English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ D ] / Dedin ki

Dedin ki translate English

1,323 parallel translation
Dedin ki Flemming ve Stofer'in klonlamayı araştırdığına dair kanıt var.
You said there was evidence Flemming and Stofer were researching cloning.
Para vermesi için Dee'ye ne dedin ki?
So, what you say to make Dee pay out?
Dedin ki...
You said...
Dedin ki bize yardım edebilirler.
You said that they could help us.
Sen dedin ki... sen "kafalarını" dedin.
You said... you said "their heads."
Hayır, sen dedin ki...
- that I was sending agents - - You said -
Sen dedin ki ;'DEA'daki heriflerin 8.400...' Hayır, öyle demedim.
You said, "Those assholes in the DEA are at 8400 Southeast 63rd Street."
Ve sen baba dedin ki "Bana zor bir soru sor." Ben de sordum :
Then you say, ask me some difficult problems I ask you, would like to marry me?
- Dedin ki...
- You said- -
Sen dedin ki dört yıl önce, sen gittikten tam bir ay sonra burada annem, Gérard'a seçimlere katılacağını söylemişti.
You said it... Four years ago, just one month after you left, it was here that Mum told Gerard she was running.
- Dedin ki - Daha iyi bir adam bulmalıyım
You said I should be able to get a better kind of a man... if I changed things.
Az önce dedin ki biliyor musun, bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum.
You just said... You know something, I have no idea how to do this.
Her zaman doğru, Prue tanışmak istediğini Dedin ki?
You said you always wanted to meet Prue, right?
Dedin ki, "arzular"?
You said, "desires"?
Eğer kamp için kullanılan nerede önsezi yere yer aldı Dedin ki?
You said your premonition took place somewhere where you used to camp?
- Ama daha demin dedin ki...
You just said...
Dedin ki, "Ona biraz yardımcı ol." Bu bir empatiydi.
You said, "Let's give her a break." That was empathy.
- Neden böyle dedin ki?
- Why would you say that?
Eğer kabul etmeseydim suçlu gözükecektim, ve sen de dedin ki bu hükümetin hazırladığı bir test, böylece ne kadar güvenilir olabilir ki diye düşündüm.
Well, if I didn't take it, I'd look guilty. And you said it was a government test... so I figured, how reliable could it be?
Veya "Ama baba, az önce konuşurken dedin ki..."
Or, "But, Dad, when we were talking before, you said..."
Bunu yaptım çünkü, dedin ki Kayıp Şehir'de bulduğumuz şeyle onun kıçını tekmeleyebilirdik.
I did it cos you said we could whup his ass with what we'd find in this Lost City.
Sen dedin ki, Anubis kısmen yükselmiş biri, ki, Eskiler onu bizim varoluş seviyemize geri göndermeye çalışmışlar, fakat başaramamışlar, ve şimdi o iki arada bir yerde sıkışmış.
You said that Anubis was part-ascended, that the Ancients tried to send him back to our level of existence but failed, and now he's trapped somewhere in between.
Dedin ki... yani, biri dedi ki anormal şekilde ölenlerin cesetleri, buraya getirilirmiş.
You said... I mean, someone said... that the bodies brought here, they're unnatural deaths.
Sonra bana dedin ki :
Then you say to me :
Geçen hafta bana dedin ki, "kesinlikle, muhakkak kahve yok", ve ben de kesinlikle, muhakkak sana inandım.
You told me last week, "absolutely, positively no coffee", and I absolutely, positively believed you.
Ama dedin ki...
But you said...
İşte... ama sen dedin ki..
That's... but you said...
Sonra bir gün bir telefon aldım. Dedin ki...
Yeah, then one day I got a call, and you said...
Dedin ki bu duvarda ki sinek, kupadaki ajan değil.
You said this was fly-on-the-wall, not spy-in-the-cupboard.
Ama basın konferansından önce bana dedin ki öyle yönler seçeceğim ki ufak bir Bush büyüsü yapabileceğiz.
But before the press conference you told me to follow your directions exactly so we could weave a little Bush magic.
Sahnenin kenarına geldin... benim durduğum yerin yanına... ve arkanı seyircilere dönerek, o alışılmış... sesinle dedin ki :
You moved to the side of the stage near where I was standing and you turned your back on the audience, and you said, in your ordinary voice :
İyi de, Ray, şimdi dedin ki...
Well, Ray, you just said...
- Ama dedin ki..
All are their sleepy.
Dedin ki, "Ben sadece bir kızım."
You said, "I'm just a girl."
İşte... ama sen dedin ki.. Ne?
That's... but you said... what?
Sonra sen kulübede benimleydin ve dedin ki,...
Then you were in the dugout with me and you said...
- Ama dedin ki...
- But you said...
Ayrıca sen dedin diye adam gibi çalışmaya başladım ve geleceğim ile ilgili de düşünüyorum artık ki bunu da tavsiye etmiştin sanıyorum.
I've been buckling down just like you said... and thinking a little bit more about my future... which I believe you also recommended.
( Dedim ki, Kapat çeneni Cartman, seni kan fışkırtan amcık! ) Sen ne dedin?
What did you say?
Sen "aferin, Taylor" dedin, ben de dedim ki :
You said, "Nice job, Taylor"'and I just said :
Tabii ki dedin.
You always do.
Ne dedin? Elbette ki evet.
( lN PORTUGUESE )
- Ne dedin sen? - Dedim ki -
- What did you say?
Sen dedin benim evim bu demek oluyor ki- -
You said it... my own home. That implies I have a right to choose what I do.
şakayı bırak Raj ailem beni bekliyor orada o zaman arayıp özür dileyelim özür kabul edilmiyor, mutlaka gitmeliyim neden sensiz duramıyorlar ki ne dedin?
- Stop joking, Raj " My folks will wait there for me. - So we'll call make an excuse
Ama sen dedin ki...
" And you said...
- Sen ne dedin? Dedim ki...
What did you say?
Ne dedin sen? - Dedim ki...
What did you say?
Ve sonra sen dedin ki Bugün öğle yemeğinde ne var, Chef?
This country was founded on The right to protest, m'kay!
- Ne dedin? Dedim ki, ya sayı yapamazsan?
I said, "What if you don't hit?"
- Sen de tabii ki "hayır" dedin.
- Of course you said no.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]