English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ D ] / Dinlemelisin

Dinlemelisin translate English

1,165 parallel translation
Bence hepsini dinlemelisin.
I think you should listen to all of them.
Al. Bunu dinlemelisin.
Al, you've got to listen to this.
Beni dinlemelisin.
You have to listen to me.
Beni dinlemelisin.
You've gotta listen to me.
İşler kontrolden çıkmadan beni dinlemelisin.
You need to listen to me before it gets out of hand.
- Beni dinlemelisin. Sahaya çıkmalısın.
- Listen, you gotta come out.
Beni dinlemelisin Nicole. Beni.
You gotta listen to me, Nicole.
Anneni dinlemelisin.
You should listen to your mother.
Evet, iyi bir yemek hazırlamak için kalbinin sesini dinlemelisin.
Right, we must rely on our heart to make the perfect dish.
Beni dinlemelisin.
- Listen to me. - Come home.
Beni dinlemelisin.
You gotta listen to me.
Francis'i dinlemelisin, Mark.
Listen to Francis, Mark.
Ama dinlemelisin hayatım.
But you have to listen, darling
Bunu dinlemelisin.
I need you to listen to this.
Rom, beni dinlemelisin.
Rom, you have to listen to me.
Dinle, böyle durumlarda benim gibi büyük bir kızın söylediklerini dinlemelisin.
Listen, you should let an older girl like me handle this sort of thing.
Bunu dinlemelisin.
You gotta hear this.
- Beni dinlemelisin.
- You have to listen to me.
- Sara, bunu dinlemelisin.
- Sara, you`ve got to hear it.
Bunu dinlemelisin çünkü burası seni de ilgilendiriyor.
Now, you gotta listen to this, man,'cause this concerns you, all right?
Fakat simdi, beni dikkatle dinlemelisin ve söyleyeceklerimi çok ciddiye almalisin.
But now I need you to listen carefully and take what I say very seriously.
Bence onu dinlemelisin Michael.
Well, I think you ought to listen to her.
Bunu dinlemelisin.
What? You'd better listen to this.
- Belki de onları dinlemelisin.
Maybe you should listen to them.
Bay ve Bayan Smith'i dinlemelisin.
You should listen to Mr. and Mrs. Smith.
Çılgınca geldiğinin farkındayım Kaptan, ama bence onu bir dinlemelisin.
I know it sounds extreme, Captain, but I think you should hear her out.
- Beni dinlemelisin.
- I want you to listen to me.
Hemen buraya gelip bunu dinlemelisin, tamam mı?
No, i know, i know. I just need you to come over here and listen to this right now, okay?
Bunu dinlemelisin.
You should hear this.
Bak, gerçekten dinlemelisin.
Look, you've got to listen.
- Eminim çok kötü bir şey yapmışsındır. - Hayır, dinlemelisin.
I bet you've done a really bad thing.
Dinlemelisin.
You really should.
Beni dinlemelisin.
You've got to listen to me.
Kasetin geri kalanını da dinlemelisin, tatlım.
Maybe you should listen to the rest of your tape, sweetheart.
- Ramses, dinlemelisin.
Rameses, please, you must listen...
-... söyleyeceklerini dinlemelisin. - Ona Gardens'ta olacağımı söyledim.
I told him I'd be here at the Garden.
buraya gel, buraya gel hadi bunu dinlemelisin.
Come here, come here. Come on, you got to hear this.
Sarah dinlemelisin.
Sarah, you've gotta listen to me.
Bence onu dinlemelisin.
You should listen to him.
Anne sözü dinlemelisin.
Well, you should listen to your mother.
— Evet, Stanley, söz dinlemelisin. — Ahbap! ?
Yeah Stanley, you should know better.
Beni dinlemelisin şef.
Listen to me.
Beni dinlemelisin!
You've got to listen to me.
Ve sen onu dinlemelisin.
And you should listen to her.
Onun aslında çalmadığı notaları dinlemelisin.
You have to listen to the notes she's not playing.
Dur, beni dinlemelisin.
Hold it. You gotta listen to me.
Sadece içinden gelen sesi dinlemelisin.
You just gotta listen inside.
O sesi dinlemelisin.
You've gotta listen.
Senin için çok zor olacak, biliyorum ama beni dinlemelisin.
It'll take a tremendous act of faith on your part, but hear me out.
Bence bir dinlemelisin.
I should give that a listen.
- Kalbinin sesini dinlemelisin.
Another heart to win, Junior?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]