyi olacak.
It's best you take a look for yourself.
İyi konuştun fakat daha fazla adama ihtiyacımız olacak.
That's a fine speech, but we're gonna need more than just us.
Eğer Trask onu öldürmek istiyorsa, onu pencereden gözetlemek yerine dairesinde daha iyi bir görüş açısına ihtiyacım olacak.
If she is Trask's intended victim I'd like a better view of the inside of her apartment instead of simply peering at her through a window.
Bir gece daha kalmamız gerekirse, Tony'i kanepede yatırsam iyi olacak.
If this goes on another night, I'll make sure he takes the couch.
Bir isimle daha iyi bir hayat için şansı olacak.
With a name, he'll have a better chance of surviving.
Ben bir düğün organizatörüyüm yani biraz daha ipucu verirsen iyi olacak.
Oh, sorry... I'm a wedding planner, so just a few more specifics might help.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]