Dediniz ki translate English
176 parallel translation
- Ama dediniz ki...
- But you said that...
J. Palmer Cass dediniz ki Scrub White ile ufak bir tartışma yaşamışsınız.
Well, J. Palmer Cass... you said you and Scrub White had a little argument.
Dediniz ki, "Parry, bu gece gelip arabayı almana gerek yok."
You said, "Parry, you needn't bother to come and get the car tonight."
Ama dediniz ki, "Köşenin hemen yanında sigara satan ufak bir dükkân var."
But you said, "There's a little tobacconist just around the corner."
Telefonda dediniz ki, Johnny'i aramak için birini göndermişler.
Go on, sonny. You said on the telephone they'd sent someone to look for Johnny McQueen.
Dediniz ki...
You said...
- Ama dediniz ki...
- But you said- -
Bayan Caighn, bir süre önce dediniz ki...
Miss Caighn, a while ago you said...
- Dediniz ki...
- You said...
- Kaptan, bana dediniz ki...
- Captain, you told me- -
Bayan Cross, dün jüriye dediniz ki : Onu öldürmeden önce, üvey babanız bir buçuk yıl eve uğramadı.
Miss Cross, yesterday you told the jury that your stepfather... disappeared from home a year and a half before you killed him.
Dediniz ki, meclise bir şey yetiştirebileceğimizi kanıtlayabilirsek...
You said if we could prove to the council that we could grow something...
Siz dediniz ki... Berger...
You said,...
- Ama dediniz ki -
- But you said...
Ne dediniz ki?
What did you say?
Fakat siz dediniz ki...
But you said...
- Ama demiştiniz ki.... siz dediniz ki....
- But you said you might... You said you...
Beni birkaç defa çağırdınız, ve dediniz ki, "Biraz tedavi gör, zihin tedavisi."
You call me up a couple of times, and you say, "Well take some medication, medication for the mind."
- Ama dediniz ki...
But you said before...
Dediniz ki "Demek sonunda yaptılar!"
You said So they finally did it!
Hastane müdürüne dediniz ki "Demek sonunda yaptılar!" Onlar kim?
To the hospital director you said So they finally did it! Who're they?
Dün gece, size teyp kayıt cihazını sorduğumda, dediniz ki...
Last night, when I asked you about the tape recorder, you said...
- Dediniz ki, bir... bir "öde" niz var mı?
- You said, do I have a "reum"?
Ve dediniz ki, bu başarısızlıklarımdan biri olarak kalması gereken bir cinayet.
And as you said, this is one murder that must remain one of your failures.
Ne dediniz ki, Bay Mulvaney?
What did you say?
"Kaptanın saati" dediğimde, dediniz ki,
"The Commodore's watch," you said,
- Dediniz ki bu odadaki biri... cinayet hakkında sÖylediğinden fazlasını biliyor.
- You said someone in this room... knows more about the murder than he's telling.
Cuma günkü New York Times gazetesinde, dediniz ki Japonlar...
In last Friday's "New York Times," you said the Japanese...
Ama, albay, siz, kendiniz dediniz ki.....
But, colonel, you yourself signed....
Evet, niye bunu dediniz ki?
Yes, why did you tell me that?
Dediniz ki, reverans... kadının olduğu yerde saygısızlık...
You want me to curtsy... well, out of respect for the ladies present...
Bayan Kirk dediniz ki, siz ve davalının babası...
You stated that you and the defendant's father...
Dediniz ki, Claudia lisedeyken...
You testified that when Claudia was in high school...
Dediniz ki "Bronzu boş verin, artık kraliyet mavisi istiyorum."
You said, "Forget the bronze, I want royal blue now."
Size sorduğumda, dediniz ki, "bildiğiniz kadarıyla yoktu," çünkü burada değildiniz.
When I asked you, you said, "Not that you know of," because you weren't here.
- Ama dediniz ki -
- But you just told me...
Dediniz ki "İşi bitir ki araba alasın." - Ben de aldım.
You told me, "Close thus, and so you get the car."
Ve şarabı bulamadığında ona dediniz ki...
And when she couldn't find it, you said....
- Saat hakkında. Dediniz ki? - Sıram yok.
- about your watch you said - i have no bench
Dediniz ki ;
What did I say? You said...
Evet, ama dediniz ki, bu herifleri siz tutmuşsunuz.
Except, you said you hired these guys.
- Ama az önce dediniz ki...
- I'm sorry, I thought you said you were here- -
Albay Plummer, şu çok etkileyici konuşmanızda ki, bu konuşmayı eminim 50 kez yapmışsınızdır "Bizim çocuklardan bazıları, ara sıra çizgiyi aşabilir." dediniz.
Colonel Plummer, in your eloquent speech, which I'm sure you've made 50 times, you used the phrase "Some of our boys may get out of line sometimes."
Ama dediniz ki...
But you said...
- Ne dediniz Bay Vermilyea? - Dedim ki ;
- What was that, Mr. Vermilyea?
Dediniz ki :
You said :
- Dediniz ki... - Ne dediğimi boş verin.
- I don't care what I said.
- Ne dediniz siz? - Ne dediniz, dedim. - Ne dedim ki?
What did you say?
- Ne dediniz? - Dedim ki :
What did you say?
- Ama siz dediniz ki...
- You just said...
- Siz de "kim istemez ki", dediniz. - Van Doren'a baksanıza...
In retrospect, look at Van Doren.