English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ D ] / Dinlemiyordum

Dinlemiyordum translate English

295 parallel translation
Sizi dinlemiyordum Albay.
I wasn't listening, Colonel.
Bilmiyorum ahbap. Dinlemiyordum.
I don't know, pal. I wasn't listening.
Dinlemiyordum.
I wasn't listening.
Bilmem, pek dikkatli dinlemiyordum.
I don't know, I wasn't paying much attention.
Dolly konuşmaya devam etti, ama ben onu dinlemiyordum.
Dolly still went on talking, but I wasn't listening to her.
Özür dilerim, dinlemiyordum.
I wasn't listening.
Sanırım seni dinlemiyordum.
I guess I stopped listening.
Paul, seni dinlemiyordum.
Paul, I don't follow you.
Kutumda dinlemiyordum ama dinledim.
I lay in my box, but I listened.
Ben dinlemiyordum.
I wasn't buying.
Özür dilerim, dinlemiyordum.
I'm sorry, I wasn't listening.
Affedersin, dinlemiyordum bile.
Sorry, I wasn't even listening.
- Dinlemiyordum.
- l wasn't listening.
- Ben dinlemiyordum.
- No, not me.
... Pardon, dinlemiyordum.
Sorry, I wasn't listening.
- Dinlemiyordum...
- I was not listening...
Pardon, dinlemiyordum.
I'm sorry, I wasn't listening.
Hayır, dinlemiyordum.
No.
Dikkatli dinlemiyordum.
I wasn't paying any attention.
Dinlemiyordum ama duydum.
I wasn't listening, but I heard.
Ama ben dinlemiyordum.
But I wasn't listening.
Sizi dinlemiyordum!
I'm not easy droping!
Televizyonu dinlemiyordum anne.
Oh, I wasn't listening to the tube, Ma.
affedersin, dinlemiyordum.
Sorry, I wasn't paying attention.
Affedersin dinlemiyordum.
I'm sorry. I wasn't listening.
Ben dinlemiyordum. Onlar bizi yakaladı.
I wasn't listening They could have caught us
Bu şarkıyı meşhur olduğundan beri dinlemiyordum.
I ain't heard that song since it was big.
kendisi hikâyeyi olduğu gibi anlatmış, ama açıkçası ben dinlemiyordum, dolayısıyla tercüme edemedim.
He has told the story apparently, But I wasn't listening obviously, so I wasn't translating.
Düşüncelerinizi dinlemiyordum bile.
I wasn't even listening in on you.
Sanırım dinlemiyordum.
I guess I wasn't listening.
Dinlemiyordum.
I wasn't eavesdropping.
Bilmiyorum. Dinlemiyordum
I wasn't listening.
Seni dinlemiyordum!
I ain't Iistenin'to you!
- Üzgünüm, dinlemiyordum.
- Sally? - I'm sorry. I wasn't listening.
Pardon dinlemiyordum.
Sorry. I wasn't listening. '..
O zaman dinlemiyordum, sadece o kadar.
I just wasn't listening then, that's all.
Aslında dinlemiyordum.
I wasn't really listening.
Afedersiniz, dinlemiyordum...
I'm sorry. I wasn't listening.
Dinlemiyordum diyerek beni dehşete düşürme şimdi.
Don't terrify me that you have paid no attention.
Özür dilerim. Seni dinlemiyordum.
I'm sorry, I wasn't listening.
Dinlemiyordum.
I wasn't.
Kusura bakma, seni dinlemiyordum.
Sorry, I wasn't listening.
Ne söylediklerini açıkçası çok dinlemiyordum.
I never really listened to what he was saying, you know.
Üzgünüm, dinlemiyordum.
I'm sorry, I wasn't listening.
Seni dinlemiyordum.
I wasn't listening.
Siktir, dinlemiyordum ki. Deli olduğunu düşünmüştüm.
Fuck, I wasn't listening to her'cause I thought she was a lunatic.
Onu hiç dinlemiyordum.
I just wasn't listening.
Hayır, dinlemiyordum.
No, no, I'm not listening.
Haklı olmadığından neredeyse eminim ama adil olmak için söyleyeyim : Dinlemiyordum.
I'm almost certain you're not but, to be fair, I wasn't listening.
Çocuğun burada seninle daha güvende olacağını anlatmaya çalıştın ama ben..... ben dinlemiyordum.
You were tryin'to tell me the boy is better off here with you, and I... I wasn't listening.
Her döngü başında, Daniel bana bir soru soruyor, ve ben ilk defasında onu dinlemiyordum.
Every time we loop, Daniel asks me a question, and I wasn't listening the first time.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]