English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ D ] / Der

Der translate English

11,397 parallel translation
Tecrübelerine göre dedektif ne zaman kartel suikastleri sonucu mesajı alan kişi "Keşke onları üzecek ne yaptığımızı bilseydik." der.
On the record and off. In your experience, Detective, how often does the party on the receiving end of a cartel assassination say, "If only we knew what we'd done to upset them?" No.
Annem her zaman "Kalbini ve kapını İsa'ya aç." der.
Mammy always says, "Keep your heart and your doors open to Jesus."
Cal-der...
" Call their...
Arayacağım Der- -
I'm going to call Der...
Na... Yet.
Mur... mur... der.
Lütfen, arkadaşlarım bana Jakey Karlıpantolon der çünkü kaymayı çok severim.
Please, my friends call me Jakey Snowpants, because I'm skiing so much.
Koca oğlan buna ne der sence?
You think the big guy's gonna like that?
Sanki time yükseliyorum der gibi.
It's like moving up to a task force.
Sokaktaki adam bunlara ne der diye düşünmedi mi?
How did she think that was gonna play to the guy on the street?
Durmaya çalıştım ama araba aynen şöyle der gibiydi "Olmaz yavrum".
I tried to stop it, but this car was like, "Mm, no, girl."
Köprüyü terk edin. Hayır!
Runter von der Bruecke.
- Nişan alın.
- Runter von der Bruecke.
Elektrik sistemini kontrol etmek için geldik.
Wir sind hier wegen der Elektrik.
Elektrik hattını kontrol etmek için geldik.
Wir sind hier wegen der Elektrik.
An der Treppe.
An der Treppe.
Auf der Fahrt versteckt.
Auf der Fahrt versteckt.
Ve sadece budalalar "brew-sketta" der.
And only jackasses say "brew-sketta."
"O kadar zenginim ki ikinci bir havuz yaptırdım çünkü ilkinin varlığını unutmuşum." der gibi.
as in, "I'm so rich, I built a second pool, " because I forgot I already had one. "
- Herkes bana Sam der.
- to New York. - Everyone calls me Sam.
Annem der ki babalar her zaman senin yanında olurlar.
Mommy says dads are there your whole life.
Kundakçılar buna beyaz gaz der.
Fire bugs call it white gas.
Yok, yok, bir şey demedim. Hiç der misin? Çünkü fikir beyan etmek kelime kullanmayı gerektirir.
No, no, no, you didn't say... no, you didn't say anything,'cause that would require using words, uh, you know, to articulate a thought.
Bir beyazı Afrika'ya götürsen "Azınlıklara bak hele." der.
You know, it's like you can take a white guy to Africa, and he'd be like, "Look at all the minorities they got over here."
"Üzgünüm." der geçeriz.
We just go, oh, I'm sorry.
Babaların çoğu korkar, ne yapacağımı bilmiyorum der.
A lot of dads get scared, like, I don't know what to do.
Takılsam veya tasma elimden düşse artık senin köpeğin değilim der gibi, basıp giderdi.
And if I ever, like, slipped and dropped the leash, he - He was like, I'm not your dog. He would just run.
"Ha ha!" der gibi. Kafamın üstünde uçuyor. Bağırmaya başladım.
And he just flew right - right by my head, like this, and I just-I went, "Aaah!"
Dobkins, "İyi akşamlar bayanlar ve baylar" der misin?
Dobkins, say "Good evening, ladies and gentlemen."
- O gider ve der :
Yeah, he'll be all...
Spidey her zaman "büyük güç büyük sorumluluk getirir" der.
Spidey always says, "With great power comes great responsibility."
Büyük şifacılar buna kolera hastalığı der.
Cholera morbus, as the big doctors say...
Rahibin onları gizlice evlendirmesi gerekirken gençler onun aptallığından tiksinti duyarak, şunu der :
When he was supposed to blow over them, the youngsters, disgusted with his stupidity, said :
Lorde'un hayranları ona anne der.
Lorde's fans call her Mom.
Bazıları bana hatip der ; diğerleri ise Musa Baba.
Some people call me preacher man ; others call me Daddy Moses.
Olamaz, biraz önce şapkayı beğenmem için kendimi ikna ettim sanırım çünkü kendimi böyle görünce "bu yakışıklı Yentl erkeği de kim?" der oldum.
And, oh, my God, I think I just talked myself into liking this hat because I keep seeing myself in it, and I'm like, "Who is that handsome gentleman?"
Adalet der ki Marcus'un çektiklerinin aynısını çekmeli.
Justice says he should suffer the way Marcus suffered.
Bazıları Petrus der.
Some call me Petrus.
Kime sorsan aynını der.
Ask anybody.
Yerel halk bana Koca ayak der.
Folks call me Bigfoot.
Tabii ki bu arada arkadaşlarım bana Peggy der.
Of course. Though my friends call me Peggy.
Müzik yükselir, havuz partisi kurtulmuş olur,... ve dış ses şöyle der "Sam Adams Ice,... serinden de öte."
Music up, pool party is saved, super comes in... "Sam Adams Ice, cooler than cool."
"Josey Wales'i arıyorum." der.
"I'm looking for Josey Wales," he calls out.
Josey elinde silahıyla gölgede durmaktadır. "Ödül avcısı mısın?" der.
Josey's standing in the shadows, hand on his pistol, says, "Are you a bounty hunter?"
Adam ona dönüp şöyle der :
The guy turns to him and says,
Josey güler, ona bakıp şöyle der :
Josey sneers, looks at him, and says,
Werner, herkes buraya başkası için geldiğini düşünür ama aslında kendileri için gelirler, der.
Werner says everyone comes here thinking that they're there for someone else, but they're really here for themselves.
İnsanlar ne der, ne düşünür asla umurunda olmaz.
She usually doesn't care at all what people say or think about her.
Sakilik der geçersin ama onları birlikte çalışmaya ikna etti bizim kız.
It's just pouring drinks, but she's got them working together.
Blackrock Çatışması üzerine yapılan DVD yorumu der ki şerif yardımcısının kaçmak için kullandığı gizli kapıyı el değmeden bıraktılar.
DVD commentary on Blackrock Shootout said they left intact the secret door the deputy used to escape.
Aç olup olmadığını bilmiyorum ama annem hep ne der biliyor musun?
Look, I don't know if you're hungry, but you know what my mom always says?
Köprüyü terk edin.
Runter von der Bruecke. Runter von der Bruecke.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]